Digital Film Academy’de Özay Fecht Yönetiminde Kamera Önü Oyunculuğu Workshopu 20 Temmuz’da Başlıyor

Digital Film Academy’de Özay Fecht’in eğitmenliğinde 20 Temmuz’da başlayacak olan Kamera Önü Oyunculuğu Workshop’unda New York Actors Studio’nun ve Tom Cruise, Nicole Kidman, Jennifer Lopez gibi isimlere koç’luk yapan Susan Batson’ın tekniği ile çalışılacak. Beden dili, doğal oyunculuk, karakter yaratma, ses kullanımı, oyunculuk teknikleri, mimik, kamera ölçekleri, monolog çalışmalarının yer alacağı bir hafta süreli yoğun eğitim programı ile öğrenciler sinema oyunculuğu alt yapısını oluşturmak veya geliştirmek için önemli bir pratik olanağı kazanacaklar.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Digital Film Academy’de Özay Fecht Yönetiminde Kamera Önü Oyunculuğu Workshopu 20 Temmuz’da Başlıyor yazısına devam et
  • Digital Film Academy’de After Effects Eğitimi 25 Temmuz’da Başlıyor

    After Effects’in gelişmiş composing, rendering, tracking, filtreler, maskeleme gibi temel fonksiyonları üzerine düzenlenen bu eğitim programını, uygulama ödevlerini yerine getirerek bitirenler sinema, televizyon, reklâm alanlarında iş imkânı bulabiliyorlar. Tüm eğitimler gelişmiş Kurgu & Cg laboratuarında yapılıyor. Öğrenciler eğitim süresince laboratuardan ücretsiz ve sınırsız olarak yararlanabiliyor. 25 Temmuz’da başlayan eğitim, Cumartesi, Pazar günleri 11:00 – 17:00 arasında yapılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Digital Film Academy’de Digital Film Making Programı 24 Ağustos’ta Başlıyor

    Digital Film Academy’de 4 Aylık Digital Film Making Programı 24 Ağustos’ta yeniden başlıyor. DFA öğrencileri, tüm DFA programlarında olduğu gibi konusunda uzman ve sektörde aktif olarak çalışmakta olan profesyoneller tarafından eğitiliyor. Tamamen dijital yapım ekipmanlarıyla gerçekleştirilen eğitimlerde her öğrenci DFA sertifikası alabilmek için, senaryo yazma, prodüksiyon yönetimi, yönetmenlik, oyuncu yönetimi, kamera & ışık kullanımı ve kurgulama tekniklerini uygulayacağı en az bir kısa film veya belgesel projesi hazırlıyor. Eğitim süreci boyunca öğrenciler birbirlerinin projelerinde görev alarak prodüksiyonun tüm aşamalarında becerilerini kanıtlama ve geliştirme olanağına sahip oluyorlar.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Altın Safran Belgesel Film Proje Yarışması

    10. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali bünyesinde Altın Safran Belgesel Film Proje Yarışması yapılıyor. Belgesel yapımını desteklemek amacıyla açılan proje yarışması, ön hazırlığı yapılmış ve projelendirilmiş çalışmalar arasında düzenlenecek. Katılacak projelerin “Kültürel Miras ve Korumacılık” temasıyla ilişkili ve tamamıyle özgün olması gerekiyor. 28 Ağustos 2009 Cuma günü saat 17:00’ye kadar başvuralabilecek olan yarışmanın başvuru belgesi, “Festival Yarışmalar Sekretaryası, Karabük Üniversitesi Safranbolu Meslek Yüksekokulu” adresi ile festivalin web sitesinden sağlanabiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altın Safran Belgesel Film Proje Yarışması yazısına devam et
  • Tabu ya da Türbankafa

    Bizde orijinal adına sadık kalıp Towelhead / Türbankafa ismiyle vizyona giremedi belki Tabu ama -üstü kapalı da olsa- mesajı yerine gönderiyor. 5 Oscarlı “American Beauty”nin senaristi ve yine bol ödüllü dizi “6 Feet Under”ın yönetmeni -aynı zamanda da yaratıcısı- Alan Ball bu kez zekâsını ve sivri dilini sinemaya uyarlamaya çalışıyor. Bildiğiniz gibi “Towelhead” aslında bir kitap uyarlaması ama Ball’ın kattığı yorumunda filme yeni bir soluk getirdiğini söylemeli…

    Artık kimse “Amerikan Rüyası”na inanmıyor; herkes Amerika’nın özgürlükler ülkesi olmadığını da biliyor ama bu gerçek, durumun bir kez daha hatırlatılmasına engel değil elbet… Derslerine girdiğim bir sinema atölyesinde bu konuyu henüz konuşmuştuk. Ortaya atılan fikir “artık anlatılmayan hiçbir hikâyenin kalmadığıydı ve de farkı ancak yorum farkıyla koyabileceğimizdi…” Tüm genellemeler gibi bu da çok sağlıklı değil elbette… Yeni bir şeylerin nereden ve ne zaman çıkacağı hiç belli olmaz ama içinde olduğumuz durum böyle… Tıpkı Alan Ball’ın “Tabu”da yaptığı gibi… Amerikan banliyölerinde yaşanan ırkçılık ve cinsel taciz bilinen ve hatta sıradan sayılabilecek bir konu ama Ball’ın hikâyeye yaptığı dokunuşlar sihirli bir değnek gibi… Televizyon kökenli olmasının da verdiği -bizim ülkemizde olsa belki dezavantaj olurdu, çünkü bizdeki televizyon dizileriyle yurt dışındaki televizyon dizileri arasında gerçekten uçurum var- avantajla seyirciyi nasıl ayık tutacağını gerçekten çok iyi biliyor. Zaten filmde bir dizi-film havası da yok değil… Gerek ışık, ses ve dekorlar buram buram dizi kokuyor ama bu hava bizi bir sinema filmi izlediğimiz gerçeğinden de koparmıyor.

    Tabu, Amerika’da olduğu gibi Türkiye’de de birçok kişiyi huzursuz ediyor hiç şüphesiz. Özellikle filmdeki kızın 13 yaşında olması nedeniyle yaşadığı cinsel deneyimler mide bulandırıcı olarak görülüyor. Galiba bu yetişkinlerin kendi çocukluklarını çok çabuk unutmalarından ileri geliyor. Yoksa o yaştaki çocukların cinselliklerinin olmadığını söylemek biraz safça olurdu. Ayrıca Ball’ın hem vatansever Amerikalı sapık komşuya, hem de kendini beyaz gibi gören, feci halde asimile olmuş Ortadoğu kökenli adama objektif bir şekilde yaklaşması ve zaaflarını gözler önüne sermesi oldukça keyif veriyor.

    (20 Temmuz 2009)

    Gizem Ertürk