Etiket arşivi: Mission: Impossible – Son Hesaplaşma

Gölgelerde Yaşar ve Ölürüz

Dünya sinemaları ile eş zamanlı olarak bizde de gösterime giren ‘Mission: Impossible – Ölümcül Hesaplaşma / Mission: Impossible – The Final Reckoning’in final bölümü, Tom Cruise’un 1996 yılında Brian De Palma imzalı serinin ilk filmi ile başlayan yaklaşık 30 yıllık serüveninin sekizinci halkası. Beşinci filmden başlayarak 1996 yapımı kült klasik ‘Olağan Şüpheliler / Usual Suspects’in yaratıcısı olarak bilinen Christopher McQuarrie’nin yönetmenliğinde çekilen serinin son halkası başlıkta yer alan serinin ünlü veciz cümlesi ile açılıyor. Sonrasında ‘gölgelerde yaşayıp ölen, yalnız kendi yakınlarının değil dünyanın dört bir yanında tanımadığı insanlar için hayatını hiçe sayan’ ajan Ethan Hunt’ın artık pek yenilik içermeyen sakız olmuş maceraları bir kez daha sıralanıyor.

Çağımızın otokrasi eğilimli pervasız liderince yönetilen ABD’nin evren iktidarını elinde tutmak için yakını olmayan (!) bizim gibi ülkelere gözünün yaşına bakmadan neler yapabileceğini çok iyi bildiğimizden bu büyük laflara karnımız tok kuşkusuz. 60 yaşını çoktan devirmiş Cruise’un ‘ben hâlâ varım’ iddiasıyla adrenalin saldığı bu serinin de sonu gelmiştir artık diye umut ediyorum, çünkü neredeyse 3 saate yakın süren koşturmaca, serinin eski dinamik sekanslarının yorgun bir tekrarı olmaktan öteye gitmiyor. Bir önceki filmde ‘Varlık / Entity’ olarak adlandırılan yoldan çıkmış bir yapay zekânın, bilgisayar virüsü misali ülkelerin nükleer

savunma sistemlerini kontrol altına alarak kıyamet gününü getireceği tehlikesine karşı ABD’nin kadın başkanının (Angela Bassett) emrinde gizli ajanımıza yeni bir görev veriliyor. Hunt bir önceki filmin açılışında kendi kendini torpilleyerek batan Rus denizaltısı Sivastopol’un Bering Denizi’ndeki batığına ulaşarak yapay zekânın kaynak kodunu ele geçirecek, böylece tahrip edici gücün dünyanın sonunu getirmesine engel olacaktır. Serinin önceki bölümlerinden uzunca bir kolaj sonrasında önce su altında daha sonra karanlık dehlizlerde ve nihayet Cruise’un pek aşina olduğu engin semalarda, eser dublör katkılı aksiyon sekansları uzun uzun tekrarlanıyor. Seriden hâlâ bıkmamış olanlar izleyebilir.

(21 Mayıs 2025)

Ferhan Baran

[email protected]

Duygu, Titizlik ve Aksiyon: Mission: Impossible – Son Hesaplaşma

Görevimiz Tehlike, sinemanın belki de en uzun süreli, en çok ilgi çeken, seyircinin beklentisini karşıladığı için de arkası gelen önemli bir serisi. “Son Hesaplaşma” da serinin 8. filmi. Tom Cruise, 60 yaşına rağmen hâlâ dinç, hâlâ hareketli, hâlâ güçlü… Bu, filmin taşıyıcısı olduğunun da kanıtı. Zaten bu, “Son Hesaplaşma” sanki tek başına Ethan filmi.

Hepimizin bildiği gibi ekibini koruyan, savunan ve asla arkada bırakmayan Ethan yine aynı duygusallık içerisinde. Christopher McQuarrie’nin üçüncü kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu bu filmde, Luther (Ving Rhames) ile Benji (Simon Pegg) Ethan’a inanıyor ve kendilerini aslı yalnız bırakmayacağını biliyor. Sanki kadın karakterler inanmıyor mu; olur mu öyle şey? Onlar zaten dünden razı yakışıklı Ethan’a. Yaşına kim bakar? Birileri, ister devletten ister rakiplerden isterse farklı gruplardan buna çok şaşırsa da biz biliyoruz ki, hiçbir zaman onları yarı yolda koymaz.

Üç saate yakın süren film, belki çok uzun gelebilir, ama saate bakmaya bile fırsat bulamıyorsunuz, o kadar hareketli, o kadar hızlı. Sizler biliyorsunuz, Tom Cruise, dublör kullanmadığı gibi özellikle bu filmde gerçekten rolünün hakkını vermiş. Bir ara, “tıpkı Cüneyt Arkın gibi” diye geçirmedim aklımdan dersem yalan olmaz. Onca aksiyona, yediği yumruklara, tekmelere rağmen ne yüzünde bir çizik görünüyor ne de giysileri yırtılıyor… Hele helikoptere yetişmek için koştururken…

Bu kadar kusur kadı kızında da olur diyerek soğukkanlı geçiyoruz. Mantık hataları da var, akla yatmayanlar da, ama kim görüyor ki onları! Hepimiz Ethan’ız, hepimiz dünyayı kurtaran.

Duygusallığı dorukta, bu son filmin… Doğru ya, adı üstünde: “Son Hesaplaşma”, biraz duygusallık yakışır. Ama sanki son söz daha söylenmedi gibi. Sanki bunun da devamı gelir. Filmi beğenmeyenlerin haklı eleştirileri sonrasında, Kore’de izleyici rekoru kırması, diğer bütün ülkelerde de heyecanla bekleniyor olması nedeniyle yapımcılar bir filme daha yer bulurlar. Kuşkusuz tekdüzeliğe düşen aksiyonların yerine yenilerini koymak zor, ama su altı sahneleri gerçekten çok başarılıydı. Sanmayın ki, iş yapmaz, sanmayın ki, seyirci bıktı… Hayır! Aksine daha da olsa, daha da ister. Ancak bu kadar uzun olmaması sanki daha doğru.

22 Mayıs’tan başlayarak gösterimde…

(21 Mayıs 2025)

Korkut Akın

[email protected]