“Tıkanma”, ‘post modern faşizm’ olarak da kabûl edilen kapitalizme vurduğu sert sanatsal darbeler yüzünden çok tartışılan “Dövüş Kulübü”nün yazarı Chuck Palahniuk’un, yalanlar ve sahtekârlıklarla örülü hayatlarımızda, ölüme doğru gitgide çürüyen bedenlerimiz için tek gerçeğin seks yapmak olduğunu kafamıza çakan, yine keskin biçimde eleştirel, yine yaman romanının uyarlaması. Bu ‘kara mizah’ta olabildiğince görsel karşılıklar yakalanmış ve sözcüklerin değeri hakkıyla verilmiş. Oğul ve sımsıkı bağlı olduğu annesinde (?), Sam Rockwell ile Anjelica Huston, döktürmüş!
“Kız Kardeşimin Hikâyesi”, lösemi hastası bir genç kız, ablası için ideal donör olacağı düşüncesiyle dünyaya getirilmiş kız kardeş (vücudunun tıbbi kullanım hakkı için ailesine dava açar), ihmâl edilen erkek kardeş, realist/sevecen bir baba ve kızının öleceği gerçeğini asla kabûllenemeyen bir anneden oluşan ailenin dramı: Her birinin duygusal katmanından bakılarak anlatılan, yaşam denilen tuhaf gerçeğin nabzını tutan bir film. ‘Yer altı Sineması’nın büyük ismi olan babası John da, erken sayılabilecek bir yaşta (60) sirozdan ölen Nick Cassavetes’in, melodram tuzaklarına düşmeden bütünsel bir başarıya ulaştığını söylemek gerek.
“Kan Gölü”, doğası yakında inşaatlar marifetiyle bozulacak maden gölü ve çevreleyen ormanda hafta sonu romantik tatillerini geçiren bir çifte, ilk gün tacizde, ertesi gün ise saldırıda bulunan biri kız altı ergen çocuğun üzerinden sunulan korku-gerilim… Sert oyunun şiddet eğrisi ile beslenen umutsuzluk ruhunuzu karartmakta… Toplumlarının refah düzeylerinin artışına koşut giden suç-suçlu üretimi üzerine zekice çizilen tablo ise düşündürtüyor. Bu tür bir film için az marifet değil.
(12 Ağustos 2009)
Ali Ulvi Uyanık
aliuyanik@superonline.com