O dünyaya oyuncu olması için gönderilmiş… Sanırım Al Pacino’dan bahsedildiği zaman ilk telâffuz edilecek cümlelerden biri bu. Hiç şüphesiz Al Pacino hayranları vakit kaybetmeden sinemaya koşacaklardır. Yani bir filmde Al Pacino varsa o film nasıl olursa olsun kendini izlettirecektir. Filmin bizim ülkemizde de yoğun ilgiyle karşılanması muhtemel…
Al Pacino ilerleyen yaşına rağmen muhteşem oyunculuğuyla yine kendisine hayran bırakıyor. Her zamanki gibi vücut dilini kullanma başarısı zirvede. Filmin temposu bir an bile düşmüyor, tabii Al Pacino’nun da. Filmi izlerken bizler bile yorgun düşerken Al Pacino’nun bir an bile düşmeyen temposu gerçekten hayranlık uyandırıyor. Kısacası onu izlemeye doyamıyorsunuz…
Al Pacino’dan övgüyle bahsederken filmin hakkını da yememek lâzım. Aksiyon filmlerinin doğası gereği belli klişeleri var elbette. Ancak yine de başarılı sayılabilecek bir aksiyon-gerilim filmi.
Filmde Al Pacino’ya eşlik eden genç oyuncular Alicia Witt, Leelee Sobieski, ustanın gölgesinde kalmaktan kurtulamıyor. Ancak böyle bir efsane ile birlikte oynamak bile onlara çok şey katttığına ve ilerisi için sağlam bir referans olacağına şüphe yok.
Filmin konusuna gelince, Al Pacino, Seattle’da mahkeme için çalışan ünlü psikiyatrist ve profesör Jack Gram rolünde. Gram büyük davalarda yaptığı kritik konuşmalarla kararı büyük oranda etkiliyor. Muhteşem bir ikna yeteneği var, aynı zamanda çok zeki.
Jack Gram, Jon Foster adında bir seri katili jüriyi etkileyerek idama mahkûm ettirdiği için başı büyük bir derde girer. Çünkü Jon Foster çok akıllı bir adamdır ve kendisinin masum olduğunu kanıtlamak için akla hayale gelmeyecek plânlar yapacaktır.
(29 Mayıs 2008)
Gizem Ertürk