Kaçış Planı (Escape Plan)
Yönetmen: Mikael Hafström
Senaryo: Miles Chapman-Jason Keller
Müzik: Alex Heffes
Görüntü: Brendan Galvin
Oyuncular: Sylvester Stallone (Breslin), Arnold Schwarzenegger (Rottmayer), Jim Caviezel (Hobbes), Faran Tahir (Javed), Amy Ryan (Abigail), Sam Neill (Dr. Kyrie), Vincent D’Onofrio (Clark), Vinnie Jones (Gardiyan), Caitriona Balfe (Jessica)
Yapım: Summit (2013)
Aksiyon filmlerinin iki büyüğü Stallone ve Schwarzenegger’i bir araya getiren “Kaçış Planı”, kaçması imkânsız gemi hapishanesinden heyecanlı bir macera.
Ray Breslin, görünüşte kaçması zor bir hapishaneden iyi bir plânla kolayca kaçıyor. Filmin girişiyle beraber bu heyecan seyircilere filmin geri kalanında nefes nefese kalacağını da haberliyor. Breslin, eski bir savcı. Lester Clark’la beraber özel güvenlik şirketine ortak.
Güvenilikli sanılan hapishanelerin açıklarını ortaya çıkartarak, o hapishanelerin daha güvenlikli yerlere dönüşmesini sağlıyor bu denemeler. Breslin, hapishanelere bir mahkûm gibi giriyor ve bir mahkûm gibi firar ediyor. Hapishane müdürleri ve gardiyanları bunları bilmiyor elbette. İyi para kazandıkları bu işte bürokratik işlemleri Clark götürürken, sahadaki maceraysa Breslin üzerinde. Yeni iş, önceki işlere pek benzemiyor. CIA’den olduğunu söyleyen güzel Jessica Miller, CIA’in gizli hapishanelerinin güvenliğini sınamak için büroya geliyor. İyi de ödeme sunuyor. Breslin, kaçırılır gibi çok gizli bir hapihaneye götürülüyor. Bu hapishane hiçbir yerdeki hapishaneye benzemiyor. Her şey dikey ve mahkûmların kaldığı tek kişilik koğuşlar da şeffaf. Yani camdan. Breslin ve seyirciler için bir sürpriz oluyor bu atmosfer. Hapishanenin müdürü de Willard Hobbes. Sadist, kindar ve öfke dolu. Bu tuhaf hapishanede insanlık için, yani Amerika için tehlikeli ve cani mahkûmlar tecrit edilerek güvenlik sağlanmış oluyor. Sadece Araplar değil, her milletten şiddet için doğmuş tedhişçiler var bu hapishanede. Herhalde Müslümanlar fazla incinmesin diye böyle olmuş. Müslümanlara namaz kılmak için de müsamaha gösteriliyor.
Gerilimli ve kanlı…
1960 doğumlu İsveçli yönetmen Mikael Hafström, ahlâkçı yaklaşımlarıyla biliniyor. Yönetmen, 2005’teki “Derailed-Raydan Çıkanlar”, 2007’deki “1408” ve 2010’daki “Shanghai-Şanghay” filmleriyle hatırlanıyor. Hafström, filmlerinde estetik ve ideolojik anlamda yer yer Avrupalı bakışı da yerleştiriyor. Yönetmenin muhafazkâr yaklaşımları Hollywood’la da uyumlu aslında. Hafström’ün fimlerinde alttan alta sağ bir yorumu, bir yaklaşımı her zaman bulabilirsiniz. Avrupa’nın kuzey kültürü, Anglo-Amerikanlılar, Cermenler ve İskandinavlar, Batı medeniyetinin kendilerine ait olduğunu iddia ederler. Bu yüzden kendilerine benzemeyen her şeyi medeniyetleri tehdit görüyorlar hep. 2013 yapımı “Escape Plan-Kaçış Planı” filmi, sistemin açıklarını kapatarak daha güvenlikçi bir devletin olmasını savunuyor metaforik anlamda. Güvenlik, hukuktan değerli diyor İsveçli yönetmen.
Hapishanenin korkunç manzarasıyla karşılaşan Breslin bir ara umutsuzluğa düşüyor bu cehennemden çıkamama korkusundan. Orada hemen mahkûm Emil Rottmayer’le tanışıyor Breslin. Rottmayer’e ihtiyatlı yaklaşsa da dostlukları gelişiyor. Breslin, Rottmayer’in yardımlarıyla birçok şeyi kolaylaştırıyor aslında. Rottmayer, bilinmeyen patronunu Mannheim’ı ihbar etmesi için baskı altında tutuluyor sürekli. Mannheim, bilişimle zenginlerin hesaplarını boşaltıp fakirlere dağıtan modern bir Robin Hood. Sistem zenginlerden yana olduğu için onca yoksulluk onu ilgilendirmiyor pek. Elbette bir de Müslüman Javed, yani Cavit de var. Yumuşak yüz hatları olan Javed, Arapların içinde az çok iyi insanların da olabileceğini fısıldıyor Batılı seyircilere.
Breslin, önce nasıl bir yerde olduklarını öğrenmeye çabalıyor. Sonunda buranın denizin ortasında gemi hapishane olduğunu görünce umutsuzluğa düşer gibi olsa da, o zeki biri. Yaptığı aletlerle nerede olduklarını buluyor önce. Gemi hapihane, Fas açıklarında demir atmış güvenlik ötesi güvenli bir yer. Özellikle ikinci yarıyla beraber gerçekten adrenalin epeyce yükseliyor ve gerilim de çoğalıyor. Bu yüzden merak duygusunu dağıtmamak da gerekiyor. Sonda gerçekten bir sürpriz var. Uzun final bölümünde nefes kesen bir aksiyon ve kameraya yapışan kanlar olduğunu da belirtelim. Sinemaskop fotoğraflar, yoğunlukla iç mekânda geçen bu aksiyon-macera filmine görsel olarak zenginlik sunmuş. Hapihane gemideki ışık düzenlemelerinin de insanı estetik yönden büyülediğini de belirtmeliyiz. Elbette sinema perdesinde. Aksiyon-macera oyuncuları Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger, 1980’li ve 90’lı yıllarımıza damga vurdular. “Rocky”ler, “Rambo”lar, “Conan”lar, “Terminatör”lerle. İkisini de aynı çerçevenin içinde görmek insana biraz sıcaklık veriyor. Avusturya kökenli Amerikalı Schwarzenegger’in Kaliforniya’nın eski valisi olduğunu da hatırlatalım.
(10 Ocak 2014)
Ali Erden
ailerden@hotmail.com