Michael Haneke, Ölümcül Oyunlar’ın Hollywood yapımı ile tekrar karşınızda. İlk Ölümcül Oyunlar, 1997 yılında Avusturya yapımı olarak çekilmişti. O zamanlarda büyük ses getiren film sarsıcı şiddet sahneleriyle çok tartışılmıştı. Tartışmalar, şiddeti engellemenin şiddet sahneleri ile mümkün olamayacağını, bunun sokaklardaki şiddeti daha da arttıracağı yönündeydi. Haneke ise tam tersine ancak bu şekilde anlatılabileceğini düşünüyordu. Bir röportajında “Mesele, neyi gösterebileceğimde değil. Daha çok, seyirciye var olanın yerine neler gösterildiğini fark etme fırsatı verip vermemekte. Özellikle şiddet konusunda mesele, şiddeti nasıl gösterdiğimde değil. Mesele, seyirciye şiddet ve şiddetin anlatılması konusunda kendi konumunu nasıl gösterdiğim.” şeklinde düşüncelerini dile getirmişti.
Haneke’nin filmi Hollywood versiyonu ile tekrar ele alması, Haneke’nin kemik hayran kitlesini biraz rahatsız etmişti. Haneke ise bu durumu şiddetin tüketilebilir hale geldiği Amerikan filmlerini izleyen Amerikalılara erişebilmek için böyle bir tercihte bulunduğu düşünüyor.
Film boyunca Haneke seyirciyi parmağında oynatıyor. Üstelik bu Hollywood seyircisinin hiç de alışık olmadığı bir durum. Çünkü onlar dondurması elinden alınan çocuk misali istediklerini elde edemeyince huysuzlanırlar. Bu yüzden filmler genellikle onların istediği şekilde biter. Haneke ise film boyunca seyirciyi alt üst ediyor. Dondurmayı uzatıyor ve tam yakalayacakken bir anda çekiveriyor. Filmin bir sahnesinde Haneke bir an seyircinin görmek istediği şeyi sunuyor, sonra her şeyi geri sarıyor ve kâbus kaldığı yerden devam ediyor. Oyuncuların ara ara dönüp salondaki seyirci ile diyalog haline geçmesiyle siz de şiddetin bir parçası oluveriyorsunuz. Zaten Haneke’nin asıl amacı seyirciyi de filme katarak şiddetin gerçek kaynağının kendileri olduğunu göstermek. Kendilerine dönmelerini ve sorgulamalarını sağlamak. Bu konuda oldukça da başarılı.
Film kuşkusuz dünyada büyük bir ilgi görecek. Ülkemizde aynı ilgiyle karşılanır mı bilinmez… Türkiye’deki Haneke hayranları yeni versiyonu elbette görmek isteyeceklerdir. Ancak sinemaseverler filmi ikinci kez izlemeyi yüreklerinin kaldırıp kaldırmayacağından emin olmadıklarını söylüyor. Yani Haneke filmini öyle güle oynaya izlemek hiç de kolay değil. Eğer cesaretiniz varsa sizi gerilim dolu bir 111 dakika bekliyor. Filme girerken mısır ya da cola almasanız iyi edersiniz, küçük bir tavsiye?
(29 Mayıs 2008)
Gizem Ertürk