Öteki Ben’in Dayanılmaz Çekiciliği

İngiliz yönetmen Richard Ayoade’nin son çalışması, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin ilk dönem eserlerinden ‘Öteki’nin yeni bir uyarlaması. Özgün adı ‘Dvoynik’i dilimize ‘kopya’ ya da ‘ikiz’ olarak çevirebileceğimiz bu kısa roman, Rus yazarın ilk döneminin insan psikolojisini öne çıkaran yapıtlarındandır. Yazarın Gogol etkileri taşıyan ve 1846’da ilk yayınlandığında ilgi görmemiş ancak daha sonra Freud’un yazılarında ‘şizofreni’nin bu denli iyi anlatılmasına şapka çıkardığı ‘Öteki’, 9. dereceden memur Yakov Petroviç Golyadkin’in şahsını ortadan kaldırmaya çalışan tıpatıp benzeriyle çatışması üzerine kuruludur. Kendisini küçük gören sözde dostları ve amirlerinin kaba ve yakışıksız davranışlar sergilediği fırtınalı bir gecede hiç beklenmedik bir şekilde yolları kesişir benzeriyle Golyadkin’in. Bu tıpatıp kopya, kıdemli memurun bastırılmış ‘öteki ben’inden başkası değildir oysa. Onurlu, entrika bilmez dostumuzun ikizi, tüm girişkenliği, işbilirliği ve kadınlar üzerindeki cazibesiyle benzerinin yerini, dairedeki ve toplumdaki mevkiini ele geçirmek üzeredir. Golyadkin’in zihninde yarattığı öteki ile rekabeti, etrafının düşmanlarla sarıldığı düşüncesi onun deliliğe giden sonunu hazırlayacaktır.

Nijeryalı baba ile Norveçli anneden doğma yönetmenimiz, video ve televizyon sitcom’larıyla haklı bir ün elde etmiş genç bir yetenek. 2006 yılından başlayan ve yedi yıl süreyle yayında kalan İngiliz Channel 4 yapımı ‘The It Crowd’ kendisinin oyuncu olarak tanındığı tutulmuş bir ofis dizisi. Bir dönem bizde Digiturk’te de yayınlanmış olan bu dizi, bilgi işlemcilerin çılgın ofis yaşamları üzerine zekice komik bölümler içerir. Ayoade’nin bizde gösterime girmeyen ilk yönetmenlik denemesi ‘Submarine’ (Denizaltı) ilgi çekici bir ergenlik komedisi, Wes Anderson etkisinin hissedildiği eğlenceli bir bir büyüme hikâyesidir. İkinci uzun metrajı ‘Öteki / The Double’, İngiliz yönetmenin farklı filmler ve yönetmenlerden etkilenimlerinin devamı görünümünde. Öncelikle, Golyadkin’in günümüze taşınmış hikâyesi, karanlık ve kasvetli atmosferiyle Dostoyevski’den ziyade Kafkaesk özellikler barındıyor. Neredeyse tümüyle kapalı ve az aydınlatılmış mekânlarda geçen filmde Terry Gilliam’ın Brazil’ini ve onun da esinlendiği baskıcı Orwell havasını bulmak mümkün. Hücre görünümü veren dar mekânlardan oluşan işyerinin amiri ‘Büyük Birader’i anımsatan tepedeki ‘Albay’ (Colonel) örneğin. Özgün novella’dan farklı olarak çağdaş karakterimiz hem daha genç, hem de aşk hikâyesine çok daha geniş bir yer ayrılmış. Simon’ın Hannah’ya olan tutkusunu anlatırken bu defa Kieslowski’nin ünlü dekaloglarından ‘Aşk Üzerine Kısa Bir Film’den fazlasıyla esinlenmiş Ayoade. Arzulanan sevgilinin dürbünle karşı pencereden izlenmesine eşlik eden fon müziği bile Kieslowski filmlerinin bestecisi Zbigniew Preisner esintileri taşıyor. Buna karşılık yönetmenin kurduğu atmosfer, Alman ‘dışavurumcu’ sinemanın gölge/ışık oyunlarını uygulamadaki başarısı ilgiye değer. Çift karakterlere farklı duruş ve dokunuşlarla hayat veren genç oyuncu Jesse Eisenberg de gayet formunda. Saramago’nun ‘Kopyalanmış Adam’ uyarlaması ‘Düşman / Enemy’nin hemen ardından karşımıza gelen bu klasik çiftgezer anlatısı Dostoyevski’den farklı bir yorumla sonlanıyor. Seyir keyfini bozmamak için finali izleyenlere bırakalım ve yolun başındaki Richard Ayoade’nin bundan sonraki çabalarını merakla beklediğimizi belirtelim.

(22 Haziran 2014)

Ferhan Baran

[email protected]

Bilgi Sinema’nın Paylaşım Merkezi Açıldı

Bir yıla yakın bir süredir gösterimlerine devam eden Bilgi Sinema Kulübü, sanatın herkesin tarafından erişilebilir olması gerektiğine inandığı için gösterdiği filmlerin yanı sıra Türkçe’ye kazandırdığı altyazıların ve bazı başka şeylerin paylaşılacağı bir Paylaşım Merkezi’ni yayına soktu. Projenin ilk aşamasında, Ulus Baker’in ders kayıtları ve yazıları da Paylaşım Merkezi’nde yayınlandı.

7. Documentarist Sona Erdi, FIPRESCI Ödülü Tepecik Hayal Okulu’nun

07 Haziran 2014 Cumartesi günü başlayan Documentarist 7. İstanbul Belgesel Günleri ödül töreniyle sona erdi. Arın Yeniaras’ın sunduğu ve pek çok konuk, sinema yazarı ve belgeselseverin katılımıyla The Mekân Teras’ta gerçekleşen gecede ödüller de sahiplerini buldu. Almanya, İsviçre, Hindistan, Şili, Suriye, Uruguay, İspanya, Romanya ve Türkiye’den belgesel filmlerin yer aldığı FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu) seçkisinde ödül, yönetmenliğini Güliz Sağlam’ın yaptığı ve Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filminin yönetmeni, sinemacı Ahmet Uluçay’ın hikâyesini anlatan Tepecik Hayal Okulu’na verildi.

7. Documentarist Sona Erdi, FIPRESCI Ödülü Tepecik Hayal Okulu’nun yazısına devam et

Sinema Keyfi, Yaz Kampanyası ile Cinemaximum’da Yaşanır

Cinemaximum, sinemaseverlerin zevkleri, takip ettikleri filmler ve beklentilerinden yola çıkarak çok özel iki farklı kampanya ile yaza hızlı ve sıcak bir giriş yapıyor. En iyi filmlerin kışın vizyona girdiğine inananlar, yazın sıcağında sinemaya gidilmez diye düşünenler, Cinemaximum bütün klişelerinizi yıkmaya geliyor, sizi yaz aylarınızı renklendirecek muhteşem bir kampanya ile buluşturuyor. Bu kampanyanın adı “Yaz Kampanyası”. Erkek arkadaşını evde maç keyfi ile baş başa bırak, en samimi kız arkadaşını yanına alarak Cinemaximum’a bir uğra. İddialı kampanyalarına bir yenisini ekleyen Cinemaximum, 2014 yazını çok daha eğlenceli bir hale getirmeye geliyor.

Sinema Keyfi, Yaz Kampanyası ile Cinemaximum’da Yaşanır yazısına devam et