İstanbul Kürd Film Festivali, 06 – 10 Mart 2019 tarihleri arasında yapılıyor. Dayanışmayı, birlikte üretip paylaşmayı hedef olarak belirleyen festival Kürd sinemasının üretimine, gelişimine katkı sunmayı; İstanbul’da Kürd sinemacılar ile sinemaseverleri bir araya getirmeyi; sansüre uğramış filmlerin halka ulaşmasına vesile olmayı; söyleşi, panel, atölye, film gösterimleri gibi etkinliklerle sinemacı ve izleyicilerin biraraya gelmesini; öneri ve eleştiri yoluyla sinema kültürünün geliştirilmesini amaçlıyor. Festival, etnik, inançsal, cinsel kimliği aşağılamayan; hayvan, bitki ve insan haklarına duyarlı olan, her türde ve uzunlukta 33 filmi sinemaseverlerle buluşturulacak.
Engin Akyürek ve Bergüzar Korel’e Eskişehir ve Bursa Seyircisinden Coşkulu Karşılama
Bir Aşk İki Hayat filminin gösterimleri ile Türkiye’nin farklı şehirlerindeki hayranları ile bir araya gelen Bergüzar Korel ve Engin Akyürek, Eskişehir ve Bursa’da yoğun ilgiyle karşılandı. Cumartesi günü Eskişehir Cinetime Özdilekpark Sineması’nda ve Pazar günü de Bursa Cinetime Özdilekpark Sineması’nda gösterimlere katılan ikili bol bol fotoğraf çektirdi. Söyleşi sırasında filmi izleyen hayranlarından gelen “Çok samimi, çok gerçek bir film izledik.” yorumu ikiliyi duygulandırdı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ferhan Baran Yazıyor: Göçmen Kuşlar
Geçen hafta sonunda sessiz sedasız vizyona giren ‘Göç Mevsimi / Birds of Passage – Pájaros de Verano’ hakkında yazmakta biraz geciktim. Ancak siz siz olun, çok az salonda ve seansta gösterimi süren bu ilgiye değer yapımı izlemeye çalışın. Ciro Guerra ve Cristina Gallego imzalı Kolombiya yapımı film, geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’ninde dünya prömiyerini yapmış ve ilgiyle karşılanmıştı. Üç yıl önce İstanbul Film Festivali … Devamı… »
22 – 24 Şubat 2019, Hafta Sonu Gişe Verileri
22 – 24 Şubat 2019, Hafta Sonu (Weekend) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Gerçek Bir Hikâyeden: Bir Babanın En Zor Seçimi
Yılın en dokunaklı hikâyesiyle Ali geri sayıma başladı. 22 Mart’ta vizyona girecek Ali tüm Türkiye’yi ağlatacak. Oğullarının amansız bir hastalık, mide kanseriyle mücadelesinde olduğu hayat, bir babayı öyle bir zor karar vermeye itiyor ki, izleyenler salonları gözyaşları ve cevap vermesi çok ama çok zor, “Sen olsan ne yapardın?” sorusuyla terk edecek. Filmin yapımcı ve yönetmeni de iddialı bir açıklamada bulundu, “Babam ve Oğlum güzel, hüzünlü bir işti, ama işti, kurmaca bir filmdi. Biz gerçek bir hikâyeyiz, yüreklere dokunacağız. Bu özgüvenimizin sebebi de, hikâyemizin her aşamasının hüzün doğu olmasıdır. Senaryo yazımından okuma provalarına kadar hüzün dolu.” dedi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Bakü’de Kral Kraliçe Adayı Seçtiler
Ünlü oyuncular Wilma Elles, Salih Güney ve Tamer Karadağlı’nın da aralarında bulunduğu, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan Sinemanın Kral ve Kraliçesi Yarışması’nın jürisi, sinema ve TV dizileri sektörü için genç yetenekleri keşfetmek üzere Azerbaycan’nın başkenti Bakü’de de geçtiğimiz haftasonu seçmeler yaptılar. Çok büyük ilginin olduğu başvuruları tek tek inceleyen jüri, elemelere kalan Azeri gençler arasından 3. Sinemanın Kral ve Kraliçesi Yarışması’na katılacak olan kız ve erkek iki finalisti belirledi. 21 yaşındaki Fezide Kurbanova ile 20 yaşındaki Mirzeağa Akunzade kraliçe ve kral adayı olarak yarışmanın Azerbeycan bölümünün finalistleri oldular.
- Basın Bülteni
- Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Körleşme, Fongogo’da Desteklerinizi Bekliyor
Hacı Orman’ın yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metraj kurmaca filmi Körleşme’nin çekimleri tamamlandı. Şu anda post prodüksiyon aşamasında bulunan filmin tamamlanabilmesi için desteğe ihtiyacı olduğu açıklandı. Oyuncuların ve film ekibinin eksik kalmış ödemelerinin tamamlanması için Fongogo’da destek bekleyen Körleşme’nin başrollerini Fatih Al ve Asiye Dinçsoy paylaşıyor.
- Destek vermek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
SİSAY’dan Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a Ziyaret
Sinema sektör temsilcilerinin Bakanlık düzeyinde yaptığı temaslara son olarak SİSAY – Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği de katıldı. Yurt çapındaki yaygın üye ağı ve sayısı açısından sektörün en kalabalık tarafının tek temsilcisi SİSAY, Yönetim Kurulu düzeyinde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a ziyarette bulundu. SİSAY ziyaretinin ana gündem maddesi geçtiğimiz dönemde yaşanan gelişmeler ve Türk sinemasının dünya pazarındaki yeri, potansiyeli ve sürdürülebilir gelişimiydi.
SİSAY’dan Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a Ziyaret yazısına devam et
Oscar Ödülleri Yaklaşıyor: Hangi Filmin Müziği Daha Etkileyici?
Bu senenin gişe hasılatı yaratan iki filmi, Bohemian Rhapsody ve Bir Yıldız Doğuyor (A Star Is Born), müzikle ilgiliydi. Her iki film de Oscar Ödülleri’nde çeşitli dallarda aday gösterildi. Acaba perde kapandığında hangisinin sondtrack’i dinleyicide daha çok etki bırakıyor? Her ne kadar Bohemian Rhapsody müzik kategorisinde ödül için aday olmasa da, Spotify bu sorunun cevabını merak etti ve her iki filmin müziklerinin dinlenme rakamlarına dayanan bir analiz yayınladı.
Damla Sönmez’in Başrolde Yer Aldığı Sibel Sinemalarda
22 Şubat’ta vizyona giren Sibel, Cuma akşamı özel gösterimde ünlü isimlerle buluştu. Başrol oyuncuları Damla Sönmez, Erkan Kolçak Köstendil ve Meral Çetinkaya ile yönetmenler Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin katıldığı gösterimde sinema dünyasının ünlü isimleri de yer aldı. Kuşköy’de yaşayan 25 yaşındaki Sibel’in, ormanda bir yabancıyla karşılaşmasının ardından yaşadığı değişimi anlatan Sibel, Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin 3. uzun metrajı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Damla Sönmez’in Başrolde Yer Aldığı Sibel Sinemalarda yazısına devam et
Kapan Filmi 3 Ülkede Vizyona Giriyor
08 Mart’ta sinemalarımızla birlikte aynı anda Almanya, Katar ve Azerbaycan sinemalarında da vizyona girmesi planlanan Kapan filminin fragmanı bu akşam 21:00’de filmin sosyal medya hesaplarından yayınlanacak. Yönetmenliğini Kudret Sabancı’nın yaptığı, başrollerinde Erkan Petekkaya, Kemal Uçar ve Öykü Çelik’in rol aldığı, sürprizlerle dolu hikâyesiyle sinemamızın sınırlarını aşan film, ülkemizde ve yurtdışında eş zamanlı olarak 08 Mart 2019 günü vizyona giriyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Zamansız Mekânsız Bir İyi İnsan
71. Cannes Film Festivali’nden en iyi senaryo ödülü ile dönen ’Mutlu Lazzaro / Lazzaro Felice’ bizde de vizyona girerek tüm sinemaseverleri mutlu etti. Ana karakterinin tertemiz saf çocuk dokunuşuyla dünyamızı tavaf ettiği yapım, zamanlararası bir yolculuğun fantastik hikâyesi üzerinden ilerliyor. Özyaşamsal öğeler barındıran bir önceki yapıtı ‘Mucizeler / Le Meraviglie’ ile sinefillerin izleme alanına girmiş olan İtalyan kadın yönetmen Alice Rochwacher, modernleşmenin sunduklarıyla çözülmüş kırsal dünyaya ağıdını bir kez daha duyuruyor bu üçüncü uzun metrajında.
Tam ortasından kalın çizgilerle ikiye ayrılmış farklı dünyaları perdeye taşıyor ‘Mutlu Lazzaro’. Inviolata (el değmemiş anlamına geliyor) adında küçücük bir yerleşim bölgesinde başlıyor hikâye. İtalyan kırsalında tecrit edilmiş bu köyün insanları ile bir gece vakti tanışıyoruz. Genci yaşlısı herkes, Mariagrazia’ya vurgun ateşli talibin serenadını kutlamak üzere ufacık bir evin içine toplaşmışlar. Köylülerin ifadesiyle ‘ayakta boşluğa bakan’ Lazzaro her işe koşmakta bu arada. Serenada tulumuyla eşlik eder, yaşlı babaannesini masaya taşır, tavukları kurt kapmasın diye kümesin başında nöbeti devralır. Her türlü getir götür işine koşturulmasına itiraz etmez. Yüzündeki memnuniyet ifadesi hiç değişmez. Etrafına iyilik etmek için yaratılmıştır o. Çevresindekilerin memnun olmasından mutluluk duyar.
Bu ilk sahnede Ermanno Olmi ya da Taviani biraderlerin pastoral tadını yakalarız. Zamanı kestiremeyiz önceleri. 30’lar mı 50’liler mi diye tahmin yürütürüz. Gün ağardığında 70 model bir kamyonet şaşırtır bizleri. Sonrasında ilk modellerinden bir cep telefonu, 90’lı yılların pop parçalarından ezgiler yayan Sony Walkman’den çok da eskilerde olmadığımızı anlarız. Buna karşın çağını çoktan kapatmış feodal bir yaşam sürmektedir köyde. De Luna markizinin malıdır arazi. Köylüler de öyle. Çağdaş yaşamdan soyutlanmış bu bölgede, sürekli borçlandırılarak karın tokluğuna tütün ekip biçer elli küsur kişilik insan topluluğu. Markiz Alfonsina de Luna, şımarttığı ve bunalttığı oğlu Tancredi ile birlikte arada ziyaret ettiği köyün tepesinde bir villada yaşar.
Marabalarını ustaca sömürür efendileri. ‘İnsanoğlu bir hayvan gibidir’ onun deyişiyle. ‘Kafalarını kaldırmalarına izin verirsen, kendi sefaletlerine hapsedilmiş köleler olduklarını fark edecek ve isyan edeceklerdir’. Sadece metaforik anlamda değil, fiziki olarak da karanlıkta bırakılır bu insanlar. Kısıtlı olarak verilen ampuller çok değerlidir bu açıdan. Markizin kahyası ufak tefek armağanlarla, yanına harman makinesini kutsayan peder efendiyi de katarak sömürü düzenini yönetir. Ancak bu zincirleme bir süreçtir. Köylüler de, sigara kraliçesi olarak nam salmış markizi haklı çıkarırcasına, saf ve itaatkar buldukları için her işe koştukları Lazzaro’yu iliklerine kadar sömürür. Yalnızlıktan sıkılan Tancredi’ye dost elini uzatan Lazzaro olur yine. İyilik timsali kahramanımız, kırlar aleminin sırlarını sunar şehirli gence. Derken ani bir polis baskını sakin akan düzeni kökünden değiştirir.
Hikâyenin ikinci bölümü, çağdaş bir metropolün keşmekeşinde akmaya devam eder. Aradan 20 küsur yıl geçmiş, köyden şehrin izbelerine savrulmuş kır insanları yepyeni bir düzenin ve sömürü çarkının dişlileri arasında hayatta kalma savaşı vermektedir artık. Trajik bir kazaya kurban giden Lazzaro ise, Aziz Francesco ile vahşi kurdun hikâyesinden esinle ve de Yuhanna İncil’inden adını aldığı Beytanyalı Lazarus misali yaşama geri dönmüştür. Şehre giden yolları kar kış demeden aşar. Yolda bir kasabada Ortadoğulu ve Afrikalı göçmenlerin çağdaş düzende nasıl ezildiğine şahit olur. Büyük şehirde ise onu eski dostlar ve yeni tanıklıklar beklemektedir.
Rochwacher senaryoyu yazarken 80’li yıllarda gazetelere düşmüş gerçek bir olaydan yola çıkmış. Lazzaro karakteri ile hikâyesi büyülü bir yeni gerçekçi ton kazanmış. Geçmiş ile bugünü ustaca kaynaştırmış yönetmen. Kendi ifadesiyle ‘İtalya gibi, bir benzin istasyonuyla tarihi bir su kemerinin yanyana görüntülenebildiği bir ülkede doğup büyümek’ onun bu bakışının şekillenmesindeki en büyük etken olmuş. Mekânlar arasında fantastik bir zaman yolculuğuna çıkan Lazzaro’nun kirlenmemiş saf bakışlarından sömürü çarkının her zaman ve mekânda süregeldiğine şahit oluyoruz. Ancak iyilik ve zengin gönüllülük zaman ve mekân tanımıyor ve filmin en güzel sahnesinde olduğu gibi müzik ve sanat her zaman iyilerin, doğruların peşinden gitmeyi sürdürüyor.
‘Mutlu Lazzaro’ benzerine kolay rastlanmayacak zariflikte bir film. Rochwacher’in elinde büyülü bir masala dönüşen enfes bir seyirlik. Çoğu amatör oyuncularını sevgiyle sarmalamış ve ustaca yönetmiş sinemacı. Lazzaro’yu canlandıran, topoğrafya üzerine meslek okulu öğrencisi Adriano Tardiolo’yu oyunculuğa zar zor ikna etmiş. Ne kadar da iyi etmiş. Belki de başka projede bir daha karşımıza çıkmayacak olan genç adamın hayat verdiği, saf ve iyi yürekli Lazzaro, şimdiden sinema tarihinin unutulmaz karakterleri arasına girdi bile.
(01 Mart 2019)
Ferhan Baran
Sinematek / Sinema Evi’nden Agnes Varda Filmleri
Feminist hareketin sinemadaki öncülerinden Agnès Varda, Mart’ta toplu gösterimiyle sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Kurmaca ile belgesel, öznel ile nesnel arasındaki sınırları kaldıran, bakışını çoğu kez çalışanlara, üretenlere, sokaktaki sıradan insanlara yönelten sinemacının muazzam bir konu ve biçim çeşitliliği sunan filmografisinin tamamına yakınını seyirciyle buluşturacak olan Agnes Hakkında Her Şey Toplu Gösterimi, Fransız Kültür Merkezi, Kadıköy Belediyesi Sinematek / Sinemaevi, İstanbul Modern Sinema, 17. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali işbirliği ve İlk Uzun Metrajım Festivali’nin katkısıyla düzenleniyor.
Sinematek / Sinema Evi’nden Agnes Varda Filmleri yazısına devam et
Oscar’ın Bu Yılki Kazananlarını Tahmin Et, LG OLED TV’nin Sahibi Ol
LG Electronics Türkiye (LG), internet üzerinden başlattığı yeni yarışmasıyla herkesi Oscar heyecanını birlikte yaşamaya davet ediyor. 24 Şubat’ı 25 Şubat’a bağlayan gece gerçekleştirilecek törende Oscar ödüllerini tahmin eden kişiler, LG OLED TV kazanma şansını yakalayacak. LG Türkiye, düzenlediği LG Oscar Anketi’yle bu yıl 12 kategoride Oscar ödülü alacak isim ve filmleri doğru tahmin eden bir kişiyi ödüllendirecek. 24 Şubat Pazar gün sonuna kadar katılabilecekleri yarışmada, doğru tahmini yapan katılımcı, yapay zeka teknolojisine sahip bir LG OLED TV’nin sahibi olacak.
Herkes Biliyor
Asghar Farhadi’nin yönettiği ve Penelope Cruz, Javier Bardem, Ricardo Darin ile Eduard Fernandez’in oynadığı Herkes Biliyor (Todos lo Saben – Everybody Knows), 08 Mart 2019’da Başka Sinema dağıtımıyla Zeyno Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Buenos Aires’te yaşayan Laura, kız kardeşinin düğünü için İspanya’daki köyüne gider. Bu mutlu buluşma aile ve eski tanıdıklarla birlikte kutlanırken Laura’nın büyük kızı kaçırılır. Yaşanan huzursuz günlerde aile fertleri ve köy ahalisi arasındaki kimi sırlar su yüzüne çıkar. Filmde, kız kaçırılması ve mutsuz aile olayları yanı sıra karakterlerin karmaşık geçmişleri de inceleniyor.