Sinemamızın ilk starı Ayhan Işık’tır. 1951’de Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan filminin hemen ardından oynadığı Kanun Namına büyük bir çıkış yapar, film de sinema tarihimizde bir kilometre taşıdır. Ama bu filmle star olan, Işık’tan evvel sinemamızın jön’lerinden olan ve bu nedenle de -eskilerin tabiri ile- Işık’a tekaddüm eden Bülent Ufuk vardır. Işık’tan önce Ufuk… Bülent Ufuk ilk filminde başrol oynayarak sinemaya başlar: Çakırcalı Mehmet Efe (Faruk Kenç / 1950). Bu film süre bakımından standartlardan uzun olduğu için Çakırcalı Mehmet Efe ve Çakırcalı Mehmet Efe Nasıl Vuruldu adlarıyla iki bölüm olarak gösterime çıkarılmıştır. Ve iki yıl sonra Çakırcalı Mehmet Efe’nin Definesi (Faruk Kenç) adıyla devamı çekilmiştir. Bu devam filminde de Bülent Ufuk oynamıştır.
50’li yılların oyuncusu Ufuk, film sayısının giderek arttığı, bu nedenlede her yıl aralarına yenilerinin eklendiği yıllardaki oyuncular arasında çalışmalarını uzun süre sürdürmedi. Oyunculuğu bırakan Bülent Ufuk 1970’li yıllarda tekrar sinemaya dönecek ve filmlerde aralarla -artık baş rol olmayan- roller alacaktır. Şerif Gören ile Yılmaz Güney’in yönettiği İbret (1971) filminde yıllar sonra tekrar perdede gördüğüm Bülent Ufuk’u hemen tanımamış, yeniden oyunculuğa dönüşünü değerlendirmeyi, kim olduğunu çözdükten sonra yapabilmiştim. Sinema seyirciliğimin ilk yıllarının bu oyuncusunu, yeniden beyazperdede görmek heyecan verici idi.
Sinemamızın yaşayacağı daha başka serüvenler vardı, bir kısım oyuncular aradan çekiliyor, yerlerine değil ama sinema ortamına yeni oyuncular geliyordu. Bir gün sinema ortamının yeni yerleşim merkezi Erol Dernek Sokak’ta, Bülent Ufuk’un seti tamamen terk ettiğini -yaşam da bir film seti, yaşadıklarımız hep, kimsenin seyredemeyeceği bir film değil mi?- öğreniyorum. Yalova’da yaşamını yitirmiş.
Yeşilçam’ın bir “dalı” daha kırıldı. Ama “çam”ın daha kolları bitmedi…
(13 Nisan 2008)
Orhan Ünser