Türk Yönetmenden Çok Konuşulacak Belgesel

Yönetmen Ceyda Aslı Kılıçkıran, çok konuşulacak bir proje için Amerika’da bulunan ortağı ile kolları sıvadı. Kılıçkıran ve ekibi yeni belgesel filminin çekimlerine Şubat ayında başlıyor. Amerikanın ünlü yapımcılarından Robert Richter’la ortak proje yapacağını belirten Ceyda Aslı Kılıçkıran, “Şubat ayında Hindistan’da, Mabudan Tapınağı’nda başlayacağımız çekimler, İngiltere’de Dünya Ruhsal Üniversitesi olarak adlandırılan malikanede devam edecek. Ruhsal ve meditasyon eğitimi veren kişilerle röportajlar yapılacak.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafla haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Türk Yönetmenden Çok Konuşulacak Belgesel yazısına devam et
  • Tiglon Filmleri 15 Dalda 81. Oscar Ödüllerine Aday Gösterildi

    Tiglon Film’in ülkemizde gösterilmiş ve gösterilecek olan filmleri 81. Oscar ödüllerinde 15 dalda aday gösterildi. 06 Mart’ta gösterilecek olan The Reader yılın En İyi Filmi, Kadın Oyuncusu (Kate Winslet), En İyi Yönetmeni ve En İyi Uyarlama Senaryo dahil 5 dalda aday. Tiglon Film’in diğer aday filmleri ise şunlar: The Wrestler, Donmuş Irmak (Frozen River), Beşir’le Vals (Waltz With Bashir), Barselona, Barselona (Vicky Cristina Barcelona), Man on Wire, Avustralya (Australia), Düşes (The Duchess).

  • Basın Bülteni
  • Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, 13 Dalda Oscar Adayı

    Seksenli yaşlarında doğup geriye doğru yaşlanan bir adamın hikâyesini konu alan Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, 13 dalda Oscar’a aday gösterildi. En İyi Film dalında Oscar’a aday gösterilen filmde Benjamin Button karakterini canlandıran Brad Pitt de En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı oldu. 06 Şubat’ta ülkemizde gösterime girecek olan filmin Oscar adaylıkları şöyle: En İyi Film, Yönetmen, Sanat Yönetimi, Görüntü Yönetimi, Erkek Oyuncu, Yardımcı Kadın Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Kurgu, Makyaj, Ses Miksajı, Görsel Efektler, Uyarlama Senaryo, Müzik.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • UIP Filmleri 30 Dalda 81. Oscar Ödüllerine Aday Gösterildi

    UIP Filmcilik’in ülkemizde gösterilmiş ve gösterilecek olan filmleri 81. Oscar ödüllerinde 30 dalda aday gösterildi. 30 Ocak’ta gösterilecek olan Frost / Nixon yılın En İyi Filmi, Erkek Oyuncusu (Frank Langella), En İyi Yönetmeni ve En İyi Uyarlama Senaryo dahil 5 dalda aday. UIP’nin diğer 5 dalda aday film Şüphe (Doubt) ise 06 Şubat’ta vizyona giriyor.
    Diğer aday filmler ise şunlar: Sahtekar (Changeling), Vol.İ (Wall-E), Hayallerin Peşinde (Revolutionary Road), Bolt, Iron Man, Wanted, Tropik Fırtına (Tropic Thunder), Hellboy II: Altın Ordu (Hellboy II: The Golden Army), Kung Fu Panda.

  • Basın Bülteni
  • 11. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali

    Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali 01 – 11 Mayıs tarihlerinde 11. kez Eskişehirli sinemaseverler ile buluşacak. On yıl öncesinin alçakgönüllü sekiz filmlik gösterimi yıllar içinde kentteki sinema salonlarına yayılan bir film festivaline dönüştü. Festival Başkanı Prof. Dr. Gülseren Güçhan, Sinema Günleri’nin film festivaline nasıl dönüştüğünü açıklayan iki önemli şey olduğunu söyledi: “Anadolu Üniversitesi’nin Eskişehir’in kültürel hayatındaki güçlü kurumsal kimliği ve başkanından haber yapanına kadar kimi öğrenci kimi öğretim üyesi hepsi üniversiteli ‘başka yerde olmayan’ ekibi”.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü afişe ve diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    11. Anadolu Üniversitesi Uluslararası Eskişehir Film Festivali yazısına devam et
  • Seyfi Havaeri’yi Kaybettik

    Türk Sinemasının Yeşilçam döneminin son yönetmenlerinden Seyfi Havaeri vefat etti. 1920 İstanbul doğumlu Seyfi Havaeri 1947 yılında Yara adlı filmle başladığı yönetmenlik hayatında sinemamıza Damga, Bir Yabancı, Gönülden Yaralılar, Kore’de Türk Kahramanları, Kara Sevda, Gönülden Ağlayanlar, Çileli Bülbül gibi birçok film kazandırdı. İkindi namazını müteakip Yedikule Hacı Evhaddin Camii’nden defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Seyfi Havaeri fotoğrafları için tıklayınız.
  • Türkiye Sinema Platformu, Başkanlığına Erden Kıral Seçildi

    2004 yılından günümüze Ulusal Sinema Platformu ismiyle faaliyetlerini sürdüren platform, 16 Ocak 2009 günü yaptığı toplantı ile ismini Türkiye Sinema Platformu olması kararı aldı. Platform, yeni çalışma döneminde bir sinema kurumunun kurulması için yasal düzenlemenin yapılması, ekonomik krize karşı bir reform paketinin hazırlanması, sektör içi sosyal ve ekonomik sorunların çözümü konusunda raporlar hazırlanması şeklinde özetlenecek bir çalışmayı başlattı. Daha sonra yapılan seçimlerde Ahmet Boyacıoğlu, Alin Taşçıyan, Erden Kıral, Erdoğan Kar, İsmail Güneş, Nilüfer Sapancılar ve Ömer Tuncer yeni yürütme kuruluna seçildi. Yapılan ilk toplantıda başkanlığa Erden Kıral getirildi.

  • Basın Bülteni
  • Yeni Çalışma Dönemi Programı
  • 2007 – 2008 Faaliyet Raporu
  • A.R.O.G., Tüm Zamanlar Gişe Hasılatı Birincisi

    05 Aralık Cuma günü vizyona giren A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, 7 hafta içinde toplam 3.697.746 izleyici ve 30.377.332 TL gişe hasılatına ulaştı. Bu sonuçla A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, tüm zamanlar içinde en fazla gişe hasılatına ulaşan film oldu. Gişe hasılatına göre tüm zamanların ilk 3 filmi şöyle sıralanıyor:
    A.R.O.G.: Bir Yontmataş Filmi, 3.697.746 kişi, 30.377.332 TL,
    Recep İvedik, 4.301.641 kişi, 30.172.270 TL,
    Kurtlar Vadisi, 4.256.567 kişi, 27.434.893 TL.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sonbahar, Avrupa’nın En Prestijli Festivali Angers’de Yarışıyor

    Özcan Alper’in yönetmenliğini yaptığı Sonbahar, Avrupa’nın önemli festivallerinden Premiers Plans Angers – Avrupa İlk Filmler Festivali’nde Türkiye’yi temsil edecek. 16 – 25 Ocak tarihleri arasında Fransa’da 21’incisi düzenlenen festivale Sonbahar dışında Avrupa’dan 8 ilk film katılıyor. 2008 yılında toplamda 9 ödül alan Sonbahar, 19 Aralık 2008’de Türkiye’de vizyona girdi ve 4 haftanın sonunda 100.000 bin seyirciye ulaştı. Feza Çaldıran’ın başarılı görüntü çalışmasıyla da dikkat çeken filmin başrollerinde A. Onur Saylak ve Megi Koboladze oynuyor.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kara Köpekler Havlarken, Dünya Prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde Yapıyor

    T. C. Kültür Bakanlığı destekli, Kara Köpekler Havlarken (Black Dogs Barking), Dünya Prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yapıyor. Film, iki varoş delikanlısı Selim ve Çaça’nın şehrin kanunsuzları arasından sıyrılarak yaptıkları sınıf atlama mücadelesini anlatıyor. Filmde Cemal Toktaş, Volga Sorgu, Erkan Can ve Çeliktepe, Gültepe, Seyrantepe halkı oynuyor. Başarılı kısa filmleriyle tanınan Mehmet Bahadır Er’in yazıp, Maryna Gorbach’la birlikte yönettikleri Kara Köpekler Havlarken dünya prömiyeri 26 Ocak 2009’da IFF Rotterdam – Signals kapsamında Pathe 7 Sineması’nda yapacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu

    Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından 12 – 22 Mart 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yarışacak filmler belli oldu. Okan Arpaç, Barış Bora Kılıçbay ve İnci Demirkol’dan oluşan Ulusal Uzun Film Yarışması Ön Seçiciler Kurulu, başvuruda bulunan 20 film arasından yaptığı değerlendirme sonucunda 11 filmin Ulusal Uzun Film Yarışması’na katılmasına karar verdi. Toplam 16 ayrı ödül kategorisinde yarışacak finalistlerin ödülleri Festival’in kapanış gecesi olan 22 Mart’ta sahiplerini bulacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yarışmaya katılacak filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    20. Ankara Uluslararası Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışması’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu yazısına devam et
  • Kertenkele

    Özgür E. Arık’ın, Hrant Dink’in bir öyküsünden yönettiği kısa film Kertenkele özel gösterimlerle seyirci karşısına çıkıyor.
    Bertan Dirikoğlu, Ali Yıldırım, Hüseyin Ahşen ve Ani İpekkaya’nın önemli rollerini paylaştığı 32 dakikalık Kertenkele’nin ilk gösterimi 27 Ocak, 21:00’de Beyoğlu Sineması’nda yapılacak. Filmin öyküsü şöyle başlıyor: “Yıl 1918, Süphan Dağı’nın eteklerinde bir köy. Zor kaçmıştı olan bitenden. Dar sığınmıştı Peltekler’den İsmail’in köyüne. Herkeslerin herkeslerden kaçtığı, herkeslerin birbirinin çaresizliğine sarıldığı yıllardı. Karışmıştı köylünün arasına, yaşayıp gidiyordu işte. …”

  • Basın Bülteni
  • Görseller
  • Web Sitesi
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kertenkele yazısına devam et
  • Düğüm (Yönetmen: Uygar Asan)

    Uygar Asan’ın yazıp yönettiği, 2009 yılı yapımı, 70 dakikalık 3. dijital filmi Düğüm,  20. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkıyor. Düğüm’de Sezgin Cengiz, Ayşegül Akbulut, Emre Saka ve Murat Vanlı gibi oyuncular rol alıyor. Yeşil Karınca Video ve Düş Laboratuarı yapımı filmin müzikleri Kunt Aksoy, kurgusu Pınar Asan ve Uygar Asan tarafından yapıldı. Film şu sorulara cevap arıyor: “Sonsuzluğun öteki saatlerinde de bu böyle sürüp gidiyordu” diyen Lautréamont’un neyi kastediyordu? Ece Ayhan’ın bilinen şiirinde “Düğüm”e dair olan nedir? Evlerin o kapalı düzeninde “yürümeyen” nedir? Sahi, bir “düğüm”ü çözmeye nereden başlamak gerekir?

    Düğüm (Yönetmen: Uygar Asan) yazısına devam et

    Ustalarla Buluşma 2: Kriz Döneminde Senaryo Öğrenmeye Ne Dersiniz?

    Senaryo Yazarları Derneği’nin düzenlediği Ustalarla Buluşma programının bir yenisi daha 15 Şubat’ta başlıyor. Bu dönemdeki programda senaryo yazarı, yönetmen Yavuz Turgul, Senaryoda Dramatik Yapı; Issız Adam filmiyle son dönemde adından çok söz ettiren Çağan Irmak, Yönetmen Gözüyle Senaryo; yapımcı ve senarist Birol Güven, Komedi; Güz Sancısı’nın senaryo yazarı Nilgün Öneş, Senaryoda Ön Hazırlık; Hırsız – Polis, Bıçak Sırtı gibi birçok dizinin yazarı Gaye Boralıoğlu, Senaryonun Temel Unsurları; ve Mahir Günşiray, Oyuncu Gözüyle Senaryo anlatacak. Katılım için son tarih: 06 Şubat 2009 Cuma.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ustalarla Buluşma 2: Kriz Döneminde Senaryo Öğrenmeye Ne Dersiniz? yazısına devam et
  • Dipnot: Pandora’nın Kutusu

    “Pandora’nın Kutusu”yla ilgili yazımı hazırlarken, bir gazetede gördüğüm bir başlık beni hayretlere düşürdü. Başlıkta; “ödülleri topladı ama gişede çakıldı” yazıyor. Bu bence bu şu demek; “ödülleri topladı da ne oldu seyircinin ilgisini çekmedi işte”. Tam da tabuları yıkmaya başlamışken, “Sonbahar” filmi ile yakalanan yükselişin devam edeceğini umarken, bir filmin hem ödül alıp hem de gişede başarılı olabileceğine inanmışken çok talihsiz bir başlık olmuş diye düşünüyorum. Tabii bu gerçeği de değiştirmiyor, “Pandora’nın Kutusu” gişe de hiç de hak etmediği bir hayal kırıklığı yaşıyor. Bildiğim kadarıyla film salon sıkıntısı yaşıyor. Eğer [email protected] adresine Kadıköy’de bir sinema salonun tedarik edilmesi konusunda bolca mail gönderirseniz, küçük bir katkınız olabilir. Denemek de fayda var!

    Şimdi küçük sohbetimizden bahsedeyim. Yeşim Hanım ile “Pandora’nın Kutusu”nun hem gala hem de vizyon telaşının olduğu günlerde film şirketinde buluştuk. Yeşim Hanım oldukça sakin ve kendine güvenen bir kadın. Koltuğa yaslanışından, eline masaya değdirmesine kadar vücut dileğiyle size bu öz güvenini yansıtıyor. Bu duruş hem karşınızdaki insana hayranlık duymanıza aynı anda da araya bir set çekmek, mesafe koymak duygusunu kapılmanıza neden oluyor. Haliyle sohbeti biraz sekteye uğratıyor.

    İlk amacım mekân ve biraz da tarz kardeşliğinden dolayı “Sonbahar”dan söz açmak. Akabinde de “Sonbahar”ın gişede ve basında yıktığı tabulardan yol açarak Pandora’nın Kutusu’nu tahlil etmeye çalışmaktı. Ancak Yeşim Hanım kendisinin böyle kaygıları hiçbir zaman taşımadığını ve zaten kemik bir izleyicisi olduğundan söz ediyor. Ardından da ekliyor, “Pandora’nın Kutusu” alternatif bir film değil. Herkesin kendini bir şekilde bulabileceği bir film…

    “Tsilla Chelto”dan konu açılınca ise yüzüne çok samimi bir gülümseme yerleşiyor, gözlerinin içi gülüyor. Chelton ile birlikte yedikleri ilk yemekten söz ediyor. “O yemek benim için harikaydı. Biraz yönetmen – oyuncu biraz anne – kız olduk o yemekte” diyor. Deneyimli oyuncudan biraz söz etmesini istediğimde şöyle anlatıyor; “O’nun çalışkanlığına hayran kaldım. Evet, biz de çok çalışkanız belki ama onunki bambaşkaydı. Çünkü oynadığı rol hiç de kolay değildi… Onu alıp dağa çıkartıyorsunuz, parkta dolaştırıyorsunuz… Rahat etmesi için elimizden geleni yaptık tabii. Yine de yaşından beklenmeyecek kadar muhteşem bir performans sergileyerek hepimizi büyüledi.”

    Yeşim Hanım bu günlerde yine öyküler yazmaya devam ediyor. Ama eminim filmin gişede yaşadığı talihsizlik kendisini ve ekibini de sıkıntıya sokuyor. “Sevin Okyay”ın Köşebaşı’ndan seslendiği gibi; “Pandora’nın Kutusu, kalitesinin karşılığını dışarıda daha fazla almış olan bir film…” Nacizane uyarım, Türk Sinemamızın son yıllarda yakaladığı çıtayı kendi ellerimizle aşağıya çekmeyelim. Yeni hikâyeler dinlemek, yeni hayatlarla tanışmak ve tabiî ki kaliteli filmler izlemek için filmlerimize gereken ilgi ve alâkayı gösterelim.

    (29 Ocak 2009)

    Gizem Ertürk

    Fotoğraflar: Gülay Ağdemir