Adım Adım Babanın Peşinde

Gerçeğin Parçaları (Winter’s Bone)
Yönetmen: Debra Granik
Roman: Daniel Woodrell
Senaryo: Debra Granik-Anne Rossellini
Müzik: Dickon Hincliffe
Görüntü: Michael McDonough
Oyuncular: Jennifer Lawrence (Ree), Isaiah Stone (Sonny), Ashlee Thompson (Ashlee), John Hawkes (Teardrop), Shelley Waggener (Sonya), Garret Dillahunt (Şerif Baskin), Lauren Sweetser (Gail) Cinnamon Schultz (Victoria), Dale Dickey (Merab)
Yapım: ABD (2010)

Kalemini Missouri’ye adamış Amerikalı yazar Daniel Woodrell’in aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan “Gerçeğin Parçaları”, bir genç kızın etrafında dolaşarak bir toplumdaki şiddet ve yoksulluğu yansıtıyor.

1963 doğumlu Amerikalı bağımsız yönetmen Debra Granik’in “Winter’s Bone – Gerçeğin Parçaları” yapıtı film, uyarlama senaryo, kadın oyuncu (Jennifer Lawrence) ve yardımcı erkek oyuncu (John Hawkes) dallarında Oscar’a adaydı. Bu bağımsız filmin hikâyesi, Missouri eyaletininden de geçen Ozarks Dağı’nın derin vadilerinde geçiyor. Ozarks, “Aux Arkansas”ın kısaltması. Branson’ın küçük kasabasında geçen bu yoksulluk ve umutsuzluk hikâyesi, onyedi yaşındaki bir genç kız Ree Dolly’nin peşine takılan kamerayla yansıyor perdeye. Ree, psikolojik çöküntü içindeki annesiyle iki küçük kardeşine, on iki yaşındaki Sonny ve altı yaşındaki Ashlee’ye de bakıyor. Uyuşturucu işlerine bulaşmış baba Jessup birdenbire ortadan kaybolmuş. Paraları yok. Yiyeceği bile zor buluyorlar. Ree, karnını doyuramadıkları atlarını bile komşularına veriyor. Ree, alacaklıların ve polisin aradığı babası Jessup’ı aramaya koyuluyor sonra. Amcası Teardrop’tan (sulugöz gibi anlamı var) ve uzak akrabalarından yardım istiyor. Akrabayız dediği Miltonlardan ölümüne dayak yiyor ve amcası, Ree’yi ölümün kıyısından kurtarıyor sonra. Bir gizeme dönüşen aramalarının sonunda, artık bu dünyada nefes almayan babasına ulaşabiliyor Ree.

Mekânlar ve insanlar…

Film, 1953 doğumlu Missourili yazar Daniel Woodrell’in 2006’da Amerika’da yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmış. Woodrell, hikâyelerinde genelde suç duygusunu öne çıkaran yazarlardan biri. “Gerçeğin Parçaları” filminde de yazarın vahşi şiddeti anlatan satırları görsel olarak yansıyor yer yer: Milton ailesinin Ree’yi vahşice dövmesi… Final bölümünde Metrap’ın Ree’nin babasının göldeki cesededinin ellerini elektrikli testereyle doğraması… İşte bunlar perdeye yansıyan şiddetler. Elbette daha derin şiddetler de yansıyor. O da yoksulluk ve açlık. “Süper güç” Amerika’dan yansıyan bu derin yoksulluklar çok gerçekçi ve sarsıcı. Yönetmen, yoksulluktan enkaza dönüşmüş mekânlarla insanlar arasında da metafor kuruyor. Bu filminin görselliği ve renk tonları da çarpıcı. Gri-mavimsi kış görüntüleri insana gerçekten üşüme duygusu yaşatıyor, belirtmeliyiz. Bazı Amerikan bağımsız filmlerine Amerika’nın “yeni gerçekçi” filmleri diyebilir miyiz? Öncelikle son dönemlerde bunu destekleyen yapıtlar ortaya çıkmaya başladı. Yakın tarihli birkaçı hemen akla geliveriyor. Bill Maher’ın 2008 yapımı “Sleepwalking – Uyurgezer”, Courtney Hunt’ın 2008 yapımı “Frozen River – Donmuş Irmak” ve Lee Daniels’in 2009 yapımı “Precious – Acı Bir Hayat Hikayesi” filmleri gibi. “Gerçeğin Parçaları”, yazar Woodrell’in sinemaya uyarlanan tek romanı da değil. Yönetmen Ang Lee, yazarın Amerika’nın iç savaşında geçen “Woe to Live On” romanını 1999’da “Ride with the Devil – Şeytanla Yolculuk” adıyla sinemaya uyarlamıştı. Filmin canlı performanslarla duyulan şarkıları da insana iyi geliyor.

(02 Mart 2011)

Ali Erden

sinerden@hotmail.com