Uçan Süpürge’nin Ödülleri Belli Oldu

07 Mayıs’ta başlayan 12. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 14 Mayıs’ta sona erdi. Kızılırmak Sineması’nda yapılan törende Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü ve Genç Cadı Ödülü’nü kazananlar açıklandı. FIPRESCI Jürisi ödülün, Teresa Villaverde’nin Trans (Transe) adlı filmine verilmesine karar verdi. Festivalin, genç kadın oyuncuları yüreklendirmek amacıyla ilk kez bu sene verdiği Genç Cadı Ödülü’ne, Reha Erdem’in yönettiği Hayat Var adlı filmindeki rolü ve oyunculuğuyla Elit İşcan değer görüldü.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Elit İşcan fotoğrafları için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü diğer fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Uçan Süpürge’nin Ödülleri Belli Oldu yazısına devam et
  • Altın Koza’da Jüri Başkanı Nuri Bilge Ceylan

    Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve bu yıl 08 – 14 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek 16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında düzenlenen Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması’nın Jüri Başkanlığı’nı dünyaca ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan yapacak. Ceylan, son bir yıl içinde çekilen Türk filmlerinin görücüye çıkacağı yarışma öncesinde, 13 – 24 Mayıs tarihleri arasında yapılan Cannes Film Festivali’nin de jüri üyeliğini yapacak. Altın Koza Yılmaz Güney Özel Ödülü’Kasaba adlı filmiyle 1997 yılında kazanan Nuri Bilge Ceylan, Koza adlı ilk kısa filmiyle Cannes Film Festivali’nin yarışma bölümüne seçilmişti.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Nuri Bilge Ceylan fotoğrafları için tıklayınız.
  • Altın Koza Sinemacılara Neden Değer Vermiyor? Festivaller Sadece Festival Yöneticilerinin midir?

    Son dört yılda hızlı bir sayısal artış gösteren Türk filmleri ulusal festivallere de bir renk getirdi. Ama festivallerin Türk sinemasına yaklaşımındaki bir bulanıklık da su yüzüne çıktı.

    Dört yıl öncesine kadar, Antalya ve İstanbul Ulusal Festivalleri yeterli sayıda yerli yapım bulmakta zorlanıyordu. Filmler “ön eleme” gerektirmeksizin doğrudan festivallere katılıyordu. Hatta festival yöneticileri film sahiplerini yarışmalı bölümlere katılmaları için uyarıyor, çağırıyordu. Yoksa yeterli katılımı bulamayacak, yarışmaları iptal olacaktı! Sinemacılarla festival düzenleyicileri festivallerin sürdürülmesi için birbirleriyle sıkı bir dayanışma içindeydiler.

    Peki sonra ne oldu? Her yıl yeni 34 – 40 film üretilmeye başlandı. Festivallere belediyelerin yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve özel sponsorların katkısı artmaya başladı. Temelden uluslararası olarak kurulan İstanbul Festivali’nin yanı sıra diğer ulusal festivaller de “uluslararası” yarışma bölümleri açtılar.

    Ve bu gelişmelerle birlikte festivallerle daha doğrusu festival yöneticilerinin yönetme tarzıyla sinema profesyonellerinin örgütleri arasına bir mesafe girmeye başladı.

    Çünkü uluslararası olmak demek; festival yönetiminde, uluslararası film ve sanatçı trafiğini kurabilecek bilgi ve görgüye sahip kişiler ve kuruluşlarla işbirliği yapmak demekti. Bu nedenle festival yönetiminde, sinema alanında uluslararası deneyimi olan vakıf, dernek gibi kuruluşlar veya iletişim, organizasyon, medya ve sinema kültürü çevresinden insanlar yer almaya başladı.

    KÜÇÜK CANNES’LERİ BEN YARATTIM!

    Ne var ki bu yeni oluşum bazı yönlerden “yerli sinema”nın hayrına gelişmedi!

    Bu yeni festivalci kadrolar “Küçük Cannes’ları ben yarattım!” edası içinde Türk sinemasının da sadece kendilerinden sorulabileceği kanaatine vardılar!

    Kimin sayesinde dersiniz?

    Yeni yeni kurulan meslek birlikleriyle birlikte bunca örgütsel bolluğuna karşın “irade” ve “itibar” oluşturmakta ve kullanmakta yetersiz kalan sinema sanatçıları ve üreticileri sayesinde!

    Sinema dünyasının çekirdeğinde yer almalarına karşın, kendi üretimleriyle oluşturulan festivallerde sadece “festival misafiri” kontenjanından yer bulmaya başladılar!

    İşte Adana Altın Koza Film Festivali’nin son iki yılı bunun tipik bir örneği.

    İki yıl öncesine kadar filmlerin ön jürilerinden, ana jürilerine, “Onur” ödülü verilecek sinema sanatçılarının kimler olacağına kadar sinema kuruluşlarıyla birlikte saptanırdı. Ön jüriler de ana jüriler de hiçbir manüpülasyona meydan vermeyecek şekilde ilgili meslek kuruluşlarınca ayrı ayrı seçilirdi.

    2008 yılında, bilinmeyen eller, Altın Koza Yönetmeliğini değiştirdi. Artık ön jüri oluşturulmayacak ve filmlerin ön elemesini “Festival Kurulu” yapacaktı. Ana jüriyi de Festival Koordinatörlüğü belirleyecek ve -ne anlama geliyorsa- Ulusal Sinema Platformu’nu da bilgilendireceklerdi! (Oysa USP bunu medyadan da duyabilirdi!)

    Derken “Onur” ödülü verecekleri sanatçıları da danışmakta nazlanır oldular.

    Peki yönetmeliğe göre, Festival Kurulu ve içinden bu kurulun oluşturulduğu “Festival Danışma Kurulu” kimlerden oluşuyordu? “Kültür ve sanat kuruluşları temsilcileri” lâfı geçiyordu ama bu “sinemacı kuruluşları” anlamına gelmiyordu.

    İşte size son iki yılın Altın Koza Festival Kurulu:

    2008: Ahmet Boyacıoğlu – Kadir Beycioğlu – Alin Taşçıyan – Esin Küçüktepepınar – Aslı Selçuk – Başak Emre

    2009: Ahmet Boyacıoğlu – Kadir Beycioğlu – Alin Taşçıyan – Esin Küçüktepepınar – Aslı Selçuk

    Evet tıpatıp aynı! Üç sinema eleştirmeni bir Altın Koza Koordinatörü ve bir Ankara Sinema Derneği Başkanı ve Festival Koordinatörü! İki yılda 60 yerli filmin hangilerinin yarışabilir hangilerinin elenebilir olduğuna bu kişiler kanaat getirmiş!

    (İki sinema eleştirmeninin adlarını özellikle koyu belirttim. Çünkü İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasında da Alin Taşçıyan ve Esin Küçüktepepınar ön seçici kurulda varlar. İki yılda iki ayrı festivalde toplam dört kez ön seçici kurul üyesi olmuşlar. “Milli Ön Jüri” üyelerimiz diyebiliriz!)

    Peki bu altmış filmin üretildiği sektör nerede? Eser sahipleri yönetmen, senaryo yazarı ve özgün film müziği bestecilerinin, oyuncu ve yapımcıların temsilcilerinin bu değerlendirmede hak ve yetkileri yok mu? Onlar -hani sinema dünyasının çekirdeği olamadılar- bir elmanın ikinci yarısı bile değiller mi?

    Peki Festivalin Danışma Kurulu? Onun da geçen yıl açıklanan listesinde eser sahiplerinden hiçbir temsilci yok!

    BİR MARTAVAL: DÜNYA DA BÖYLE YAPIYOR!

    Altın Koza Ulusal Yarışması’nı sinemanın üretici, yaratıcı güçlerinin iradesinden kopararak yarışacak filmler konusunda bu otoriter ve mutlakiyetçi hakimiyeti kuran tutum sahipleri kendilerini şöyle savunuyorlar; bu uygulama bütün dünyada böyledir, ön elemeyi festival kurulları yapar, festival kurulları kendini gizli tutar vs. vs.

    Oysa bu bir martaval! Bahsettikleri uygulamalar uluslararası festivallerin uygulamalarıdır. Uluslararası festivaller adı üzerinde “uluslararası”dırlar ve maddeten, fiilen -ve mantıken!- bir ön jüri uygulaması yapamazlar.

    Filmleri, kimisini davet yöntemiyle kimilerini yıl içerisinde ülkeleri dolaşarak film seçen ajanları aracılığıyla ve nihayet kimilerini de festival merkezinde izleyerek değerlendirirler. Yüzlerce -hatta diğer bölümleriyle binlerce!- filmin altından ancak bütün bir yıl çalışarak kalkarlar. Ana jürilerini de değişik ülkelerden sanatçılarla yapılan bir çok görüşmeden sonra tesbit eder ve oluştururlar.

    Oysa biz kendi festivallerimizin ulusal yarışma bölümlerinden bahsediyoruz! Kaldı ki bizim ulusal festivallerimiz ciddi miktarda parasal ödül dağıtıyor ve çok sayıda film katılımı oluyor. Hangi ülkelerin ulusal festivalleriyle içerik benzerliğimiz var?

    Hem her şey bir yana bu Recaizade Ekrem romanı kahramanlarına benzer batı taklitçiliğini neden yapalım?

    En prestijli ulusal festivalimiz olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, ön jüri oluşturuyor! Geçen yıl 3 yönetmen, 2 oyuncu 1 yapımcı ve 4 eleştirmen veya sinema kültür elemanından oluşturdu ön jüriyi.

    Hata mı yaptı? Yoksa tüm dünyadaki örnekleri mi bilmiyor muydu?

    Hem Antalya Festivali, ön jürisinin kimlerden oluştuğunu 15 Temmuz’da yani ön elemeler öncesi basına açıkladı. Fena mı oldu? Festival Kurulunu gizli tutmak da neyin nesi?

    BURASI PADİŞAHLIK MI?

    Altın Koza’nın sinema sanatçılarını ve üretenlerini dışlayan Danışma ve Festival kurullarının çelişkili ve keyfi kararlar aldığı da konunun bir diğer yanı. Geçen yıl, DVD’si çıkmış, televizyonda gösterilmiş filmleri veya dışarda ve içerde çok festival gezmiş ve/veya ödüller almış olan “Yumurta”, “Yaşamın Kıyısında” ve “Rıza”yı yarışmalı bölüme almadılar.

    Bu yıl aynı özelliklerde “Süt”, “Vicdan” ve “Pandora’nın Kutusu”nu aldılar!

    Yine bu yıl, festival yönetmeliğinde “uzun metraj ve konulu” şartı yazılı yarışmalı bölüme geçen yıl en prestijli uluslararası belgesel film festivalinde yarışmış bir belgeseli aldılar!

    Öyle 4. Murat’ın canı alkol çektiğinde yasağı kaldırması gibi yönetmelikleri gerip esneterek ya da kuralları bir var bir yok kabûl ederek ön eleme yapmak, katılan filmlerin sanatçılarına karşı saygısızlıktır.

    Yerli festivallerde bu tür “zaaf yılları” çokca hüküm sürmüştür. 1960 – 75 arası Türk sinemasının en parlak olduğu yıllarda da ulusal festivallerde bir “Türker Abi Etkisi”nin hüküm sürdüğü bilinir, anlatılır. Yarışmaya katılacak filmler de, jüriler de ve ödülleri kimlerin alacağı da bu “etki”den nasibini alırdı!

    Son dört yılın uygulamalarına bakılırsa sinema sanatını yapanlar adına benzer bir “zaaf yılları” yaşanmıyor mu?

    Açık, saf ve yan tutmasız bir bakışla, salt akılla, bu işte bir eksiklik bir yanlışlık olduğu belli değil midir?

    (22 Mayıs 2009)

    Aydın Sayman

    Darbe (Yönetmen: Paul McGuigan)

    Paul McGuigan’ın yönettiği ve Colin Ford, Joel Gretsch, Djimon Hounsou ile Dakota Fanning’in oynadığı Darbe (Push), 29 Mayıs 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Hong Kong’ta yaşayan bir grup genç, Amerikan hükümetinin el altından yürüttüğü bir projenin çalışanlarından kaçmaktadır. Kendi çıkarları için kullanılmak üzere onların silâha dönüştürülmesini isteyen bu kişilerden tamamen kurtulmak için güçlerini birleştirmeleri gerekir. Bu amaçla da insanların düşüncelerini istediği gibi kontrol eden Alyssa English’e ulaşmaları ve birlikte savaşmaları gerekmektedir.

    Müzede Bir Gece 2

    Shawn Levy’nin yönettiği ve Amy Adams, Ben Stiller, Robin Williams ile Owen Wilson’un oynadığı Müzede Bir Gece 2 (Night at the Museum 2 – Night at the Museum: Battle of the Smithsonian), 22 Mayıs 2009’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Müze kapanmıştır ama gece bekçisi Larry Daley’nin içini bir şey kemirmektedir ve sonunda kendini akıl almaz bir maceranın içinde bulur. Bu sefer tarih gerçekten canlanmaktadır. Larry müzenin koridorlarında inanılmaz bir savaşın ortasındadır. Larry, eski “cansız” arkadaşlarını, onların sonunu getirebilecek bu durumdan kurtarmalıdır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Müzede Bir Gece 2 yazısına devam et
  • Sinema Yazarları Derneği, Gezici Festival’in Kars Bölümü İçin Açıklama Yayınladı

    SİYAD (Sinema Yazarları Derneği)’nin açıklaması şöyle:
    “Kamuoyuna.
    Biz sinema yazarları,
    Avrupa Filmleri Festivali’yle (Gezici Festival) bir festivalin, festival sözcüğünün ve kavramının içini bütün özellikleriyle doldurabilen bir etkinlik olabildiğini gördük. Kars halkından, yazarına, yönetmenine, oyuncusuna, eleştirmenine, akademisyenine, Cem Yılmaz gibi popülerliği tartışılmaz ünlülere, diğer alanların ustalarına, çok sevilen müzisyenlere kadar hep beraber ve birlikte tartışıp film izlenilen son derece mütevazı bir başka etkinlik örneğine de ne yazık ki çok sık rastlayamıyoruz.

  • Açıklamanın devamına ve yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinema Yazarları Derneği, Gezici Festival’in Kars Bölümü İçin Açıklama Yayınladı yazısına devam et
  • 16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, SİYAD Jürisi Belirlendi

    08 – 14 Haziran 2009 tarihleri arasında düzenlenecek olan 16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) Jürisi’nde görev yapacak sinema yazarları belirlendi. Festival SİYAD jürisinde bu yıl Yusuf Güven, Özgür Şeyben ve Uğur Vardan görev yapacak. Jüri üyeleri yazarlarımıza görevlerinde başarılar dileriz.

  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, SİYAD Jürisi Belirlendi yazısına devam et
  • Kırklareli Dupnisa Doğa Şenliği’nde “Gölgesizler”in Gösterim Programı Belirlendi

    Çekimlerinin büyük bölümü Kırklareli’nin Karadere Köyü’nde gerçekleşen Gölgesizler filmi, ilk kez düzenlenen Dupnisa Doğa Şenliği kapsamında 16 Mayıs Cumartesi akşamı gösteriliyor. Gösterime filmin yapımcı, yönetmen ve oyuncuları da katılacak. Ümit Ünal’ın senaryo ve yönetmenliğinde Narsist Film tarafından beyaz perdeye aktarılan Hasan Ali Toptaş’ın 1994 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandığı kitabı Gölgesizler’in özel gösterimi, açık hava sineması atmosferinde daha fazla seyirciye ücretsiz olarak erişerek Kırklareli halkıyla buluşacak.

    Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Yayınları

    Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yeni eklenenler:
    26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Katalog),
    25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Katalog),
    24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Katalog),
    23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Katalog),
    22. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Broşür),
    21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (Broşür).
    Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Yayınları yazısına devam et

    İçimdeki Şeytan (Yönetmen: Parkpoom Wongpoom)

    Parkpoom Wongpoom ile Banjong Pisanthanakun’un yönettiği ve Marsha Wathanapanitch, Withaya Wasukraipaisan ile Rachanu Boonchuduang’ın oynadığı İçimdeki Şeytan (Alone), 03 Temmuz 2009’da Duka Film dağıtımıyla Duka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Pim’in Kore’de sürekli işi ve iyi arkadaşları vardır, evlilikleri normal gitmektedir. Bu durum Tayland’tan bir telefon gelmesine kadar sürer. Gelen haberde Pim’in annesinin hastalığına bir türlü teşhis konulamadığı ve çok hasta olduğu, dönmeleri gerektiği söylenir. Pim, Tayland’a vardığında geçmişte yaşadığı acı olayları hatırlar.

    TMK Mağduru Çocuklar İçin Gala: Umut Geçitleri

    Çocuklar İçin Adalet Çağırıcıları, 14 Mayıs Salı günü Diyarbakır’da yargılanacak iki çocuğa eş zamanlı destek etkinliği olarak saat 14:30’da yönetmen Mutlu Şahin’in, şu sıra İspanya’daki Atletico Bilboa Film Festivali’nde yarışan, özel gösterim harici Türkiye’de gösterimi yasak Umut Geçitleri filminin Türkiye prömiyerini ve galasını gerçekleştirecek. 14 Mayıs Salı günü yine Diyarbakır’da TMK Mağduru Çocuklar’dan ikisinin duruşması var. 3 aydır hapis olan 16 yaşındaki K. A. ve gözaltına alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 14 yaşındaki Y. V.

  • Basın Bülteni
  • 4. Uluslararası Mardin Film Festivali

    Mardin Film Festivali, 4. kez sinemaseverlerle buluşuyor. Geçtiğimiz yıl Mardin’de tek sinema salonunun açılmasına öncülük eden SineMardin, bu yıl açık hava gösterimleriyle de Mardin’de sinema nostaljisini yaşatacak. 20 – 26 Haziran tarihlerinde Mardin Sinema Derneği tarafından gerçekleştirilecek olan SineMardin, film gösterimlerinin yanında, sınırın ötesindeki, yakın ama bilinmeyen coğrafyayı bu yılki festivale konuk ediyor. New York merkezli bir sanat kurumu olan ArteEast ve Mardin Sinema Derneği tarafından gerçekleştirilecek olan “Arap Sinemasına Bakış” başlıklı program sinemaseverlerin beğenisine sunacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer haberler ve yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    4. Uluslararası Mardin Film Festivali yazısına devam et
  • İnsanat 3. Kısa Film Günleri

    Bursa İnSanat Kısa Film Günleri’nin üçüncüsü 28 – 30 Mayıs 2009 tarihleri arasında Pembe Çarşı’da düzenleniyor. Organizasyon sonunda izleyenlerin oylarıyla En Etkili Film seçilecek ve bir plaket sunulacak. Filmlerinin gösterilmesini isteyen kısa filmcilerin çalışmalarını 25 Mayıs’a kadar “İnSanat Derneği, Katlı Otopark Pasajı, Alt kat, No: 38, Osmangazi, Bursa” adresine, filmlerin bilgilerinin yer aldığı kısa özetiyle birlikte göndermeleri gerekiyor. Organizasyon hakkında ayrıntılı bilgiler www.atolye16mm.com sitesinden, 0224 2221112 veya 0532 3723418 no.lu telefonlardan öğrenilebilir.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü afişlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İnsanat 3. Kısa Film Günleri yazısına devam et