Keriz

Kartal Tibet’in yönettiği ve Kemal Sunal, Perihan Savaş, Müge Akyamaç, Ali Şen, Halit Akçatepe, Aliye Rona, İhsan Yüce, Nubar Terziyan, Turgut Özatay, Nuran Aykut ile Hakkı Kıvanç’ın oynadığı Keriz, Aralık 1985’de vizyona çıkarılıyor.
Zülfü adlı gence babasından büyük miras kalır. Amcası tüm paraya el koymuş, onu da köle gibi çalıştırmaya başlamıştır. O günlerde bu gencin evlenmeye kalkması olaylara sebep olur. Amcası ve yengesi bu evliliğe karşı çıkarlar ama sonunda delikanlı, sevdiği kızla evlenir. Genç kadın, kocasının saf ve iyi niyetli olduğunu, amcanın da bunu istismar ettiğini bildiğinden durumu düzeltmeye çalışır. Ama amca da önlemini alır, yeğeninin eşi için olmadık dedikodular çıkarır.

20. Uluslararası Saraybosna Film Festivali’nde Üç Yol’un Özel Gösterimi Yapıldı

Yönetmenliğini Faysal Soysal’ın üstlendiği başrollerinde, Nik Xhelilaj, Turgay Aydın, Rıza Akın, Kristina Krepela, Alma Terzic ve Faketa Salihbegovic’in yer aldığı Üç Yol filminin özel gösterimi filmin de geçtiği mekânlardan biri olan Saraybosna’da gerçekleşti. 16 Ağustos akşamı Saraybosna Film Festivali kapsamında yapılan filmin özel gösterimine katılan davetliler arasında Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Cihad Erginay da bulunuyordu.

20. Uluslararası Saraybosna Film Festivali’nde Üç Yol’un Özel Gösterimi Yapıldı yazısına devam et

Deprem

Şerif Gören’in yönettiği ve Türkan Şoray, Kadir İnanır, Nasır Melek, Şükriye Atav, İlhan Hemşeri, İhsan Yüce, İbrahim Uğurlu, Ekrem Dümer, Hasan Ceylan, Erdoğan Seren ile Sabahat İzgü’nün oynadığı Deprem, 1976 yılında Akün Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Babasının ölüm haberi üstüne kalan malları satmak için köye dönen Ahmet köyün en güzel kızı olan Zeynep’e bir bakışta aşık olur. Zeynep de Ahmet’e sevdalıdır fakat onun şımarık davranışlarına sinirlenmektedir. Zeynep yaşının evlenmek için geçtiğini düşündüğünden kendisini isteyen demirci ustası Rıza Usta’yı kabul eder fakat Ahmet düğün gecesi Zeynep’i kaçırır. Rıza Usta onların peşini bırakmayacaktır.

Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk Filminin Çekimleri Tam Gaz

Geçtiğimiz yıl büyük beğeni toplayan, başrollerinden birini Hüsnü Şenlendirici’nin paylaştığı Vay Başıma Gelenler’in seri filmi Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk’un çekimleri devam ediyor. İki kader ortağının kahkaha dolu maceralarının anlatıldığı film, sürpriz oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Filmin başrollerini Yıldırım Memişoğlu, Bülent Çolak, Fatma Toptaş, Metin Zakoğlu, Çiğdem Tunç, Dilek Serbest, Esra Sönmezer, Volkan Keskin ve Mustafa Şen gibi isimler paylaşıyor.

Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu

Serkan Zelzele’nin yönettiği ve Haluk Bilginer, Ahmet Kural ile Murat Cemcir’in seslendirdiği animasyon film 14 Kasım 2014′de Pinema Film dağıtımıyla Anibera Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Ölümsüzlük Suyu’nun peşinde olan Evliya Çelebi 17. yüzyılda Nil nehri kıyısında aradığını bulur, ancak kötü kraliçe, onun bu mutluluğu uzun uzadıya yaşamasına izin vermez ve Evliya Çelebi kendini uzun bir uykuda bulur. Uyandığında ise kendisini iki kıtanın kesiştiği İstanbul’da bulur. Günümüz İstanbul’unda uyanan Evliya Çelebi’ye hikâyede akıllı ve zeki olan on yaşındaki Can arkadaşlık eder.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Evliya Çelebi ve Ölümsüzlük Suyu yazısına devam et

3. Uluslararası Van Gölü Film Festivali

Bajar Kültür Sanat Danışmanlığı’nın düzenleyeceği 3. Uluslararası Van Gölü Film Festivali bu yıl 23 – 29 Eylül tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Sinemanın nabzının Van’da atacağı festival kapsamında İnci Kefali Sinema Ödülleri de verilecek. 3 yıldır devam eden ve sürdürülebilir bir etkinlik olan Uluslararası Van Gölü Film Festivali her geçen yıl gelişerek ve yenilenerek yoluna devam ediyor. Her yıl birçok sanatçıyı konuk eden festival, halkın sanatçılarla buluşmasını, film gösterimlerine ve diğer etkinliklere katılmasını sağlıyor. Festival, sinemaya katkısı ve halkı sinemayla, sinemacıyla buluşturması yanında Van’ın ve Van Gölü’nün tanıtımına da katkıda bulunuyor.

3. Uluslararası Van Gölü Film Festivali yazısına devam et

Aslan’ın Bir Sivas’ı Var

Sivas
Yönetmen-Senaryo: Kaan Müjdeci
Görüntü: Armin Dierolf-MartinSolvang
Oyuncular: Doğan İzci (Aslan), Ezgi Ergin (Ayşe), Furkan Uyar (Osman), Hasan Özdemir (Hasan), Ozan Çelik (Şahin), Okan Avcı (Öğretmen), Muttalip Müjdeci (Muhtar), Hasan Yazılıtaş (Baba), Banu Fotocan (Anne), Çakır (Sivas)
Yapım: Renkli Zürafalar (2014)

Kaan Müjdeci’nin ilk uzun filmi “Sivas”, Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” için yarışıyor. Orta Anadolu’nun kırsalına çocuklar gözüyle bakan bu film, gerçekçi ve insani bir yapıt.

Sinemamıza yeni düşen genç yönetmen Kaan Müjdeci’nin sinemaskop çekilmiş 2014 yapımı “Sivas” filminin hikâyesi Yozgat’ın köylerinde geçiyor. Filmin tam ortasında on yaşındaki Aslan’la Sivas kangalı olan Sivas. Bu film, 71. Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” ödülüne aday. Yönetmen, filmin basın gösteriminden sonra filmin gösterildiği salonda ekibiyle beraber bir sohbet de gerçekleştirdi. Gerçekten içtenlikli ve esprili konuştu. Yönetmeni filmin içinde bulabiliyorsunuz. İçtenliği ve esprileriyle. Filmde gerçekten çok küfürlü savruluşlar var. Bir karış çocukların bile ağzından eksik olmuyor o küfürler. Anadolu’ya ve kültürlerine uzak olanlara bütün bunlar tuhaf geliyor elbette. Şehirlilerde yabancılaşma sürüyor tüm kibirleriyle beraber. Ama gerçeklik bu.

Sivas’a Aslan şefkati…

Aslan, her gün hayata dair bir şeyler keşfediyor, tıpkı bu filmin içinde dolaşan şehirliler gibi. Film, Aslan, Hasan, Osman ve başka çocukların havaya fişek uçurmalarıyla başlıyor. Muhtarın kavgacı oğlu Osman’la anlaşamayan Aslan, sınıftan Ayşe’ye vurgun. Kamyonun arkasında tabuta benzeyen sandıkla okula gelen kostümler ona ilk aşk acısını da yaşatıyor. Kulağından telefon kulaklığı düşmeyen öğretmen, “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” piyesinde, prenses olarak Ayşe’yi seçiyor. Ama ya Prens? O da Osman. Kederlere düşen Aslan’ın yolu Sivas’la buluşuyor köpek dövüşünde. Muhtarın kangalı Sivas’ı yenince, Sivas’ın sahibi köpek öldü diye yazının ortasında yapayalnız bırakınca Aslan şefkatle köpeğe yaklaşıyor ve aralarında sevgi doğuyor. Bütün zamanını Sivas’a adayan Aslan, okulu assa da Sivas’ın güçlenmesine yardımcı oluyor. Sivas, daha önce yenildiği muhtarın köpeğini yeniyor ve kaderi de değişiyor. İyi yürekli muhtar, kendi köpeğini yenen Sivas’a saygılı yaklaşıyor ve uzaklarda dövüşmesi için Aslan’ı ikna ediyor. Sivas güçlü ve her köpeği yenmeye hazır Aslan’ın şefkatli sevgisiyle.

Bu anlar unutulmaz…

Aslında bu filmde ayrıntılar, anlar ve karakterler önemli. Yönetmen aslında diğer karakterleri, Aslan’ın abisi çoban Şahin dışında öne çıkartmamış. Çoğu şey Aslan’ın gözüyle yansıyor perdeye. O gördükçe ve keşfettikçe, seyirci de görüyor ve keşfediyor. Yılkı atının salıverilmesi sahnesinde, gerçeklikle gerçeküstücülüğü iç içe geçirmeyi başarabilmiş yönetmen. Aslan’ın ahırdaki sahnesi bize Erden Kıral ustanın 1980’lerdeki “Ayna” ve “Dilan” filmlerindeki bazı estetik dokunuşlarını hissettirdi. Damdan içeriye akan yağmur damlaları, mekândaki şeylerin ayrıntı çekimlerle yansıması gibi. Mekânlardan estetik fotoğraflar yansırken, yoksulluklara da dokunuluyor filmde. Tüm köpek dövüş sahneleri de çarpıcı filmde. Kaotik bir kurgu ve kamera hareketleriyle yansıyan bu dövüşler perdeye vahşi bir şiddetle yansıyor. Yönetmen konuşmasında bu sahnelerin nasıl çekildiğini anlattı ve de içimize su serpti. Yönetmen, çocukların olduğu birçok anla köpek dövüşü sahnelerinde yoğunlukla “steadicam” ve hafif el kamerası kullanmış. Haliyle görüntüler de sarsıntılı. Yönetmen, kamera kullanımında karakterlerin hızı belirttiğini söylüyor. Haliyle çocuklar çok enerjik olunca kamera da buna uyum sağlamış. Filmin başlarında yönetmen, Aslan ve Ayşe’yi “steadicam” kamerayla arkadan ve önden de takip ediyor. Ama en etkileyici sahne, tarlada Aslan’la Ayşe’nin konuşmasıydı herhalde. İnsanı çocukluğuna götüren ansa, Aslan’ın Ayşe’yi izlediği andı. Filmde önemli bir şey de fark ediliyor. Erkeklerin dünyasının yansıdığı bu filmde erkeklerin sertliği de öne çıkıyor. İster insan ister hayvan, erkekler aynı ortamda bulunduğunda kavga çıkma ihtimali var. Bunun alt metniyse de dişilere ulaşabilmek.

Yönetmen bu filmini büyük ozanlardan Neşet Ertaş’a adamış. Sonda arabanın teybinden üstadın sazı ve sesi duyulmaya başlıyor. Yönetmen filminde müzikleri dış ses olarak kullanmış. Bu sıcak, içtenlikli, esprili gerçekçi film insana iyi geliyor.

(28 Ağustos 2014)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com