Veysel’in Bir Günü

Numan Çakır tarafından kurulan Sert Ünsüzler Ekibi’nin ikinci büyük projesi Veysel’in Bir Günü adlı kısa filmin çekimleri Mayıs – Haziran ayları gibi Sivrialan Köyü’nde başlayacak. Türkiye’nin Aşık Veysel ile ilgili çekilmiş ilk kısa filmi olacak Veysel’in Bir Günü iddialı geliyor. “Kör bir âşık bir gününü nasıl geçirir?” sorusundan yola çıkan filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Numan Çakır üstleniyor. Sert Ünsüzler Ekibi daha önce Aşık Veysel ile ilgili ilk müzikali ortaya koymuşlardı. Ekip 09 Mayıs’ta müzikali Sivas’ın Şarkışla ilçesinde sergilemeye hazırlanıyor.

Bağımsız Türkiye Sineması İzmir Buluşmaları Devam Ediyor

Hezarfen Film Galeri’nin, sinemamızın bağımsız filmlerinin yeni örneklerinden oluşturduğu Bağımsız Türkiye Sineması Buluşmaları İzmir etkinliği devam ediyor. Etkinliğin amacının, son yıllarda yurt içi ve yurt dışında başarılarıyla adından söz ettiren ancak dağıtım sorunları yaşayan Türk filmlerini ve filmlerin yaratıcılarını izleyiciyle buluşturmak, bu filmler için bir seyirci kitlesi yaratmak olduğu belirtiliyor. Hezarfen Film Galeri ile Fransız Kültür Merkezi’nin işbirliği ve Yeni Sinema Hareketi’nin desteği ile düzenlenecek etkinlik gösterimleri ücretsiz yapılacak. Etkinlikte Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Köksüz, Mavi Dalga ve Hayatboyu adlı filmler İzmirli sinemaseverlerle buluşacak.

Çocuk Büyütme Rehberi

Eugenio Derbez’in yönettiği ve Eugenio Derbez, Jessica Lindsey, Loreto Peralta ile Daniel Raymont’un oynadığı Çocuk Büyütme Rehberi (Instructions Not Included), 04 Nisan 2014’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Valentine ve kızı arasındaki hikâye, Valentine’in bir gün kapısının çalınmasıyla başlar. O güne kadar kızı olduğunu bilmeyen çapkın adam, karşısında eski sevgilisini görür. Bebeği bırakıp giden genç kadın Valentine’nin hayatını tamamen değiştirecektir. Tüm alışkanlıkları, yaşam şekli artık küçük bir kızın büyütülmesi ve onun mutlu olması için değişen çapkın genç adamın müthiş serüveni beyazperdeye taşınıyor.

Hayaletli Ev

Vincenzo Natali’nin yönettiği ve Abigail Breslin, Samantha Weinstein, Stephen McHattie ile David Hewlett’in oynadığı Hayaletli Ev (Haunter), 11 Nisan 2014’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Lisa 16. yaş gününden bir önce ölür ve ölümsüzleşir, artık sonsuza kadar yaşayacaktır. Ailesiyle birlikte hayatını kaybeden Lisa, hayatının son gününü her gün, defalarca, yaşamaktadır. Ancak bir süre sonra bir şey tarafından izlendiğini hissetmeye başlar. Yaşadıkları evin bir zamanlar, genç kızları kaçırıp, cesetlerini evin bodrumuna saklayan bir seri katile ait olduğunu öğrenir. Bu katil ölünce, yaşayanlara musallat olabilen kötü bir ruha dönüşmüştür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Festivale Yürek Titreten Bir Başlangıç

33. İstanbul Film Festivali’nin açılış filmi, deneyimli İngiliz yönetmen Stephen Frears imzalı ‘Umudun Peşinde’ idi. Özgün adı ‘Philomena’yı gerçek bir kişilikten almış bu ilgiye değer çalışma, festivalin sıkı takipçilerinin aradığı demir leblebi kategorisinden bir keşif filmi değil, ancak açılış gecesinin farklı beğeniler taşıyan kalabalık izleyici kitlesini memnun etmeye yönelik yerinde bir seçimdi kuşkusuz.

Philomena Lee’nin gerçek hikâyesi deyim yerindeyse yürek dağlatan türden. Lâkin ustalıklı bir senaryonun da marifetiyle yaşamın talihsiz cilvelerine hoş rastlantıları da katabilmiş bir film bu. Yetmişlerinde bir emekli hemşire Philomena. Henüz gencecik bir kızken, evlilik dışı bir ilişki sonucu hamile kaldığında babası tarafından evlatlıktan reddedilmiş ve bir manastıra bırakılmış. Burada doğurduğu ve üç yaşına kadar baktığı oğlu başka bir aileye evlatlık verilir ve küçük Anthony’den bir daha hiç haber alamaz. Tek evliliğinden olma yetişkin kızının girişimi sonucu, hasret dolu elli yılın ardından bir gazeteciyle yollara düşerek evladının izini sürmeye başlıyor İrlandalı yaşlı kadın. BBC deneyiminin ardından bulaştığı siyasetin dikenli yollarında saf dışı kalmış, Rus tarihi üzerine kitaplar yazmayı düşleyen (ki bu arzusunu gerçekleştirmiş daha sonra) kibirli gazeteci Martin Sixsmith önceleri küçümser Philomena’nın öyküsünü. Katolik manastırında dönmüş dolapları keşfettiği vakit yaşlı kadının arayışını sahiplenir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yenik düşmüş eski kıtanın insanları hayatta kalma mücadelesi verirken, gayrimeşru yoksul çocukların, aralarında dönemin ünlü Hollywood yıldızı Jane Russell’ın da bulunduğu zengin Amerikalılara yüklü bedeller karşılığı satılmıştır. ‘Umudun Peşinde’ işte Avrupa’dan Amerika’ya uzanan bu gerilimli iz sürüşün hikâyesi.

İrlandalı halk kadını ile kibirli entellektüelin mizah yüklü çatışmasını sarsıcı hikâyesinin içine ustalıkla yerleştiren, Martin Sixsmith’in 2009 yılında kaleme almış olduğu ‘Philomena’nın Kayıp Çocuğu’ adlı kitabından uyarlanmış Venedik ve Bafta ödüllü parlak senaryonun usta Frears’ın ellerine teslim edilmesi iyi olmuş. Seksenli yıllardan, ‘Benim Küçük Çamaşırhanem / My Beautiful Laundrette’den beri takipçilerinin ilgisini boşa çıkarmayan bir dolu düzeyli filme imza atmış olan İngiliz yönetmen, Philomena’nın hikâyesinden alnının akıyla çıkmış. Sağlam oyuncuları en büyük destekçisi olmuş kuşkusuz. Dame Judi Dench çok başarılı ve çok renkli kompozisyonuyla harikalar yaratıyor. Senaryonun ortaklarından deneyimli oyuncu Steve Coogan (diğer ortak Jeff Pope) gazeteci Sixsmith’de ustasına mükemmel eşlik ediyor. Alexandre Desplat’nın filmi sarıp sarmalayan Oscar adayı olmuş incelikli müzik çalışmasını da anmadan geçmeyelim.

‘Umudun Peşinde’ festivalde beş kez daha gösterilecek. (Beyoğlu Atlas, 05 Nisan Cumartesi 21:30; Ortaköy Feriye, 06 Nisan Pazar 11:00; Nişantaşı City Life, 07 Nisan Pazartesi 19:00 ve 12 Nisan Cumartesi 19:00; Kadıköy Rexx, 10 Nisan Perşembe 21:30)

(05 Nisan 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

İstanbul Modern Sinema’da 33. İstanbul Film Festivali

İstanbul Modern Sinema bu yıl İstanbul Film Festivali’nden üç farklı bölümü ağırlıyor. Sinema yazarları ve akademisyenlerin oluşturduğu Bu İkiliye Dikkat seçkisi, Türkiye’de sinemanın 100. yılını 38 filmlik çok özel bir programla kutlarken; bir diğer bölümde 1905 yılında film çekmeye başlayan, Balkanların ilk sinemacıları, Osmanlı vatandaşı Yanaki ve Milton Manaki kardeşlerin restore edilen filmlerinin tamamı gösteriliyor. Üçüncü bölüm, Sinema Yoluyla Bir Millet Yaratmak’ta ise belgesel Caligari-Korku Sinemaya Geldiğinde (Caligari – Wie der Horror ins Kino Kam) ve Alman sinemasının başyapıtlarından Bir Pazar Günü’nün (Menschen am Sonntag) beraber gösterimi yapılacak.

İstanbul Modern Sinema’da 33. İstanbul Film Festivali yazısına devam et