KALENDERhasan: Yeri Geldiğinde Görüntünün Bile Duygunun Önüne Geçmesine İzin Vermiyorum

48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 4 dalda ödül alan Güzel Günler Göreceğiz isimli filmin ekibinden “En İyi Kurgu” dalıyla ödül almış olan reklâm yönetmeni KALENDERhasan (26) ile içten bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi ile reklâm yönetmenliği, çektiği belgeseli ve kısa filmleri hakkında konuştuk.

Güzel Günler Göreceğiz isimli sinema filmi ile 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde çok iyi bir başarı elde ettiniz ve film festivalden sizin tarafınızdan yapılmış olan kurgu dahil toplamda 4 dalda ödül ile ayrıldı. Bu konuyla ve de filme yöneltilen “TV dizisi estetiği ile çekilmiş bir Yeşilçam melodramı” eleştirileri ile ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz?

Açıkçası ortada bir başarı var. Sinemanın temel taşları olan senaryo, kurgu ve oyunculuk dallarında ödül aldı bu film. İyi bir film derdini karşı tarafa-izleyiciye anlatabilmelidir. Bence bu film senaryosuyla kurgusuyla bunu çok iyi başarıyor. Ben oratada bir dizi estetiği göremiyorum. Filmimiz eleştirmenlerin beklediği alternatif sinemaya örnek olmadığı için bu şekilde yaklaşmışlardır belki de. Ben bu eleştirileri pek de cidiye almıyorum açıkçası. Çok iyi bir jüri tarafından verildi bu ödüller. Jüri özellikle hiçbir baskı ve etki altında kalmadan özgürce karar verdiklerini açıkladı zaten. Bu hep böyledir; birileri başarır birileri de konuşur…

Bu filme nasıl dahil oldunuz?

Filmin yönetmeni Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema Bölümü’nden arkadaşımdı. Senaristi de. Üçümüz de sınıf arkadaşıydık. Haliyle ilk çaldıkları kapı benimkiydi…

SANIRIM ALTIN PORTAKAL’I REKLâMCI YANIMIN KATKISIYLA KAZANDIM

Aynı zamanda genç bir reklâm yönetmeni olduğunuzu biliyoruz, neden böyle bir projede kurgu yapmayı tercih ettiniz ve de sizce reklâmcı yönünüzün filme kattıkları nelerdir?

Söylediğim gibi projenin yapımcıları üstümde nazları geçen arkadaşlarımdı. Açıkçası başka şansım yoktu. Daha önce hiç başka bir yönetmenin işini kurgulamamıştım. Sinema filmi gibi uzun bir iş de kurgulamamıştım. Kendi çektiğim reklâm filmlerinin kurgusuna otururum. Kendi işlerimin kurgusuna oturmam aslında kurguya çok önem veriyor olmamdan kaynaklı. İyi çekilmiş bir iş kurguda batırılabilir, aynı zamanda eksik çekilmiş bir iş kurguda kurtarıladabilir. Ben post aşamasında çok titiz ve yaratıcı etkiyi öldürmeyecek, duyguya yönelik çalışmayı tercih ederim. Tolga da bu yanımın filme katkısı olacağına inandı ve bunu benimle yapmak istedi. Sanırım Altın Portakal’ı da bu reklâmcı yanımın katkısıyla kazandım.

YERİ GELDİĞİNDE GÖRÜNTÜNÜN BİLE DUYGUNUN ÖNÜNE GEÇMESİNE İZİN VERMİYORUM

Türkiye’deki reklâmcılık konusunda neler düşüyorsunuz? Reklâm filmi çekerken dikkat ettiğiniz hususlar ve detaylar nelerdir?

Reklâm sektörü sinema veya dizi sektörü gibi değil ülkemizde. Aslında bir pazarlama türü ve bu nedenle gerekli yatırımlar yapılıyor. Bir reklâm metninin doğru çekilmesi için gerekli bütçe önünüze koyulabiliyor. Çünkü ürün sahipleri ürünlerinin kusursuz tanıtılmalarını istiyor. Böyle olunca reklâm yönetmenleri daha iyisini çıkarmak için çaba sarfederek sürekli kendilerini geliştirme fırsatı bulabiliyorlar. Bir reklâm filmi çekerken çok fazla özgür değilsinizdir. Kreatif direktörün önünüze koyduğu reklâm metnini sınırları delmeden en iyi görsel ve en ikna edici şekilde anlatmanız gerekiyor. Bu noktada yetenekli olmanız yetmiyor, iyi bir bilgi birkimine de ihtiyaç duyuyorsunuz. Hata yapma olasılığınız çok az ve hata yapmamak için herşeyi hesaplamanız gerek. Ben ilk olarak metnin yüklediği mesajı karşı tarafa doğru duygu dramasıyla nasıl anlatabileceğime bakarım. Duygunun çok doğru şekilde karşı tarafa geçmesi gerekli. Bunun için yeri geldiğinde görüntünün bile duygunun önüne geçmesine izin vermiyorum.

TOPLAMDA 14 ÖDÜL VE PLAKETİM VARDI. ALTIN PORTAKAL’LA 15 OLDU

Daha önce yönetmenliğini üstlenmiş olduğunuz birkaç kısa metrajlı film ve bunlardan almış olduğunuz ödüller var. Ayrıca bir de 44 dakikalık bir belgesel film çektiniz. Bu konularda daha geniş bilgi alabilir miyiz? Sinema filmi çekmeyi de düşünüyor musunuz?

Öğrenci olduğum yıllarda Tarihten Kalanlar isimli bir belgesel çekmiştim. Yine Son Bir Nefes İçin ve Kültür Bakanlığı’ndan aldığım destekle çektiğim Son Karar adlı kısa filmler çektim öğrenciyken. Son Karar benim bitirme tezimdi. Yurt içi, yurt dışı bir çok festivalden ödülle döndü. Bu filmlerimle toplamda 14 ödül ve plaketim vardı. Altın Portakal’la 15 oldu. Sinema filmi çekmeyi tabiki düşünüyorum. Kafamda anlatmak istediğim çok güzel şeylerim var. Benim için anlatma şekli de çok önemli. O yüzden reklâm çekip sürekli kendimi geliştiriyorum. Birgün herşey hazır olduğunda bunu yapacağım. Sinema filmi çekeceğim.

(25 Ekim 2011)

Demet Doğan