Erhan Işık ile Haftaya Bakış

Geçtiğimiz hafta Türk sineması ile ilgili gelişen bazı olaylara kısa kısa değinelim.

Son İstasyon Gösterimi Ertelendi

Basın gösterimi ve tanıtım galası yapılan “Son İstasyon”, yapımcısı Levent Kırca tarafından ani bir kararla Nisan ayına ertelendiği açıklandı. Erteleme gerekçesi olarak ise piyasadaki Türk filmlerinin fazlalılığından ve sinema salonu bulunamamasından dolayı olduğu söylendi. Acaba Levent Kırca filmin montajında değişiklikler yapmak mı istiyor diye de düşünmeden edemedik.

Öyle yada böyle, ustanın son filmini merakla bekliyoruz.

3. Yeşilçam Ödülleri Adayları Açıklandı

Yeşilçam Ödülleri adayları sansasyonel bir şekilde açıklandı. Engin Çağlar, tesadüfen gördüğü ödül adayları açıklamalarına son anda katılarak “Esas Yeşilçam benim, esas Yeşilçam Nuri Alço, bizler neden davet edilmedik” diye veryansın etti. O sırada dışarıda olan Şener Şen ise böyle bir törenden haberi bile olmadığını söyledi. Acaba Yeşilçam’ın gerçek müdavimleri küstürülüyor mu?

En azından eski Yeşilçam emekçileri için, onur ödülleri verilmesi düşünülemez miydi? Ne dersiniz?

Eyyvah Eyvah Vizyonda

Ata Demirer’in merakla beklenen filmi “Eyyvah Eyvah” nihayet vizyona girdi. Demet Akbağ ile başrollerini paylaştıkları film izleyici ve eleştirmenlerin büyük beğenisini kazandı. Her ne kadar “Yahşi Batı” ve “Recep İvedik 3”e seyirci bakımından yetişemeyecek olsa bile filmin kalitesine bakınca Ata Demirer’in kendini ne kadar geliştirdiğini görmeden edemiyoruz.

Veda Hakkında

Zülfü Livanelli’nin 3 yılda senaryosunu yazdığı film izleyicinin beğenisine sunuldu. Film Atatürk’ü bugüne kadar halkın gönlünde yer alan hali ile beyazperdeye yansıtıyor. “Veda” Salih Bozok’un anlatımıyla, bu dostluğun, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatanı kurtarmak için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikâyesi…

Atatürk’ü zaafları ile göstermeye çalışanlara filmi izlemeleri tavsiye olunur.

(28 Şubat 2010)

Erhan Işık

[email protected]
www.yesilcam.gen.tr

Sekans Sinema Grubu Film Eleştirisi Semineri

Sekans Sinema Grubu Film Eleştirisi Semineri, “Selânik Cad, No: 78/5, Kızılay, Ankara” adresindeki Tan Kitabevi’nde gerçekleştiriliyor. Seminer, dünden bugüne bütün eleştiri türlerine yer veriyor, uygulamalarını gerçekleştiriyor ve örnek çalışmalar sunuyor. Programda tarih, yorum, eleştiri başlıklarının ardından sosyolojik, psikanalitik, tarihsel, ideolojik, feminist ve göstergebilimsel eleştiri türleri tanıtılıyor. Seminerin son iki haftasında, alınan bilgiler ışığında birlikte izlenen filmler üzerine eleştiri uygulamaları yapılıyor.

Sekans Sinema Grubu Film Eleştirisi Semineri yazısına devam et

Sezonun Sürpriz Filmi “Eşrefpaşalılar” 05 Mart’ta Sinemalarda

Vizyona girmesine 2 hafta kala sinema salonlarında Eşrefpaşalılar rüzgârı esmeye başladı. Filmin gösterime gireceği salon işletmecileri hem şaşkın hem mutlu. Ön satışlarına MyBilet satış noktaları ve gişelerde başlanan film, sezonun en çok önsatış yapan filmi ünvanını alacak gibi görünüyor. Hüdaverdi Yavuz’un yönettiği ve Sinan Albayrak, Turgay Tanülkü, Burak Tarık ile Hüseyin Soysalan’ın oynadığı filmin konusu şöyle: İzmir Eşrefpaşa’dan gelip İstanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan Tayyar, mafya lideri olurken; Davut, kahve işletmektedir. İkisinin de sevdiği Madam Eleni, evlendiği Tayyar tarafından ortada bırakılınca çatışma başlar.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Adını Sen Koy

    Sadi Bey’in Twitter Günlükleri 4

    En sinirlendiğim olaylardan birisi de ses sanatçılarının herhangi bir hayır kuruluşu için ücret almadan konser vermeleri.

    Neticede para yine sevgili halkımızdan çıkıyor. “Aferim ne hayırsever adam” iltifatı sevgili sanatçımıza gidiyor.

    Hayır kurumuna yardım yapacaksan, çıkar cebinden nakit parayı, yatır hayır kurumunun veznesine, öpeyim seni alnından, yanağından… vs. vs.

    Alkazar Sineması da 1 Mart’ta sinemaseverlere veda ediyor. Üzülmemek mümkün değil tabi. Bir ara Ayhan Işık da binanın sahipleri arasındaymış.

    Ertem Eğilmez, Kemal Sunal’ı Alkazar Sineması’nda Ayfer Feray Tiyatro’sunun oynadığı “7 Kocalı Hürmüz” oyununu seyrederken keşfetmiş.

    Sadi Bey, Alkazar Sineması’nda hem “Parçala Behçet”i, hemde Anthony Quinn’li “Kasabanın Sırrı”(The Secret of Santa Vittoria) izledi.

    Sinemaların makus talihi ne yazık ki böyle. Bir bakmışsın öyle film, bir bakmışsın böyle film göstermek zorunda kalıyorlar.

    Tarihi Alkazar Sineması ve hemen karşısındaki şimdi yıkılmış olan Lüks Sineması’nın ortak özellikleri salonlarının dar ve uzun olmalarıydı.

    Her iki sinemayı da severdim tabi ki fakat bu sinemalarda sinemaskop film izlemek pek hoşuma gitmezdi. Perdelerinin küçüklüğü yüzünden…

    …doğal ebatlarıyla gösterilen sinemaskop filmler perdenin üstünde ve altında beyaz boşluk bırakılarak gösterildiğinden rahatsız olurdum.

    Nitekim Alkazar’da izlediğim, yukarıda yazdığım “Kasabanın Sırrı” ve Lüks’de izlediğim sinemamızın sayılı sinemaskop filmlerinden…

    “Adsız Cengaver” ve “Gelin Kız Maviş” filmleri hep hafızamda kayıp filmler olarak durmaktadır. Çünkü ilk defa o sinemalarda dar perdelerde…

    …izlediğimden, filmlerin o ilk seyirden gelen sihirleri yok oldu gitti. Sinemada yeniden izlenebilsede o sihrin geri gelmesi mümkün değil.

    Sanatçıların isimleri her filmde ve her yerde hep aynı şekilde yazılmalı. Bazı sanatçıların isimleri zaman zaman farklı yazılıyor. Doğru değil.

    Eskilerden ilk aklıma gelen Ahmet Turgutlu. Bu oyuncumuz bazı filmlerinde Kostarika Ahmet, bazılarında ise Ahmet Kostarika olarak anılır.

    Yenilerden Sinan Albayrak ve Özge Borak son filmlerinin künyelerinde Sinan Taymin Albayrak ve Özge Borak Şakrak olarak geçiyor.

    Son yılların neredeyse ödül rekortmeni Volga Sorgu’ya ise bir yerlerde Volga Sorgu Tekinoğlu olarak rastladım. Özge Borak, Bülent Şakrak…

    …ile evlendikten sonra soyadını ikilemiş. Meselâ yılların Hülya Koçyiğit’i Selim Soydan’la evlendikten sonra da soyadını…

    …Koçyiğit olarak, Filiz Akın, Türker İnanoğlu ile evlendikten sonra da soyadını Akın olarak kullanmaya devam etti.

    Bir başka dikkat çeken husus da özel isimlere sahip olan sanatçıların adlarının yanlış yazılması.Tabiki bunlar dikkatli gözlerden kaçmıyor.

    Son örnek olarak Sermin Hürmeriç’i verebiliriz. Sanatçının adı zaman zaman Şermin Hürmeriç olarak yazılır.

    “Takva”nın unutulmaz şeyhi Meray Ülgen’in adı ise “Eyyvah Eyvah”ın web sitesinin ilk versiyonunda Meral Ülgen olarak geçiyordu.

    Son bir duyuma göre Alkazar Sineması’nın binası satıldığından sinema faaliyeti sona eriyor. Binayı yanındaki Nike Mağazası satın almış.

    Bundan böyle, -tarihi bir sinemanın kapatılmasına sebep olan- Nike’ın bir ürününü alırsam -hadi facebook diliyle yazayım- beni “dürt”sünler.

    Lâfı hemen çevireyim. Adamlar ticari çark gereği bastırmışlar 10 milyon trilyonu almışlar binayı. Bittabi istediklerini yapacaklar.

    Bildiğim kadarıyla son yıllarda binanın ortakları arasında ünlü filmci Nüzhet Birsel veya çocukları vardı. Nüzhet Birsel denildiğinde…

    …sinefillerin aklına hemen Birsel Film ve onun ünlü Küçük Hanımefendi filmleri gelir. Neredeyse dededen sinemacı bir aile Alkazar’ı sinema…

    …olarak yaşatmayı düşünmüyorsa, elin Nike’si tabiki parayı bastırıp aldığı binayı istediği gibi tepe tepe kullanır. Bize de çenemizi…

    …yormak kalır. Hani “zenginin malı züğürdün çenesini yorar” misali. Alkazar Sineması yönetiminin yaptığı açıklama da çok duygusaldı yani.

    Hani “Büyük alışveriş merkezlerindeki 8-10 perdeli sinema salonlarına karşı… kahraman bakkallar… küçük iddiasız sanat sineması…” gibi…

    … yapılan açıklama. Keşke “İşlettiğimiz sinemanın binası satıldığından kapatmak zorunda kalıyoruz” denseydi. Neticede gerçek ortaya çıktı.

    (28 Şubat 2010)

    Sadi Çilingir

    [email protected]