29 Mayıs 2009 Haftası

“Darbe”, özel yetenekleri olan insanların, kendilerini ‘silâh’a dönüştürmek isteyen ‘devletin derin güçleri’yle huzursuz edici mücadelesinden bir kesiti aktarırken, bu serüvende olayların geçtiği kent olan Hong Kong kadar karmaşık, canlı ve taşkın bir film olmuş. 28 yaşındaki Chris Evans ile 15’i doldurmuş Dakota Fanning’in perdedeki kimyalarının bu denli uyuşacağını asla düşünemezdim fakat bu ikili sihirli gibi; izleyeni yanlarına çekiyorlar adeta.

“Davetsiz”, bozulmuş bir ruhiyatın onarılma ihtimalinin düşüklüğüne dair dehşet verici sürpriz tuzağını seyirciye hissettirmeden kurarken karabasanlardan yararlanan, bir ikinci sürüm olarak çok muhkem bir çalışma.

“Donmuş Irmak”, anne olmak ve parasızlık iç içe geçince, çetin iklim koşullarına rağmen risk alarak yasa dışı iş yapmanın nasıl ‘her tür sınır’ı yok edeceğini, iki kadının mücadele gücüyle öğretiyor bize: Yapımı ve çekimleri de çeşitli zorluklarla mücadeleleri içeren bu filmi gerçekleştiren kadınlara büyük saygı duyuyorum.

“Evlilik Sınavı”nda, ilk büyük savaşta milyonlarca gencin ölüp geriye acılar bıraktığı, makineleşmenin insan gücünün yerini iyice almaya başladığı, modern dünyanın aykırı fikirlerinin katı kuralları sarstığı bir dönemde, iflâs etmiş, ‘solmuş’ ve iyice köhnemiş İngiliz taşrasından bir aristokrat aileye gelen Amerikalı dul gelinin tüm taşları yerinden nasıl oynattığı anlatılmakta… Noel Coward’ın (1899 – 1973) oyunu beyazperdede en doğru kurguyla yerini bulmuş. Jessica Biel’ın çok ayrıntılı performansıyla değer kazanan gelin Larita’nın içinde bulunduğu durumu, yeni olana direncin kırılma zorluğunu, aşkın nasıl her şeyden vazgeçebilmek olduğunu ve “savaşta gençler, barışta yaşlılar ölür” sözünden hareketle yaşamın o acımasız yanını iyi bilenler, tam olarak anlayacaklar. İzlemesi kekremsi bir keyif veren acı güldürü!

“Palermo’da Yüzleşme”, bir adamın, ölümün bir son değil yeni bir doğum/başlangıç olduğunu öğrenme ve kabûl etme yolculuğunu fotoğraf estetiğini kullanarak anlatan, olgun / zarif bir sinema örneği.

“Sokakların Kralı Romeo”, sokak hayvanlarına karakter yükleyen ancak onları bu karakterleri yüzünden yargılamayan yapıcı mesajlarını ve fonu zayıf olsa da kahramanlara odaklanmanızı sağlayan dinamik stilini sevebileceğiniz, şarkıları – dansları ile de koltuğunuzda kıpır kıpır kıpırdanacağınız Hint bilgisayar animasyonu. Türkçe seslendirmede, dudak hareketleri ile sözcüklerin eşzamanı için uydurulmuş, bize özgü bazı muziplikler hoşunuza gidecek.

(28 Mayıs 2009)

Ali Ulvi Uyanık

[email protected]