Oscar ödüllü Amerikalı yönetmen Steven Spielberg, 2008 Pekin Olimpiyatları sanat danışmanlığı görevini bıraktı. Bu yıl 08 Ağustos’ta Çin’in başkenti Pekin’de başlayacak olan etkinliğin sanat danışmanlığını yapan usta sinemacı, açılışa 177 gün kala görevinden çekildiğini açıkladı. Gerekçesi ise Çin’in Darfur krizine rağmen Sudan’a silâh satmayı sürdürmesi ve hem siyasi hem de askeri destekçisi olması. (Haber: Serpil Boydak)
Aylık arşivler: Şubat 2008
Hollywood Yapımı Türk Filmi “Meleğin Sırları” Filminin Posterindeki Sır
Yönetmenliğini ABD’de yaşayan Ankara Devlet Tiyatrosu eski sanatçılarından Aclan Büyüktürkoğlu’nun yaptığı ve başrolünde Nehir Erdoğan’ın oynadığı Meleğin Sırları (Broken Angel) filminin posteri, bugüne kadar yapılan film posterlerinden çok farklı.
Postere dikkatle bakıldığında, filmin başrol oyuncusu Nehir Erdoğan’ın gözünün içine yerleştirilmiş gizli melek kanatları figürü fark edilebiliyor.
Alper Nakri ve Mehmet Palla tarafından 2 aylık bir çalışma sonunda yaratılan poster masum kalmaya çalışan ve her seferinde hırpalanan bir genç kızın hikâyesini anlatıyor.
Hollywood Yapımı Türk Filmi “Meleğin Sırları” Filminin Posterindeki Sır yazısına devam et
Cervantes Enstitüsü’nde Belgesel Sinema Gösterimleri
İspanyol Kültür Merkezi – Cervantes Enstitüsü’nde 22 Şubat – 14 Mart tarihleri arasında belgesel film gösterimleri yapılıyor. Bütün filmler İngilizce altyazılı olarak saat 20:00’de gösterilecek. Cervantes Enstitüsü iletişim bilgileri şöyle: Tarlabaşı Bulvarı, Zambak Sok, No: 33, Taksim, İstanbul.Tel: 0212 2926536, Faks: 0212 2926537, e-posta: cenest@cervantes.es
Cervantes Enstitüsü’nde Belgesel Sinema Gösterimleri yazısına devam et
Lagerfeld Sırları
Rodolphe Marconi’nin yönettiği ve Nicole Kidman, Karl Lagerfeld ile Monaco Prenses’i Caroline’in katkıda bulunduğu dokümanter film Lagerfeld Sırları (Lagerfeld Confidential – Lagerfeld Confidentiel), 07 Mart 2008’de Pinema Film dağıtımıyla Mars Entertainment Group tarafından vizyona çıkarıldı.
150 saatlik çekimlerin sonucunda, kelimenin tam anlamıyla ünlü modacı Karl Lagerfeld’in hayatını paylaşan Marconi, bir elbisenin hazırlaşını, söyleşileri, fotoğrafçılık ve resim çalışmalarını, sanat kitapları koleksiyonunu, Chanel’i, Fendi’yi, Lagerfeld Galeri’yi, dünyanın en güzel kızlarını, aktrislerini, dünyaca ünlü yıldızları yani kısaca yıldızın günlük hayatını bir yönetmen gözüyle gözleri önüne seriyor.
Lagerfeld Sırları yazısına devam et
Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi
Daniel Lee’nin yönettiği ve Andy Lau, Sammo Hung Kam-Bo, Vanness Wu ile Andy On’ın oynadığı Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi (Three Kingdoms: Resurrection of the Dragon), 22 Ağustos 2008′de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Han İmparatorluğu’nun çöküşünü takiben, yöresel diktatörler güçlerini artırıp üstünlük için birbirleriyle rekabete girdiler. Ülkenin kontrolünü ele geçirmek için yıllarca süregelen ihtilâf savaşlarından sonra, bu anarşi devrinden üç diktatör devlet muzaffer olarak çıktı ve fethettikleri topraklarda kendi sınırlarını belirleyip krallıklarını ilân ettiler.
Üç Hanedan: Ejderin Dirilişi yazısına devam et
Yasak Krallık
Rob Minkoff’un yönettiği ve Jet Li, Jackie Chan, Michael Angarano ile Yifei Liu’nun oynadığı Yasak Krallık (The Forbidden Kingdom), 09 Mayıs 2008′de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bu destansı aksiyon-macera masalında, Boston’lu genç delikanlı Jason Tripitikas hayatta yaşadığı en zorlu, onu eski Çin’e geri götüren, sayısız Yeşim Savaşçısı, şeytani Yeşim Savaş Lordu ve pişmanlık duymayan, vicdanı olmayan boyuneğmez Beyaz Saçlı Kadın İblis’le yüzleştiği bir yolculukla karşılaşıyor. Son olarak da, Jason bir intikam savaşçısı olan kadınla ilk aşk deneyimini yaşıyor.
Yasak Krallık yazısına devam et
Emitt Turizm Fuarı Kapsamında 16 Şubat’ta “En Büyük Destinasyon: Sinema” Konulu Panel Düzenleniyor
İstanbul’da 15 Şubat’ta başlayan 12. Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı (EMITT) 2008 kapsamında 16 Şubat’ta, En Büyük Destinasyon: Sinema başlıklı panel düzenlenecek.
TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi Karadeniz salonunda düzenlenecek panelde, Türkiye’nin ve Türk turizm sektörünün tanıtımında sinemanın kullanımı konusu ele alınacak.
Moderatörlüğünü Avrupa – Türkiye Turizm İş Konseyi Başkanı Hüseyin Baraner’in yapacağı panele, Faruk Aksoy, Mine Vargı, Yüksel Aksu ve Ezel Akay konuşmacı olarak katılacaklar. (Haber: Serpil Boydak)
22 Şubat 2008 Haftası
“Sürgün”, kentin aldatıcı duygu tuzaklarından uzakta, pastoral güzellikteki bir ata evine gelen ailenin, önyargısız, sabır ve dikkat isteyen saf sevgiye uzanma çabasını, seyircinin tüm algılama merkezlerini hedefleyen bir öyküleme ile anlatan, yüksek düzeyde bir sanat yapıtı: Yani sevginin nasıl zorlu olduğunu vicdanınız kanayarak hissederken, filme fazlasıyla ‘nüfuz’ edeceksiniz.
(20 Şubat 20089)
Ali Ulvi Uyanık
aliuyanik@superonline.com
Saffet Hoca’ya Bayıldım… Ferhan Oynayınca Yıkıldım!!!
Ege Aydan ile Kavak Yelleri dizisinin setinde birlikteyiz… Başarılı aktör bu sıralar Kavak Yelleri ve Yaprak Dökümü setleri arasında mekik dokuyor. Bizde bu koşuşturmacısının içinde sonunda bir araya gelebiliyoruz. Çok içten ve egolarından sıyrılmış bir sanatçı Ege Aydan. Ege Bey’in çekimleri nedeniyle sık sık bölünen sohbetimizden seçtiklerimiz…
Son Ders nasıl bir film?
Aslında matrak bir film. Bana çok sahici geldi. Senaryoyu ilk okuduğum zaman da aynı hissi yaşadım. Filmin içinde acı da kahkaha da var. O yüzden kara mizaha yakın.
Film bir ders veriyor mu?
Filmin amacı ders vermek değil. Eskiyle yeniyi bir araya getirip güzel bir fotoğraf çekmek. O dönemlerde neler olmuş, şimdi neler oluyor sorusunu soruyor. Eğer bir ders veriyorsa da bu, insanların mücadelesidir. Mücadele de daima hayatımızın içinde.
Son Ders bir dönem filmi mi yoksa kişilerin hayatları üzerine mi yoğunlaşıyor?
Her ikisi de diyebiliriz. Tarihin derinliklerinde kaybolan bir film diyemem. Bir dönemin izleri içinde insan hayatları işleniyor.
Ferhan Şensoy’la ilk defa mı çalışıyorsunuz?
Evet. O kadar da memnun kaldım ki… Yazılarını, kitaplarını beğenerek okuduğum ve tabi ki takdir ettiğim bir kişidir. Onunla filmin ilk günü bir sahnem vardı. Çok etkilenmiştim. Bir film sahnesiydi ama ben gerçekmiş gibi yaşadım o anı. Çok duygusal bir anıma denk geldi belkide…
Senaryo size ilk geldiğinde neler hissettiniz?
Son Ders’in senaryosu bana ilk geldiği gün Çeşme’deydim, güneşin altında… Açtım senaryoyu, bir baktım ki ben oynuyorum. Telefon açtım hemen yapımcıya çok beğendiğimi söyledim… Saffet Hoca karakteri çok hoş… Onu “Ferhan Şensoy oynuyor” dedi. Yıkıldım! Şaka bir yana… Ferhan Bey’in rolünü gerçekten çok beğenmiştim.
Filmdeki rolünüzden bahseder misiniz? Nasıl bir Ege Aydan izleyeceğiz bu kez?
Başrolü oynayan birisi vardır. Onun çevresinde çok yakın arkadaşları olur. Filmde de öyle dört yakın arkadaş var. İşte ben de onlardan biriyim. Holding sahibi zengin bir işadamını oynuyorum. Tabii bu adamların gençlikleri çok hararetli geçmiş. Türkiye’de büyük değişimler yaşanınca hayat onların yollarını bir yerde kesiştirmiş. İşte bu kesişimin onlarda yarattığı değişimler üzerinde yoğunlaşıyor.
Filmdeki karakterinizin sizi en çok neyi etkiledi?
Bir tiradı vardı. Çok güzeldi. O tiradı oynayabilmek için kabûl ettim rolü. Onu konuşmalı ve üç boyutlu hale getirebilmeliydim. Oyunculuk böyle bir şey herhalde. Bahsettiğim sahne setin en son günü çekildi. Ateşim 38 dereceydi. Ama zevkle oynadım. Smooke diye bir film vardı. William Hurt o filmde bir öykü anlatır. Konuşur da konuşur… Kamera onu sabit çeker. Hep o hayalimde. Sanki Smooke’taki William Hurt değil de bendim. Sonucu artık filmde göreceğiz.
Biraz farklı bir rol bu kez. Çünkü alıştık sizi entelektüel rollerde görmeye. Ressam, heykeltıraş, mimar…
Entelektüel rolleri daha çok sinemada oynadım. Daha çok çılgın bir karakteri oynayarak ünlendim. Yapımcılarında kafasında öyle bir resim oluştu. Ne kadar eşini aldatan, çapkın adam rolü varsa oynadım.
Yöresel bir karakteri oynamayı düşündünüz mü?
Yöresel bir karakteri çok daha iyi canlandıracak oyuncular var. Background’u o rolle yatkın olan bir aktörün oynaması çok daha doğru.
Çok yoğun çalışıyorsunuz…
Her zaman hızlı bir tempoda değil. Bu ara böyle.
Kendinize vakit ayırabildiğinizde neler yaparsınız?
Plastik sanatlar benim çok ilgimi çeken bir alan. Yoğun bir şekilde resim yaparım. Gezmeyi çok severim. Motosiklet merakım var. Bir sürü de motosiklet oyuncaklarım var.
Dizilerde oynayan insanların içinde en kıdemlilerden olduğunuzu söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye’nin ilk dizisi olan Kaynanalar’dan beri bu sektörün içindesiniz…
Sektör çok gelişti. O kadar çok dizi var ki… İnsanlar bunun bir kısmını kabûl ediyor, bir kısmını etmiyor. Toplum bu dizileri kabûl ederken hangi değer yargılarına göre karar veriyor çözemiyorum. Çünkü toplum da dejenere oldu. Neyin neden tuttuğunu bilemez oldum. Yıllardır yaptığım işe yabancılaşmaya başladım. Toplumun kafasında da yeni karakterleri tanıma, yeni masalları dinleme kontenjanı doldu. Aslını söylemek gerekirse çok acı bir sektör haline geldi. İşi bilen bilmeyen herkes bir tencerede kaynıyor.
Yaşı ilerledikçe çekici olanlardansınız…
Bize verilen roller 10 yılda bir değişir. Artık beyaz saçlı bir erkeğim. Roller de ona göre geliyor. Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum.
Kadınlar için de geçerli mi sizce?
Hayır. Olgun erkek her zaman ilgi çekmiştir. Olgun erkek ve genç kadın…
Siz “kadın şarap gibidir” sözünü tersine çeviriyorsunuz.
Evet, o söz kibarlıktan bence, kızacaklar bana ama. Erkekler şarap gibi diyebilirim yıllandıkça güzelleşiyor. Erkekler kadınlara göre daha şanslı.
Tiyatro geçmişinizden bahseder misiniz?
Devlet tiyatrolarında hem oyunculuk hem de yönetmenlik yapıyorum. Tiyatro sahnesinde çok tatmin olmuş bir insanım. Bir günde üç oyun oynuyordum. 90’lı yıllardan sonra işin daha çok yönetmenlik tarafına ağırlık verdim. Türkiye’de ne kadar il varsa devlet tiyatroları ile koşturup gittim.
Bu aralar uzak mısınız peki?
İki defa ameliyat geçirdim. Anladım ki tiyatro sahnesinde oyunculuk yapmayı artık sesim kaldırmıyor.
Sanatçı bir aileden geliyorsunuz. Babanız flüt çalıyor, anneniz opera sanatçısı. Sizin müziğe ilginiz var mı?
Piyano çalarım. Enstrümanlarla aram iyidir.
80’lerin ünlü basketbolcusu Efe Aydan’ın kardeşi olarak basketbolla aranız nasıl?
İzlemekle yetiniyorum. Çok sıkı winsörfçüyüm, hatta Türkiye’nin ilk winsörfçüsüyüm.
Deniz tukunuz var öyleyse…
Evet kesinlikle… Denizcilere de her zaman imrenmişimdir.
İstanbul gibi bir şehirde yaşamak zor gelmiyor mu?
Evet, kalabalıklığına, yozlaşmışlığına ve arsızlaşmışlığına tahammül edemiyorum. Bir keresinde trafikte arabamdan inip, “Herkes evine dönsün, terk edin bu şehri” diye bağırdım. Herkes dalga geçiyorum sandı ama ben ciddiydim. Sonra doktora gittim, ne oluyor bana diye. Doktor; “Bu yaşlarda olur” dedi. (Bu röportaj Mirror Dergisi’nin 47. sayısında yayınlanmıştır.)
(15 Şubat 2008)
Gizem Ertürk (Zeynep Günay ile Birlikte)
Sinema Yazarı Fatih Özgüven, Karanlık Odadan Hikayeler Projesi’yle garajistanbul’da
garajistanbul‘da geçtiğimiz sezon başlayan Edebiyat Okumaları’nın bu ayki konuğu yazar Fatih Özgüven. Son dönemde Bir Şey Oldu ve Hiç Niyetim Yoktu adlı hikâye kitaplarıyla okurlarıyla buluşan Özgüven’in hikâyelerinden yapılacak edebiyat okuması farklı bir yerleştirme ile gerçekleşecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde ve Boğaziçi Üniversitesi’nde sinema ile edebiyat dersleri vermekte ve Radikal Gazetesi’nde haftalık sinema yazıları yazan Fatih Özgüven’in Bahçe isimli bir kısa filmi de bulunuyor. (Haber: Serpil Boydak)
Recep İvedik Geliyor
Bugüne kadar youtube’da yaklaşık 5 milyon kişi tarafından izlenen Recep İvedik karakterinin çok komik tatil macerasının anlatıldığı Recep İvedik’in yapımcılığını Faruk Aksoy, Mehmet Soyarslan, Raif İnan ve Ayşe Germen üstlendi, yönetmenliğini Togan Gökbakar yaptı.
22 Şubat 2008’de sinemaseverlerle peyazperdede buluşacak olan Recep İvedik, Şahan Gökbakar’in, ilk sinema filmi.
İlk filminde hem senaryosunu yazan hem de başrolünü oynayan Şahan Gökbakar, Recep İvedik karakterinin çok sevileceğinden emin.
Münferit’in Fragmanı youtube’da
Dersu Yavuz Altun’un yönettiği ve Ali Erkazan, İdil Fırat ile Mahir İpek’in oynadığı Münferit’in fragmanı youtube’da yayınlanmaya başladı.
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Aydın SineBATU Sinemaları
Aydın Ceylan Sinemaları
Ericsson, !f Film Festivali’ni Mobilize Ediyor
Bu yıl 7.’si düzenlenen !f İstanbul AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 14 – 24 Şubat tarihleri arasında sanatseverlerle buluşuyor. Kısa filmler kategorisine ev sahipliği yapacak olan Ericsson, teknoloji dünyasındaki liderliği ile sanatı mobilize edebilmenin farklılığını yaşatıyor ve festival keyfini sinema salonları dışına da taşımak için ücretsiz olarak yeni servisler sunuyor. Ericsson’un sunacağı özel hizmetler mobil hatırlatma, anında yorum, cepte fragman, mobil dünya için film çekmenin incelikleri, Obses!F olarak adlandırılıyor.
Ericsson, !f Film Festivali’ni Mobilize Ediyor yazısına devam et