Tepenin Uşakları

Sinemamızda halkın içinden kişilerin oyuncu olarak görev aldığı filmlere ilk örnek olarak akla rahmetli Ahmet Uluçay’ın benzersiz sinema tutkusuyla yaptığı Karpuz Kabuğundan Gemi Yapmak gelir. Ondan sonra da Yüksel Aksu’nun yönettiği ve sadece Turan Özdemir’in profesyonel oyuncu olarak görev aldığı Dondurmam Gaymak’ı hatırlarız; en azından Sadi Bey öyle hatırlıyor. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler sonrasında dijital kameraların ucuzlaması, salonların dijital gösterime geçmesi nedeniyle de yapımcıların kopya masrafının azalması gibi nedenlerle bu tür filmlerde bir hareketlilik, bir bereketlilik, bolluk, enflasyon vs. vs. yaşanacağı su götürmez bir gerçek. Geçen ay gösterime giren yeni bir Ege güzellemesi Süper İncir’den sonra bu hafta gösterime girecek olan Tepenin Uşakları da tamamen halkın içinden kişilerin gerçekleştirdiği sevimli bir Karadeniz komedisi. Karadeniz filmi tanımlamasıyla vizyona sunulan filmin yönetmeni İsmail Eraydın aslında bir doktor. Oyuncuların tümü yönetmenin köyünün insanları.

Sinema tutkusundan kaçamayan İsmail Eraydın, önce bir kısa film gerçekleştirmiş. Kısa filminin ödüller alması ile bir başka kısa film olarak projelendirdiği Tepenin Uşakları’nı Karadenizlilerin o bitip tükenmez bilmeyen esprili yaşamlarından aldığı kesitlerle genişleterek uzun film haline getirmiş. Filmi, esas mesleğinden arta kalan zamanlarda, izin ve tatil günlerinde gerçekleştiren yönetmen, “Köydeki arkadaşlara telefon ediyorum, yarın şu sahneyi çekeceğiz, Vahide ablaya, Mehmet abiye, Hasan’a, Hüseyin’e söyleyin fındık bahçesine gelsinler” şeklinde yaptığı çeşitli yönlendirmelerle 8 ayda tamamladıklarını anlatıyor. Yörede filme o kadar sahiplenilmiş ki, hastanedeki çalışanlar ve meslektaşları “Yönetmen” olarak, film setindeki oyuncu ve çalışanları ise “Doktor Bey” olarak çağırarak farklı ve hoş bir şekilde kendisini motive etmişler.

Tepenin Uşakları, çevredeki 7 köyün gençlerinin futbol oynadığı düz bir tepenin sahiplenilmesi üzerine sevimli bir komedi. Gençlerin futbol oynayabilecekleri tek düzlük olan tepeye giderken yakınındaki fındık bahçesine zarar verdikleri bahanesiyle Sabri Ağa tepede çeşitli çukurlar kazarak gençlere engel olmaya çalışıyor. Buna kızan gençlerin mücadelelerini, bir aşk hikâyesiyle harmanlayarak anlatan filmin başrolündeki İdris karakterini oynayan Sermet Karahasanoğlu oldukça başarılı bir performans sergiliyor. Bir TV yarışmasıyla ünlenen, sinema ve TV dizilerinde oynayan komedyen Fatih Mühürdar’ı andıran görüntüsüyle Sermet Karahasanoğlu azimli bir genç ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne müracaat ederek kendisini geliştirmeyi amaçlıyor. Fimde köyün delisini canlandıran Altuğ Küçük aynı zamanda filmin görüntü yönetmenliğini yapıyor. Yönetmen İsmail Eraydın’ın abisi, annesi çeşitli rollerde oynamışlar.

(15 Ağustos 2013)

Sadi Çilingir