Bu haftanın ilgiye değer filmlerinden ‘Gloria’, benzersiz bir kadın portresi armağan ediyor beyazperdeye. Şili sinemasının saygın isimlerinden Sebastian Lelio’nun geçtiğimiz Berlin Film Şenliği’nde büyük ilgi görmüş bu dördüncü uzun metrajı, kadın özgürlüğü ve onun da ötesinde bireysel özgürlüğün manifestosu olarak ışıl ışıl parıldayan bir çalışma.
Santiago’lu orta sınıfa mensup eğitimli bir kadın Gloria. Ellisini çoktan devirmiş, eşinden ayrılmış yalnız yaşıyor. Yetişkin oğlu yeni doğmuş kendi çocuğuyla meşgul, İsveçli sevgilisinden hamile kızı adamın yanına taşınma hazırlıkları içinde. Eski eşi de genç bir kadınla evlenmiş. Sosyal bir kadın Gloria. Eğlenmeyi, dansetmeyi seven, ilerlemiş yaşına ve yalnızlığına rağmen köşesine çekilmeye hiç niyetli olmayan hayat dolu bir insan. Yaşamın getirdiklerini, erkeklerin ilgisini, gittiği partilerden birinde tanıştığı aynı yaşlardaki Rodolfo’nun düşkünlüğünü reddetmez. Bir ikinci bahar özlemi içindeki orta yaşlı denizci eskisi de samimidir hislerinde. Gloria’nın yaşam enerjisine kapılmıştır bir kere, lâkin çoktan sona ermiş mutsuz evliliğinin gölgesi bırakmaz yakasını. Psikolojik sorunları olan eski karısı ve hâlâ baba eline bakan iki yetişkin kızın sorumluluğu Rodolfo’nun elini kolunu bağlarken, Gloria ışıldayan gözlerle kaldığı yerden devam eder dansına.
Filmin ana karakteri, yetmişler sonlarında Umberto Tozzi’nin meşhur ettiği, daha sonra Laura Branigan’dan İngilizce sözlerle dinlediğimiz ‘Gloria’ şarkısından almış adını. Döneminin büyük ilgi görmüş bu hit parçası, seksenler kuşağının anılarını tazelerken, sözleri ve coşkulu melodik yapısıyla hayat dolu Gloria’nın hikâyesine müthiş bir uyum sağlamış. Ülkesinin önde gelen tiyatro oyuncusu ve yönetmenlerinden Paulina Garcia, Berlinale En İyi Kadın Oyuncu Ödüllü son yılların en muhteşem performanslarından birinde adeta döktürüyor. Keza kıdemli aktör Sergio Hernandez’in kırılgan Rodolfo yorumu son derece başarılı.
32. İstanbul Film Festivali’nin jüri üyesi olarak şehrimize konuk olan Sebastian Lelio’nun kendi deyimiyle ‘izleyicinin doğrudan bedeninde hissedebileceği bir film’ bu. Bir dans pistinde başlayan ilk kareden diskotekte noktalanan finale dek Gloria’nın yaşam arsızlığını ve bitmez tükenmez enerjisini içinizde hissediyorsunuz. Onunla birlikte gülüyor, birlikte hüzünleniyor, birlikte şarkı söyleyerek meydan okuyorsunuz hayata.
(‘Gloria’, ‘Başka Sinema’ projesi kapsamında İstanbul, Beyoğlu Beyoğlu; Kadıköy Rexx; Altunizade Capitol Spectrum; Haramidere Cinetech Torium; Levent Metro City Cinema Pink; Ankara Kızılay Büyülüfener; Bursa, Cinetech Korupark; Eskişehir, Kanatlı Cinema Pink Sinemaları’nda dönüşümlü seanslarda gösterilmektedir.)
(13 Ocak 2014)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com