“Vahşi Zarafet”, parlak bir sanayi devi ailenin içindeki çözülmeyi, çürümeyi ve ruhsal çalkantıları tavizsizce resmediyor: Son yılların en aykırı ve ayrıksı filmlerinden; gitmeden önce sinemada izlediğiniz tüm ensest ilişkileri unutun, şoke olacaksınız!
“Macera Adası” gibi gayet iyi eğlendiren ve kendine güvenmeyi vurgulayan bir aile serüveninde Jodie Foster’ı görmekten ziyadesiyle mutlu olduk: Evet doğru; her gün, her yeni kararımızla cesaretimiz tekrar tekrar sınanmakta!
“Kesinlikle, Belki”, “yaşamın sürprizlerle yüklü hattında yüreğin aktığı kişilerle ilgili plânlar mı / tercihler mi yapmalı yoksa yazgının rehberliğinde akışına mı bırakmalı?” sorusunu sürekli soranlara: Küçük kızına annesiyle serüvenini anlatırken bile kendisini yeniden keşfeden kahramanla birlikte, aşkla ilgili öğrenmenin sonunun olmadığını bir kez daha anlayacaksınız.
“Horton”a gidiniz ve bundan böyle çevrenizi mikroskop altına alınız ve de düşününüz ki, dünyamız da evrensel bir mikroskop altında belki: Bu enfes bilgisayar animasyonu, kendi dışındakileri görmeye / duymaya çalışmanın, onları anlamanın ve sözünden dönmemenin erdemleri üzerine (artık pek azaldı değil mi?)!
“Gece ve Pisiler”, gecenin gizemli ve büyülü dünyasına davet ederken bizi, masalların / resmin / sinemanın düşlerle flört eden büyük ustalarından esinlerle enfes bir çizgi evreni yaratmış: Korkularıyla yüzleşmeye hazır ve görsel sanatlarla ilgili herkes için mükemmel bir yapıt.
“Âşıklar”, doğadaki kusursuz varlıkların yani hayvanların flört, aşk, üreme, anne – baba olma serüvenlerini sabırla ve çok ilginç görüntülerle sunarken, biz ‘zayıf güçlüler’i yani insanları bir kez daha uyarıyor aslında: Varlığını sürdüren yaklaşık on milyon türden sadece bir tanesiyiz ve taklit ettiğimiz hayvanları yok etmeye devam ediyoruz!
(11 Nisan 2008)
Ali Ulvi Uyanık
aliuyanik@superonline.com