Sinemacılar, Türkiye Sinema Kurumu’nun Yasalaşmasında Israrlı

Türkiye Sinema Platformu Yürütme Kurulu 10 Haziran Çarşamba günü Altın Koza Film Festivali kapsamında Adana’da düzenlediği basın toplantısında Türkiye Sinema Kurumu Yasası’nın takipçisi olduğunu vurguladı. Basın toplantısının ardından genel kurulu Adana’da toplanan Türkiye Sinema Platformu mevcut sistemin sinema alanını düzenlemede yetersiz kalışından kaynaklanan sorunları sergileyerek kurumlaşmanın önemine değindi. Platform tarafından toplantıya davet edilen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü, Güneydoğu illerindeki telif hakları çalışmaları nedeniyle katılamayacağını yazılı olarak bildirdi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Ahmet Boyacıoğlu – İsmail Güneş – Erden Kıral –
    Alin Taşçıyan – Erdoğan Kar – Ömer Tuncer – Serkan Acar

    İzleyiciler

  • “Sinemacılar, Türkiye Sinema Kurumu’nun Yasalaşmasında Israrlı” üzerine 2 yorum

    1. Tarih 2 mayıs 2009, Türk sinemasının önemli oyuncularından Yaman Tarcan yaşadığı işsizlik ve ekonomik sıkıntıların etkisiyle tabanca ile hayatına son verdi. Tarih 4 Mayıs 2009 Pazartesi, Türk sineması yaşanan bu trajik olaydan sonra merhumun cenazesi için, Şişli Camii’nde öğle namazında buluşuyor. Neredeyse bütün sinema orada. Herkes çok üzgün, ama o da ne tam o saatte bizim platformcular toplantı koymuşlar. Beyler, bayanlar sinemayı kurtarmak üzere biraraya gelmişler. Kendi kendilerine toplanıyorlar. O sırada bir insan sektörün kanayan yarası olan işsizlikten, aşsızlıktan son yolculuğuna uğurlanıyor, arkadaşlarda ne gam ne tasa. Tek dert bakanlık desteği biraz daha arttırsın, kurumsal kimlik olalım, daha iyi bir kartvizitle ortalıkta dolaşalım. Hızlarını alamamışlar şimdi de Adana da toplanmışlar. Bir kaç ay sonra Antalya Festivali var, bir toplatı da orada yaparlar. Sırasıyla hangi festival, hangi etkinlik varsa yine toplanır ve sinemayı kurtarırlar. Platform yetkilileri, 4 mayıs 2009 Pazartesi günü saat 13:30’da toplantıyı ertelemeyip, yaparak benim nazarımda bütün prestijini kaybetmiştir. Sen hem Türk sinemasının adını kullanacaksın, hemde böyle bir olayı es geçeceksin. Projelerinde telif hakkı, sosyal güvenceler, emeklilik sorunları, sinemacılar için sosyal tesisler gibi olmazsa olmazlar yok. Varsa yoksa bakanlıktan gelecek üç kuruş, kişisel hesaplar. Kusura bakmayın ama burada meydan o kadarda boş değil. O ismi size kolay kullandırtmazlar. Sağda solda toplantı bahanesiyle beş yıldızlı tatiller kovalayacağınıza birazda bu sorunları takip edin. Sinema emekçileri umutsuzluk ve gelecek kaygısı içinde, bununla ilgili umut olun. Yoksa oradan yollanmadan çekin gidin.

    2. Psikoalfred rumuzlu arkadaşımız bir sinema adamının hazin sonu karşısındaki duyarlılığını sektörün yapısını belirleyen bir kurum ile ilişkilendirerek bu memleketteki çok tanıdık bir durumun altını çiziyor. Üslûbunun sertliğini yaşanan trajedi karşısındaki duygusallık olarak değerlendiriyorum. Ancak söyledikleri gerçekten ciddiye alınması gereken konular.
      Benim de dikkatimi platform üyesi arkadaşların önündeki yazı çekti: Türkiye Sinema Platformu. Uzun süredir sektörün bu tip kurumlarından uzaktayım. Uzakta olmamın en büyük nedeni Psikoalfred rumuzlu arkadaşımızın ele aldığı sorunlar. Bu platformu daha önce Ulusal Sinema Platformu şeklinde isimlendirmişlerdi, sonra da “Ulusal ismi kalkacak” şeklinde bir tartışma oldu. Hayırdır, ne yapılmak isteniyor? Platform üyesi arkadaşlar ile Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’lilik masalı arasında sıkı ilişki var galiba. Sektörün kurumlarında neler oluyor? Biri durumu açıklayabilirmi?

    Yorumlar kapalı.