Mania Akbari: “Kadın, ‘Kadınca’ Yaşadığında Başarabilir!”

sinemasinemadir.com için, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’ni izlemek amacıyla bulunduğum Ankara’da, festival filmlerinin gösterildiği Kızılırmak Sineması’nın kafeteryasında hoş bir sürprizle karşılaşana kadar Mania Akbari’yle konuşmayı düşünmüyordum. O hoş sürprizin ta kendisi olan Mania, kısıtlı olan vaktini ayırdı ve sorularımı cevaplamayı kabûl etti. Ben de teybimi çalıştırdım ve İran’ın bağımsız kadın sinemacılarından, 10, 10+4 20 Fingers gibi filmlerin yönetmeni Mania Akbari’ye, tercümanı Hüsrev Şahi’nin de yardımıyla sorularımı sordum.

Mehr Haber Ajansı’nın bir haberine göre, İran sineması son bir yılda yüzde 120 artış kaydetti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim bu istatistikler üzerine pek bir ilgim yok, bilgim de yok. Bana çok ilginç geliyor. Çünkü daha önce başka bir söyleşide soruyu soran arkadaş, bana şöyle sordu; ‘Neden İran sineması gerilemiştir?’ Ben de çok şaşırdım. Çünkü İran sineması, yıllık ürün olarak her geçen gün daha da fazlalaşıyor. Fakat bir ülkenin nicelik olarak ‘kaç tane film üretmiş ya da üretmemiş, yüzde kaç artmış, ya da azalmış’ sorunuyla uğraşmamak lâzım. Nihayetinde bunlar iniş çıkışlar gösterecektir. Bazen artabilir, bazen de azalabilir. Veya birkaç yıl sonrasında büyük bir potansiyelle bir patlama gösterebilir.

Size göre İran sinemasında bu artış da kadınların yeri nedir?

İlerlemenin çok da belirgin, özgün bir biçimde ortaya çıkması her zaman mümkün olmayabilir. Bu toplam bir şey, bir bütündür. Kadın da bu bütünün bir parçası olabilir. Kadınlar değişik yaşamları denemek için kendilerine fırsat tanıyabilirler. Aynı zamanda kadınlar kadın oluşlarını biraz daha fazla kabûllenmeye başlıyor. Bence kadın, kadın olduğunu kabûllendikten sonra ya da kadınca yaşadığında başarabilir.

2005 yılında Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nde 20 Fingers adlı filminizi de göstermiştiniz. Bu film aynı zamanda İran’da yasaklanmıştı. Bu yasaklanmalar sizce özgünlüğün dozunu arttırıyor mu?

Ben bunu bir fayda olarak görmüyorum, tam tersi bu filmi yaratanlar için bir üzüntü kaynağıdır. Zaten ben bir film yapımcısı olmama rağmen, neyin yasak olup olmadığını anlayamıyorum. İran’daki film yasaklama kurulunda, yasaklamanın kriterleri belli değildir. Bazen öyle filmlere izin çıkıyor ki biz bile şaşırıyoruz buna. Bazen de hiçbir sakıncası olmadığını düşündüğümüz filmleri yasaklıyorlar. Neye göre bunu yapıyorlar bilemiyoruz. Ben buradan yapımcı olarak şöyle bir sonuca varıyorum; ben filmimi yaparım ve her iki alternatife de hazırlanırım.

‘FATİH AKIN’I ÇOK BEĞENİYORUM’

Türk sinemasını takip edebilme fırsatınız oluyor mu?

Bütün yönleriyle tabii ki hayır. Fakat birçok filmi biliyorum. Son yıllarda özellikle önemli festivallerde Türk sineması adını duyurmuştur. Çok önemli festivallerde Türkiye’den önemli filmlerin katıldığına tanık oluyorum. Nihayet benim de bir film yapımcısı olarak, Türkiye’nin önemli filmlerini görüp onları değerlendirmem gerekiyor. Ama Türkiye sineması üzerine yoğunlaşmışım diye bir şey söylemem de söz konusu değil.

Beğendiğiniz Türk yönetmenler varsa, birkaç isim alabilir miyim?

Almanya’da büyüyen ve bence Türkiye’nin yönetmeni olan Fatih Akın’ı çok beğeniyorum. Ben, onu Türk olarak kabûl ediyorum. Bence tamamen Türk kültüründen öğeler taşıyor. Bütünüyle Türk olarak ele alıyorum onu. Dünyaya bakış açısı da Doğu’ya yönelik. Bence başarısının altında da bu bakış açısı yatıyor. Bunun farkında değiller. Çünkü Alman’ın kendisi yıllardır önemli bir film, yapımcı, yönetmen vermedi.

Sizin İran’da tabuları sorgulamanız nasıl algılanıyor?

Her tabunun yıkılışında ilk başta büyük bir direnişle karşı karşıya kalırsınız. Fakat zaman geçtikçe bu yeni durum kabûllenilmeye başlanır. Şayet filmim İran’da gösterime girmiş olsaydı, daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilirdik. O zaman toplu bir tepkimeyle değerlendirme imkânı bulurduk. Tabii bu tepkileri aldığım topluluk, zaten kendileri tabuları kırılmış aydınlar ve entelektüeller olduğu için, bunu genellemek biraz zor olur. Toplumun geneli için bir şey demem doğru olmaz.

(15 Mayıs 2008)

Erkin Erk

www.sinemasinemadir.com

Uçan Süpürge Festivali’nde Bugün: 09 Mayıs 2008

Uçan Süpürge Festivali’nde bugün İran’li yönetmen Mania Akbari’nin, On ve 10+4 filmleri gösterilecek. Uluslararası Eleştirmenler Birliği (FIPRESCI) Ödülü için Türkiye adına yarışacak Fikret Bey’in yönetmeni Selma Köksal da filmin ardından gelecek soruları yanıtlayacak. Yönetmenli gösterimlerden biri de Lilit’in Kızkardeşleri. İlk filmi Gündelikçi’yle pek çok festivalden ödül alan Emel Çelebi yeni filmini konuşacak.

Savages Ailesi, Uçan Süpürge’de

2008 Oscar’larında adı sıkça anılan ve katıldığı festivallerden pek çok ödül toplayan Savages Ailesi, Radyo ODTÜ özel gösterimiyle 11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali nde seyirci karşısına çıkıyor. Film 10 Mayıs Cumartesi günü Kızılırmak Sineması’nda gösteriliyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Savages Ailesi, Uçan Süpürge’de yazısına devam et

    11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Başladı

    Bu sene Vakıfbank’ın sponsorluğunda, Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla düzenlenen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, 11. yolculuğuna 08 Mayıs Perşembe akşamı Devlet Opera ve Balesi’nde (Büyük Tiyatro) yapılan Açılış Töreni ile başladı.
    Başak Köklükaya ile Altan Gördüm’ün sunuculuğunu yaptığı gecede Nilüfer Aydan’a Uçan Süpürge Onur Ödülü Göksel Arsoy tarafından verildi.
    Meral Çetinkaya’ya da Bilge Olgaç Başarı Ödülü verilen törende Celissima Grubu konuklara film müzikleri sundu.

    11. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Başladı yazısına devam et

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, Uzun Metrajlı Film Projelerine 4 Milyon 260 Bin YTL Destek

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Destekleme Kurulu’nun 2008 yılı ilk değerlendirme toplantısı İstanbul’da yapıldı. Başvuruda bulunan 88 uzun metrajlı film yapım ve yapım sonrası projesinin değerlendirildiği toplantıda, toplam 20 projeye, destek verilmesi kararı alındı. Bu projelerden 18’i uzun metrajlı kurgu film yapımı, 2’si de yapım sonrası proje. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yapımlara destek olarak, toplam 4 milyon 260 bin YTL aktaracak. Destek alan projeler arasında Umut Üzümleri, 0 Numara, Hayda Bre, Bankası, Gölgesizler, Doğu Batı Cumhuriyeti, Üzüm Bağları, Sıcak, Biraz Tuz Biraz Biber ve Merdiven Altı var. (Haber: Serpil Boydak)

  • Geniş bilgi için tıklayınız.
  • Kültür Bakanlığı Web Sitesi
  • Sevlay Tüccar’ın Yönettiği “Sürdürmek Mümkün” Adlı Belgesel TRT.de Gösteriliyor

    Devlet Plânlama Teşkilâtı Müsteşarlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Avrupa Komisyonu tarafından yürütülmekte olan Sürdürülebilir Kalkınmanın Sektörel Politikalara Entegrasyonu projesini anlatan, Sevlay Tüccar’ın yönettiği belgesel Sürdürmek Mümkün, TRT 1′de 10 Mayıs Cumartesi günü 17:55 ve 11 Mayıs Pazar günü 03:15’de gösteriliyor. Belgeselin görüntü yönetmenliğini Hayri Çölaşan yaptı. Sürdürmek Mümkün belgeselinin galası 18 – 19 Mart 2008 tarihlerinde Ankara Swissotel’de yapılan Sürdürülebilir Kalkınma Günleri kapsamında gerçekleştirilmişti.