Atatürk’ün Hayat Hikâyesi, “Veda” ile Beyazperdede

Dünya sinema tarihinde Ghandi, De Gaulle, Mandela, Napolyon gibi büyük liderleri anlatan sinema filmlerinin yanındaki yerini alacak olan Veda, Zülfü Livaneli’nin yönetimiyle sinema filmi olarak beyazperdeye taşındı. Atatürk ile Salih Bozok’un Selânik’te çocukluktan başlayan arkadaşlıkları önce silâh arkadaşlığına, sonrada aynı ideallerin peşinde yürüyen yarım asırlık dostluğa ve ölene kadar süren kardeşliğe dönüştü. Veda, Salih Bozok’un anlatımıyla, Atatürk’ün hayatının dönüm noktalarının, vatan için ölüme meydan okuyan bir kuşağın komutanının hikâyesi.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 01 Ocak 2010 Haftası

    “Adalet Peşinde”, somut kanıtlar ve yüzde yüz emin tanıklar olmadan suçluları mahkûm ettiremeyen hukuk sisteminde, karısını ve kızını öldüren katille ‘anlaşma yaparak’ suç ortağını idama gönderen fakat onun birkaç yılla çıkmasını sağlayan ‘yıldız’ savcı ile tüm bir sistem uygulayıcılarına, on yıl sonra savaş açan adamın hikâyesi zaaflarla dolu. Sürprizleri açıklamak istemesem de, şunu söyleyebilirim ki, adaleti gerçekleştiremeyen devlet yapılanmasına karşı kendi bireysel yargısını oluşturan ‘canı yanmış’ insanlara dair filmlerin bu son halkasında, seyircinin iki önerme arasında ‘sıkışması’, filmin gerçekçilik çizgisinin sürekli kesintiye uğraması nedeniyle, pek sağlanamıyor. Çünkü film, bir yerden sonra, müthiş plânlarını uygulamaya koyarak yetkililerle uğraşan adamın olağanüstü yetenekleriyle bir heyecanlı kedi-fare oyununa dönüşüyor. Peki, ama nerede bizleri yeniden ciddi tartışmaların içine yollayacak şu hukuk denilen tuhaf oyuna dair tartışma? Filmin yanıtı: Canım soruları attık ya ortaya, yeter işte; şimdi arkanıza yaslanın ve eğlencenin tadını çıkarın; hem aksayan yanlarını tartıştığımız hukuk sitemimiz mevcutların içindeki en iyisi, idare edin! İyi çekilmiş bir gerilim – polisiye olduğu yadsınamaz, fakat bir yanıyla düş kırıklığı yazık ki.

    “Aşkım”, 1. Dünya Savaşı öncesi, yirminci yüzyıl başında, “güzellik çağı”nın son gülüşlerinde, zengin erkeklere sundukları ‘dostluk’larla onlar üzerinden servet sahibi olan kadınların arasına konuk ediyor; ‘uslanması’ için annesinin yakın arkadaşının himayesine verilen 19 yaşındaki güzel çocuğun, görmüş geçirmiş kadınla yaşadığı aşkın ışıklarını sıçratıyor perdeden… Çok hoş, ince, şık, zarif olsa da kadın yaşlanmakta… Ve şimdi de, altı yıldır birlikte yaşadığı ‘Cheri’sini bırakmak zorunda olmasının acısını çekmektedir. “The Queen – Kraliçe” ile son soyluların duvarlarından içeriye sızan Stephen Frears, yüzündeki çizgiler derinleşmekte olan Michelle Pfeiffer’le, seyirciye, yaşlanmanın onulmaz hüznünün ve aşkın annelik şefkatine doğru değişiminin duygusal basamaklarını çıkarıyor. “Cheri”, her sahnesi, her mânâda güzelliğe adanmış, ateşlerle bozulup çirkinleşmeden önceki bir dünyanın son masum hali. Enfes bence.

    “Soul Kitchen”, Hamburg şehrinin capcanlı hücrelerinin sıcaklığı içinde, aşkı, tuhaf ilişkileri, şansı / şanssızlıkları, tesadüfleri ve müziği, dansı, yemek kültürünü ve de bir arada bulunup paylaşmayı ‘yaşayan’ ortalama insanları, doğal görüntülerle, abartısız bir aksiyonla, aksamayan bir ritimle anlatıyor. Fatih Akın, filminin ruhunu giderek plâstikleşen kentin eski / kirli köşelerinde dolaştırmayı bilmiş. Hoş, sürükleyici, eğlenceli ama o kadar; izledikten sonra yüreğinizde kalan bir şey yok! Yani, abartmak doğru değil bu filmi. Çünkü eşdeğer, bazen de daha iyi öyküler ve performanslarla önümüze her yıl epey Hollywood filmi geliyor. Örneğin ben Digiturk’ün film kanallarında öyle benzerlerini izledim ki… Basın gösterimindeki aşırı ilgi, Fatih Akın isminden kaynaklanıyor. Yoksa aynı filme tanınmayan bir yönetmenin adını yazın, kimse gelmez bile. Tiraja odaklanmış, acayip bir basın işte!

    “Yahşi Batı”, Türkiye’nin en önemli komedyenlerinden biri olarak, sinemada da değerli işler yapacağının ve giderek olgunlaşacağının sinyallerini verdiği “Hokkabaz”dan sonra, nedendir bilinmez, yeni kuşaktan biriyle yani Şahan Gökbakar’la yarışmaya soyunması, Cem Yılmaz için parasal değil ama sanatçı olarak tam bir geriye gidiş! Yapım olarak Türk Sineması ortalamasının üzerinde, fakat argoya sığınmış güldürme yöntemleri iyice diplerde ve zekâ barındırmayan, ucuz şovenizm numaralarını bile beceremeyen bu filme imza atması üzücü! Seyirci gitsin gülsün tabii, böylece örneğin at y…rağına konan kelebeğin nasıl nazikçe alındığını da görür… Her şeyi gişelere endeksleyen hırs ne fena!

    (30 Aralık 2009)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]

    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Köprüde Buluşmalar Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi, Film Projelerini Bekliyor

    Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Köprüde Buluşmalar seminerleri kapsamında 2008 yılında başlattığı ve 14 – 15 Nisan 2010 tarihlerinde üçüncüsü düzenlenecek olan Köprüde Buluşmalar Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi, proje başvurularını bekliyor. Atölyeye katılmak isteyen yönetmen ve yapımcıların, başvurularını en geç 29 Ocak 2010 tarihine kadar [email protected] veya Uluslararası İstanbul Film Festivali’ne göndermeleri gerekiyor. Başvuru için gereken belgelere www.iksv.org/film adresinden ulaşılabiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Köprüde Buluşmalar Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi, Film Projelerini Bekliyor yazısına devam et
  • Pıtırcık

    Laurent Tirard’ın yönettiği ve Maxime Godart, Valérie Lemercier, Kad Merad ile Sandrine Kiberlain’in oynadığı Pıtırcık (Le Petit Nicolas – Little Nicholas), 15 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Pıtırcık hayatından memnundur: Onu seven bir ailesi, arkadaşları vardır. Ancak birgün her şey değişir: Pıtırcık, anne ve babasının konuşmalardan yeni bir kardeşi olacağı anlamını çıkarır ve paniğe kapılır. Herkes yeni gelen bebeği daha çok sevecek ve artık ailesi onunla ilgilenmeyecektir. Pıtırcık ailesinin kendisinden vazgeçmemesi için çeşitli taktikler uygulamaya başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Sevgililer Günü’nün Özel Kamera Arkası Klibinin Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde 12 Şubat 2010′da vizyona girecek olan Sevgililer Günü (Valentine’s Day) filminin 2:30 dakikalık özel kamera arkası klibinin yayın linkleri açıklandı. Klip, filmin başrol oyuncuları Julia Roberts, Patrick Dempsey, Jennifer Garner, Ashton Kutcher, Jamie Foxx ve yönetmen Garry Marshall röportajlarını da içeriyor.

  • Basın Bülteni
  • Kamera Arkası Klibi
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sevgililer Günü

    Garry Marshall’ın yönettiği ve Jessica Alba, Jessica Biel, Bradley Cooper ile Eric Dane’in oynadığı Sevgililer Günü (Valentine’s Day), 12 Şubat 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
    Sevgililer Günü (Valentine’s Day) bir grup Los Angeles’linin birbirine geçmiş hikâyelerini konu alıyor. Kahramanlarımız sevgililer gününün romantizmi içinde, kendi hayatlarında, o güne kadar fark etmedikleri önceliklere yer vermeleri gerektiğini görüyorlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sevgililer Günü yazısına devam et
  • Türkmax Gala Programı, Yılmaz Erdoğan’ı Ağırlıyor

    Sunuculuğunu Selen Sevigen ile usta gazeteci Tuğrul Eryılmaz’ın üstlendiği Türkmax Gala Programı Türk sinemasının yaratıcılarıyla konuşmaya devam ediyor. Vizontele, Vizontele Tuuba, Organize İşler ve Neşeli Hayat filmlerinin yönetmeni ve oyuncusu Yılmaz Erdoğan, sinemaya dair tüm tecrübelerini Gala’da anlatırken, Selen Sevigen ve Tuğrul Eryılmaz’ın da sorularını yanıtlayacak. Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filminde de başrol oynayan Yılmaz Erdoğan, ünlü bir yönetmenle çalışmanın nasıl bir tecrübe olduğunu yine Gala’da anlatacak. Gala, 26 Aralık Cumartesi günü 12:00’de sadece Türkmax’ta.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Türkmax Gala Programı, Yılmaz Erdoğan’ı Ağırlıyor yazısına devam et
  • Cemal Şan’a Ukrayna’dan İki Ödül

    Türkiye’nin uluslararası sinema alanındaki başarısı ödüllerle devam ediyor. Cemal Şan, son filmi Acı ile Ukrayna’da yapılan Steps International Rights Film Festivali’nden En İyi Senaryo ve En İyi Müzik ödüllerini aldı. Nesrin Cavadzade ile Erol Demiröz’ün başrollerini paylaştığı filmde, özgürlükleri savunan genç kız Nesrin ile aileyi savunan dede Hıdır’ın hikâyesi, kimlik, tahammül, hoşgörü, kültürel fark ve insani değerler gibi temalar çerçevesinde işleniyor. Acı, Ocak ayında Tahran’da yapılacak olan Fajr Film Festivali’nde Türkiye adına yarışacak.

    Cemal Şan’a Ukrayna’dan İki Ödül yazısına devam et

    60. Berlin Film Festivali Türkiye Standı, Ankara Sinema Derneği Tarafından Düzenleniyor

    11 – 21 Şubat 2010 tarihlerinde gerçekleştirilecek 60. Berlin Film Festivali sırasında açılacak Türkiye Standı’nın organizasyonu Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ankara Sinema Derneği’ne verildi. Sinemamızı en iyi şekilde tanıtmak amacıyla, kısa film ve belgeseller ile uzun metrajlı filmler için İngilizce iki ayrı katalog hazırlanacak. 2009 ve 2010 yapımı olup 2009 yılı Berlin kataloğunda yer almamış filmler seçkiye alınacak. Ayrıca uzun metrajlı filmlerin fragmanlarından oluşacak bir DVD ve kısa metrajlı film seçkisinin yer alacağı bir DVD hazırlanacak. Tüm belgelerin 05 Ocak 2010 tarihine kadar Ankara Sinema Derneği adresine gönderilmesi gerekiyor.

  • Basın Bülteni
  • Ankara Sinema Derneği Web Sitesi
  • Başvuru formuna ulaşmak için tıklayınız.
  • Avatar’ın Yönetmeni James Cameron, Hollywood’daki Şöhretler Kaldırımı’ndaki Yerini Aldı

    Geçen hafta tüm dünya ile aynı anda vizyona giren ve büyük beğeni ile karşılanan Avatar’ın yönetmeni James Cameron Şöhretler Kaldırımı’ndaki yerini aldı. Cameron’ın yıldızı en önemli noktalardan biri olarak anılan ve birçok önemli filme ev sahipliği yapmış olan tarihi Egytian Theatre’ın önü oldu. Bu önemli olay sırasında kendisini yalnız bırakmayan eski oyuncu arkadaşı Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger yanısıra Cameron’ın eşi Suzy Amis ve filmin oyuncuları Sigourney Weaver, Sam Worthington, Zoe Saldana, Giovanni Ribisi, Michelle Rodriguez, CCH Pounder, Laz Alonso, Stephen Lang, Joel Moore gibi isimler oldu.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Avatar’ın Yönetmeni James Cameron, Hollywood’daki Şöhretler Kaldırımı’ndaki Yerini Aldı yazısına devam et
  • Hitit Güneşinin Altındaki Aktör: Aykut Oray, Kitabı Yayınlandı

    11 Temmuz 2009 tarihinde aramızdan ayrılan Türk Sineması ve tiyatrosunun değerli oyuncularından Aykut Oray’ın yaşamöyküsü ve anılarının yer aldığı Aykut Oray kitabı Antalya Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yayınlandı. 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yayınlanan kitapta oyuncunun hayat hikâyesinin yanısıra Aykut Oray ile ilgili anı ve görüşlere de yer veriliyor. Kitap, Özgür Şeyben tarafından yayına hazırlandı.

  • Basın Bülteni
  • Kitabın yüksek çözünürlüklü kapak fotoğrafına haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hitit Güneşinin Altındaki Aktör: Aykut Oray, Kitabı Yayınlandı yazısına devam et
  • Adalet Peşinde

    F. Gary Gray’ın yönettiği ve Jamie Foxx, Gerard Butler, Colm Meaney ile Bruce McGill’in oynadığı Adalet Peşinde (Law Abiding Citizen), 01 Ocak 2010’da Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Clyde Shelton, bir soygun girişimi sırasında eşini ve kızını kaybeden dürüst bir aile babasıdır. Katiller yakalandığında, davaya savcı Nick Rice atanır. Aradan on yıl geçer. Hafif cezayla kurtulmuş olan katil ölü bulunur. Clyde Shelton, Nick Rice’a bir ültimatom verir: Adalet sistemi düzeltilmediği takdirde, Shelton’ın ailesinin cinayet davasında yer alan herkes ölecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Adalet Peşinde yazısına devam et
  • Gir Kanıma

    Thomas Alfredson’un yönettiği ve Kare Hedebrant, Lina Leandersson, Per Ragnar ile Henrik Dahl’ın oynadığı Gir Kanıma (Lat Den Ratte Komma In – Let The Right One In), 08 Ocak 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    1982 yılında Stockholm’de geçen hikâyede Oskar’ın hayatı, kendi yaşlarında bir çocuğun mahalleye taşınmasıyla değişir. Soğuktan pek etkilenmeyen bu beyaz yüzlü ve gizemli yeni komşu Eli ile Oskar arasında bir arkadaşlık gelişir. Fakat Eli’nin gelişiyle eş zamanlı olarak civarda cinayetler işlenmeye başlar. Yeni arkadaşının bir vampir olduğunu öğrenen Oskar için arkadaşlığı korkusundan daha önemlidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor