Maymunların Cehennemine Bir Giriş

Maymunlar Cehennemi: Başlangıç (Rise of the Planet of the Apes)
Yönetmen: Rupert Wyatt
Roman: Pierre Boulle
Senaryo: Rick Jaffa-Amanda Silver
Müzik: Patrick Doyle
Görüntü: Andrew Lesnie
Oyuncular: James Franco (Will), John Lithgow (Baba), Andy Serkis (Sezar), Freida Pinto (Caroline), David Oyelowo (Jacobs), Tyler Labine (Franklin)
Yapım: Fox (2011)

İngiliz yönetmen Rupert Wyatt’ın Fransız yazar Pierre Boulle’un bilimkurgu romanına giriş yaptığı “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”, deney sonucunda maymunlardaki dönüşümü anlatıyor.

İngiltere’de 1972 yılında doğan yönetmen Rupert Wyatt’a, kurgusu ve beklenmedik finaliyle şaşırtıcı bulunmuş 2008 yapımı hapishane filmi “The Escapist – Kaçış”ın deneyimleri “Rise of the Planet of the Apes – Maymunlar Cehennemi: Başlangıç” filmine çok şey katmış. Vakti zamanında kameramanlık da yapmış yönetmen, bu son filminde adeta kamerayı uçuruyor. Film akıcı ve çok hareketli. Film, Fransız yazar Pierre Boulle’un (1912 – 1994) “La Planete des Singes” bilimkurgu romanının öncesini anlatıyor. Boulle’un romanı, ülkemizde 1971 yılında Okat Yayınları’ndan “Maymunlar Gezegeni” adıyla yayımlanmıştı ilk. Bu roman ilk defa 1968 yılında Franklin J. Schaffner tarafından “Planet of the Apes – Maymunlar Cehennemi” adıyla renkli ve sinemaskop sinemaya uyarlanmıştı. İkinci film, yönetmen Schaffner’in filminin yakınlarında dolaşan “Maymunlar Cehennemi” olacak. Schaffner’in filminin başrolünde Charlton Heston vardı. Yazar Boulle, 1952’de yayımlanmış ve “Kwai Köprüsü” romanıyla tanındı. Bu roman, 1957 yılında David Lean’ın yönetmenliğinde “The Bridge on the River Kwai – Kwai Köprüsü” adıyla sinemaya uyarlanmıştı. Yazarın, “Nefertiti’nin Esrarı” romanı da 2005 yılında Turkuvaz Kitap’tan çıkmıştı.

Alzheimer için…

Afrika ormanlarında yakalanan şempanzeler, San Fransisko’daki laboratuvara getiriliyor. Bilim insanı Will Rodman, Alzheimer hastalığına çare bulabilmek için şempanzeler üzerinde deneyler yapıyor. Babası Alzheimer hastası olan Will’in hayatına Sezar giriyor. Afrika’dan esir edilen anansi, deneylere olumlu cevap veriyor. Bilmedikleri, dişi şempanzenin hamile olduğu. Buluşu için ilâç firmalarından destek arayan Will, dişi şempanzenin asabi davranışları yüzünden beklediği desteği bulamıyor. Güvenlik, asabi şempanzeyi öldürüyor. Bakıcı Franklin, şempanzenin yuvasında bir yavru şempanze buluyor. Yavruyu evine götüren Will, şempanzenin babasına iyi geleceğini de düşünüyor. Jül Sezar hayranı babası yavru şempanzeye Sezar adını veriyor. Yavru, şefkatli ortama hemen uyum sağlıyor. Ama, çabuk büyüyorlar. Wiil’le veteriner Caroline’in arasını yapan Sezar, bir öfke anında bir tür maymunların hapishanesine düşüyor. Will’in babasının hastalığı, şempanzelere uygulanan ilâca olumlu cevap verdikten sonra yine Alzheimer hastalığını şiddetli yaşamaya başlıyor. Baba, pilot komşunun arabasına zarar verince, pilot öfkeleniyor ve Sezar pilotu öldürme noktasına götürüyor işi. Bakımhane olarak görünse de maymun hapishanesinde, urangutanlar ve diğer maymunlarla tanışan Sezar, kendisindeki dönüşümlerle zekâsını kullarak liderliğe yükseliyor. Maymunlar hapishanesinde maymunlara kötü muamele yapılıyor, kötü yemekler veriliyor. Sezar, hapishaneden çıkış yolu buluyor ve Will’in evine giderek buzdolabındaki ilâçları alarak hapishanedeki maymunları da dönüştürüyor. Zekâsı yükselen maymunlar, Sezar’ın önderliğinde San Fransisko şehrinin “meder-ı iftiharı” Golden Gate köprüsünde özgürlüklerini ilân ediyorlar. Sonda da tüm dünyaya dağılıyorlar gelecek filmde buluşmak üzere. Bu film için, evrim ve yaratılış üzerine tartışmalar olabilir. Maymunların yüzünde oluşan ifadeler, insani davranışlar, en sonunda insan gibi konuşmaları da tartışmaları alevlendirebilir. İnsanlar, bu yeryüzünde iki milyon yıldır var ve şunun şurasında 200 bin yıldır konuşuyor. Gırtlağımız, evrimleşerek iki santim aşağıya inmeseydi şimdi şempanzeler gibi sesler çıkartıyor olacaktık.

Filmin hikâyesi San Fransisko’da geçiyor. Ama, orman sahneleri, Kanada’nın vahşi doğasını içinde barındıran İngiliz Kolombiyası’nda çekilmiş. Maymun Sezar’ı canlandıran 1964 doğumlu İngiliz oyuncu Andy Serkis, gerçekten zorlu bir maceranın altından kalkmış. Sezar’ın bazı sahnelerinde bilgisayar katkısı da hissediliyor biraz. Böyle sahnelerin nasıl çekildiğini bildiğimizden olmalı. Sezar, şempanzelerin hareketlerini yaparken kamera da ona uyum sağlıyor ve seyirci de Sezar’ın eğlencesine katılıyor. Serkis’i, Peter Jackson’ın 2000’lerdeki seriyal filmi “The Lord of the Rings – Yüzüklerin Efendisi”nin 2003’teki “The Return of the King – Kralın Dönüşü” bölümünde Gollum ve Smeagol olarak hatırlıyoruz. İlginç olansa, yine yönetmen Jackson’ın 2005 yapımı “King Kong” filminde goril Kong’du bu oyuncu. Filmin yıldızı, 1976 yılında doğan Amerikalı James Franco, üzerinde sanata dair birçok dalı toplamış: Aktör, yönetmen, senarist ve ressam. Michael Caton-Jones’un 2002 yapımı “City by the Sea – Öldüren Şüphe” filminde muhteşem Robert de Niro’yla başrolü paylaşmıştı. Franco, Sam Raimi’nin 2000’lerdeki “Spider Man – Örümcek Adam” fantastik seriyal filmindeki Harry Osborn karakteriyle de biliniyor. Robert Altman’ın 2003’te ölmeden önce “vasiyet filmi” olan “The Company – Kumpanya”, John Dahl’ın 2005 yapımı “The Great Raid – Büyük Baskın”, Kevin Reynolds’un 2006 yapımı “Tristan & Isolde – Tristan ve Isolde” gibi iyi filmlerde de göründü. Bir seriye dönüşecek “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”, görselliği ve anlatımıyla serinin gelecek filmlerini merak ettiriyor.

(05 Ağustos 2011)

Ali Erden

sinerden@hotmail.com