Kadın İsterse (Potiche)
Yönetmen-Senaryo: François Ozon
Oyun: Jean-Pierre Gredy-Pierre Barillet
Müzik: Philippe Rombi
Kurgu: Laure Gardette
Görüntü: Yorick Le Saux
Oyuncular: Catherine Deneuve (Suzanne), Gerard Depardieu (Babin), Patrice Luchini (Robert), Judith Godreche (Joelle), Karin Viard (Nadege), Jeremie Renier (Laurent), Elodie Frege (Genç Suzanne)
Yapım: Fransa-Belçika (2010)
Fransa’nın kuzeyindeki Sainte-Gudule kasabasında insana dair her şey var. İşçi sınıfı, sadakat, ihanet, çıkar ve birçok şey. İnsanı güldüren bu film, işçilerin hakkını verirseniz her şey güzel olur diyor.
Fransız yönetmen François Ozon’un 30. Uluslararası Film Festivali’nde de gösterilmiş “Potiche – Kadın İsterse”, mizah yüklü bir politik film. Hikâye, Fransa’nın kuzeyindeki Sainte – Gudule kasabasında geçiyor. Aslında gerçeklikte böyle bir kasaba yok. Ama, gerçeklikte Sainte – Gudule var. M. S. 712’de ölen Brüksel’in koruyucu azize bakiresi o. Ölümü 8 Ocak olduğundan her yıl anma yapılıyor onun için. Nord-Pas-de-Calais bölgesinde, Saint-Amand-les-Eaux komünü içinde sanıyorsunuz Sainte – Gudule kasabasını. Gerçeklikte Ozon bu filmini, Belçika’nın Valon bölgesinde çekmiş. Ağırlıklı olarak da, Brüksel’in Anderlecht ilçesinde. Şu dünyaca ünlü Anderlecht futbol takımının yaşadığı bölgede. Filmin başında, Suzanne’ın “joging” yaptığı, sincaba selâm verdiği, iki tavşanın çiftleştiği yer, Valon bölgesinin ünlü Ardennes Ormanı. Yıl 1977. Le Figaro Gazetesi okuyan burjuva patron Robert Pujol, şemsiye fabrikasında elinden gelse işçilere para vermeden onları köle gibi çalıştırmak isteyen biri. İşçi sınıfı da bu yüzden hakları için greve giderken patronlarını esir alıyorlar. Robert – Suzanne çiftinin sanata yakın duran hümanist oğulları Laurent, babasını esaretten kurtarıyor. Ardından fabrikadaki sorunu çözmek Suzanne’ın işi oluyor. Para harcamaktan başka meşguliyeti olmamış bu burjuva kadını sorunları çözebilir mi? Bir de araya kasabanın komünist belediye başkanı Babin de giriyor ve hikâye karışıveriyor. Suzanne’ın, şimdilerde sekreteri Nadege’le ilişkide olan kocası Robert daima çapkın olmuş. Ya Suzanne, evlilikleri boyunca rahat durmuş mudur? Gençliklerinde, Babin ve Suzanne kısa bir ilişki yaşamış. Bu yüzden Babin, bir ara Laurent’ı oğlu sanıyor. İşte bunları öğrenirken, işçiler hakkını alıyor ve fabrika iyi üretim yapmaya başlıyor. İyi şeyler sonsuza kadar sürmüyor ve Robert, kızı Joelle’in desteğiyle çoğunluk hisselerini ele geçiriyor çok geçmeden. Her şey başa dönerken, Suzanne belediye başkanlığına aday oluyor ve başkanlığı Babin’den alıyor.
Kadınların zaferi…
Senaryoyu da yönetmen Ozon’un yazdığı bu politik tarafları olan filmi, kadınların zaferine ve bağımsızlığına bir selâm olabilir. Bu filmin bir yönüyle de Jacques Demy’ye de (1931 – 1990) bir selâm olduğu belirtilmeli. Demy’nin 1964 yapımı müzikali “Les Parapluies de Cherbourg – Cherbourg Şemsiyeleri” filminde Catherine Deneuve başrol oynamıştı ve şarkılar söylemişti. Deneuve, Demy’nin filminde de şemsiyelerle ilgileniyordu. Demy – Deneuve işbirliğinden birçok film çıkmıştı geçmişte ortaya. Catherine Deneuve, Ozon’un filminde de, Fransız şarkıcı Michele Torr’un “Emmene-moi danser ce soir” şarkısına eşlik ediyor. Şarkıda, altı yıldır evli olan bir kadının kocasının ilk zamanlardaki kurlarına özlemi anlatılıyor. Ozon’un filminde Jean Ferrat’nın “C’est beau la vie” şarkısı da duyuluyor. Bu filmin estetiği, az da olsa Remy sinemasına yakın gibi. Ozon, perdede görüntüleri bölerek yansıtmış filminin başlarını. Norman Jewison, 1968 yılında Steve McQueen’i oynattığı “The Thomas Crown Affaire – Kibar Soyguncu” filminde bu tekniği çok iyi kullanmıştı. Filmin atmosferi, gerçekten 1970’lerin ruhunu yaşatıyor. Neredeyse bu filmin 1970’lerde çekildiğini bile söyleyebilirsiniz. Eğlenceli, komik ve politik bu film, Ozon filmlerini sevenleri mutlu edecek gibi.
(20 Mayıs 2011)
Ali Erden