Yenilmez (Invictus)
Yönetmen: Clint Eastwood
Eser: John Carlin
Senaryo: Anthony Peckham
Müzik: Kyle Eastwood-Michael Stevens
Görüntü: Tom Stren
Oyuncular: Morgan Freeman (Mandela), Matt Damon (François Pienaar), Tony Kgoroge (Jason), Matt Stern (Hendrick), Julian Lewis Jones (Etienne)
Yapım: Warner Bros (2009)
Özgür ve eşit Güney Afrika için mücadele eden Nelson Mandela’nın gökkuşağı yapmak istediği ulusuna ragbi takımıyla ilham veriyor. Morgan Freeman ve Matt Damon bu filmle Oscar’a aday oldular.
Bu film, John Carlin’in “Playing the Enemy: Nelson Mandela and the Game that Made a Nation” (Düşmanın Oyunu: Nelson Mandela ve Bir Ulusun İstikbal Oyunu) kitabından uyarlandı. Film, ulusal ragbi (rugby) takımının çim sahadaki antremanı üzerine açılıyor. Beyazlardan kurulu bir takım bu. Kamera, yolun karşı tarafında toprak sahada veya tarlada “güzel oyun” futbol oynayan siyahi çocukları gösteriyor. 1990’ların başı. Siyahların özgürlük savaşçısı yattığı ada hapishanesi olan Robben Adası’ndan tahliye edilir. Sonra da Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olur. Sadece siyahların değil, beyazların da başkanı oluyor Mandela.
İlham gerek…
Başkan seçilen Mandela, bir ulusu gökkuşağı renkleri gibi bir araya getirecek bir şeyi yapmak istiyor. Mandela önce, Jason’ın başında olduğu kendisinin güvenliğini sağlayan güvenlikçilere beyazları da katıyor. Mandela sonra ragbi takımına çeviriyor gözlerini. Ragbi takımına bir ulusu birleştirme görevi veriyor. Elbette bu kolay değil. Ragbi takımı yabancı takımlarla oynarken siyahlar rakip takıma destek veriyor. Mandela, işe takımın gözde kaptanı François Pienaar’la başlıyor. Mandela, ulusal rugbi takımına hedef koyuyor. O da, 1995 Ragbi Dünya Şampiyonası… Takıma kelimeleriyle güç veren Mandela’nın ülkesi yoksulluklar içerisinde. Şehrin güzel semtlerinde ve evlerinde beyazlar oturuyor. Siyahlarsa sanki gettolarda yaşıyor gibi. Anayurtlarında beyazların aşağılamalarına, işkencelerine, hapishanelerine ve ırk ayrımlarına maruz kalmış siyahlar, ulusal ragbi takımına destek verirler mi? Mandela, François’ya insanların ve hatta halkların ilhama gereksinimi olduğunu söylüyor. Filmi seyrederken, öncelikle Mandela’nın söylediklerine kulak vermek gerekiyor. Sonunda azmin ve mücadelenin zaferiyle Yeni Zelanda’yı yenip dünya şampiyonu oluyor Güney Afrika. Mandela, Barcelona 92 Yaz Olimpiyatları’nı ziyaret ettiğinde bütün stadyumun Güney Afrika’nın yerel bir şarkısını bir ağızdan haykırdığını söylüyor. Bambaşka uluslardan, dillerden insanlar bunlar. Sadece bunu söylemiyor Mandela, tüm takıma, İngliz şair William Ernest Henley’in (1849-1903) “Invictus” (Fethedilmemiş) kısa şiirini de hatırlatıyor. Hapishanede şair Henley ve bu şiiri Mandela’ya ilham vermiş. Mandela, şiirin son iki dizesini iç sesiyle okuyor sonda: “Ben kendimin efendisiyim / Ben ruhumun kaptanıyım…” Filmdeki, öncelikle final bölümündeki ragbi maçı tam bir gladyatör maçı gibiydi. Ragbi dedikleri bu spor dalı Amerikan futbolu gibi bir şey herhalde. Biz “güzel oyun” futbolu seviyoruz daha çok. Başka sporları sevenlere de sonsuz saygımız var elbette. Bu film, Morgan Freeman’a “En İyi Erkek Oyuncu” ve Matt Damon’a “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” dallarında Oscar adaylığı da getirdi
(25 Şubat 2010)
Ali Erden