Cehennemin Tam İçinden

Ölümcül Tuzak (The Hurt Locker)
Yönetmen: Kathryn Bigelow
Senaryo: Mark Boal
Müzik: Marco Beltrami-Buck Sanders
Kurgu: Chris Innis-Bob Murawski
Görüntü: Barry Ackroyd
Oyuncular: Jeremy Renner (Will James), Anthony Mackie (JT Sarborn), Brian Geraghty (Owen Eldridge), Guy Pearce (Matt Thompson), Ralph Fiennes (Takım Lideri), David Morse (Albay Reed)
Yapım: Voltage-First Light-Kingsgate (2009)

“Tuhaf Günler” ve “Kırılma Noktası” gibi çarpıcı filmleriyle bilinen Kathryn Bigelow, ABD’nin Irak işgâlini bomba imha ekibinden bir grup askerin üzerinden anlatıyor. Bazı şiddet sahnelerine bakmak gerçekten zor. İşte bu film tam altı dalda Oscar kazandı.

1951’de Kaliforniya’nın San Carlos şehrinde doğan Amerikalı yönetmen Kathryn Bigelow, sinemanın önemli kadın sanatçılarından. Sinemanın en iyi bilim-kurgularından biri kabûl edilen 1995 yapımı “Strange Days-Tuhaf Günler” filmiyle sinemada sağlam bir yer edindi. Onun 1991 yapımı “Point Break – Kırılma Noktası” filmi de görülmeye değer. Yönetmen Bigelow’un “The Hurt Locker – Ölümcül Tuzak” filmi, bir bomba imha ekibinin peşine takılıyor. Irak’ı işgâl etmiş ABD, milyonlarca insana trajedi yaşatırken, film savaşı ve trajedileri bir grup Amerikalı askerin gözünden yansıtıyor. Hem de tam anlamıyla. Bu film, zaman zaman hamaset kokan ırkçı filme dönüşüyor ve soylu Irak halkını düşmanca yansıtıyor.

Cehennem gibi…

Filmin girişi de şok edici. Bağdat’ta bir robot tank, Çavuş Sanborn’un komutasındaki bomba imha ekibinin denetiminde bir araçta bombayı alırken terslik oluyor. Çavuş Thompson, robotu tamir ederken bomba patlıyor ve ölüyor. Yerine de Çavuş Will James geliyor. Ardından savaşın içinde bombaların peşine düşüyorlar. Yönetmenin bu savaşın içindeki filminde şiddet bir kaos gibi yansıyor perdeye. Yönetmen sanki bu filmini, Amerikalı anneler için yapmış. Askere gönderdiğiniz çocuklarınız işte bu cehennemin içinde diyor sanki yönetmen. Film, seyircileri o çatışmaların ve patlamaların ortasında bırakıyor. O duyguları yaşatıyor. Yönetmenin kamerası, o anın tam içinde hep. Yönetmen, bir kadın olmasına rağmen erkek dünyasını da iyi yansıtabiliyor. Ama, şiddetin ve ölümlerin azalmadığı Irak’ta savaşı Amerikalı bomba imha ekibinin gözlerinden yansıtan filmde savaşa eleştiri getirilse bile direnişçilere ve Irak halkına belli bir mesafeden bakılıyor. Irak halkı da Amerikalı askerleri evlerinin pencerelerinden seyredip duruyorlar. Bir tek Çavuş Will James, kendisine Beckam diyen küçük Iraklı çocukla kurduğu iletişim var. Çocuktan porno DVD’ler alan Çavuş James, o çocuk vahşice öldürüldüğünde sarsılıyor. İntihar bombacıları, çocuğun karnını yarmışlar ve karnına bomba yerleştirmişler. Aslında hiçbir yer ve hiç kimse için güvenli yer yok buralarda. Her an bir yerlerde beklenmedik bir anda bombalar patlayabilir. Bomba imha ekibinin çölde, Black Water’ı çağrıştıran paralı askerlerle karşılaştıkları sekansta direnişçilerle çatışma gerçekten savaşın ne demek olduğunu yaşatıyordu. Canlı bomba sahnesi de kolay unutulmaz bir sahneydi. Yönetmen, Irak’taki cehennemi, şiddeti ve kaosu yaşatabilmek için hafif el kamerası kullanmış çoğunlukla. Yönetmen bazı sahnelerde, zamanı alabildiğine yavaşlatarak cehennemi daha ayrıntılı gösteriyor seyirciye. Bu anlarda saniyede yirmi bin kare çeken özel kamera kullanılmış yönetmen. Gerçekten bu kamera kaotik atmosfer yaratabiliyor perdede. Yönetmen kameraman Barry Ackroyd’u seçerek doğru yapmış. Çünkü kameraman Ackroyd, büyük yönetmenlerden Ken Loach’un filmlerinin de gözü. Filmin final bölümü de etkileyici. Çavuş Will James, eve izinli gelir. Vefalı dediği boşandığı eşi ve oğluyla kısa bir zaman geçirdikten sonra bir sığınakmış gibi hemen savaşa geri dönüyor. Kathryn Bigelow, güçlü ve iyi bir yönetmen. Bu yapıt film, yönetmen, senaryo, kurgu, ses ve ses miksajı dallarında Oscar kazandı.

(10 Mart 2010)

Ali Erden

[email protected]