Omar ve Biz, Varşova Film Festivali’nde Dünya Prömiyeri Yapıyor

Ödüllü senarist ve yönetmen Mehmet Bahadır Er‘in aynı zamanda yapımcılığını yaptığı Omar ve Biz dünya prömiyerini 11 – 20 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 35. Varşova Film Festivali’nin ana yarışmasında yapacak. FIAPF tarafından dünyanın en seçkin on beş uluslararası festivalinden biri olarak belirlenen Varşova Film Festivali’nde En İyi Film ödülü için yarışacak olan Omar ve Biz, Türkiye – Yunanistan sınırında geçen çatışmalı hikâyeyi anlatıyor.

Sidik Kokusu, Yasemin ve Bahar Esintisi…

Ünlü İspanyol yönetmen Luis Buñuel, “Bir filmde aynı şey iki defa gösteriliyorsa farklı bir anlamı vardır.” der… Peki, bir filmde aynı cümle iki kez geçiyorsa?

Usta yönetmen Pedro Almodóvar, çocukluğunu anlatırken sinemayı iki kez aynı sözcüklerle nitelendirdi. Yönetmenin özyaşam öyküsü olduğu su götürmez olan “Acı ve Zafer” (Dolor y gloria), sadece yönetmenin öyküsü değil, bir çocuğun büyümesiyle birlikte değişimini de anlatıyor aslında.

Hayaller ve gerçek…

Film su altında başlıyor. Tedirgin edici gibi gözükse de merak ağır basıyor. Bir dönem çok popüler olmuş, başarılı bir yönetmenin artık istenilen düzeyde film yapamamasının acısını, suyun altından çıkışıyla da “yeniden doğuşunu” anlatıyor, yani zaferi.

Hayatın göçe zorladığı yoksul bir ailenin kendi ayakları üstünde ‘dimdik’ durması ancak çocuğun yani Almodóvar’ın (filmdeki adıyla Salvador’un) başarılı olsa da papaz okuluna zorunlu gönderilmesiyle mümkün olacaktır.

Aradan geçen 30 yıldan sonra, en başarılı filminin (zaten sadece gala gösteriminde izlemiştir) restorasyonu ardında yeniden gösterime sokulacak ve kendisinin de o gösterim sırasında görüş ve duygularını anlatacaktır. Bu cümle bile filmi merak ettiriyor. Yönetmenin oyuncusuyla bu geçen süre içerisinde hiç konuşmamış olması da bir diğer nokta.

İlhan Berk, çok sevdiğim şiirinde “neler çekmiş halkım türküler şahit” derken, “Acı ve Zafer” bir yönetmenin çektiği acıların, kazandığı zaferlerin tanığı. Kolay değil, uzun yıllar sonra da insanı etkileyecek, kapalı gişe oynanacak bir film çekmek. Dahası, Salvador’un, yani Almodóvar’ın yazdığı tekst de kapalı gişe oynuyor tiyatro olarak.

Her ne kadar “acı” yönetmenin çektiği hastalıklardan dolayı gibi gözüküyorsa da asıl acı onun yalnızlığı, üretici yanının körelmesi, bir daha film çekemiyor olması… Buna da bağlı olarak “zafer” ise yazdıklarının kabulü (olsa gerek)…

Ahde vefa

Çocukken, kilise korosuna seçilmesi, annesinin isteği üzerine evlerini boyayan ‘isimsiz’ ressama okuma yazma öğretmesi, modellik yaparken başına güneş geçmesi, okulu bitirdikten sonra yaşadığı aşk ilişkisi (uzun yıllar sonra kendisini bulması ve buruk duyarlılık), uyuşturucu karşıtlığından vazgeçecek noktaya varması dünyanın birçok ülkesinde birçok insanın yaşadıklarından farksız bu açıdan bakınca. Bir yönetmenin kendisini var eden gerçekler olarak görülmesi gerekir. Nostalji diye abartmamak doğru olacaktır bence.

Madem Buñuel ile başladık, onunla bitireyim yazımı…

Gençseniz yaşlı tanıdıklarınıza sorun, değilseniz zaten anımsayacaksınızdır muhakkak: Çoraplar yumurta ile yamanırdı. Salvador’a, yani Almodóvar’a annesinden kalan miras, önemsenmezse olmazdı.

Acı ve Zafer (Pain and Glory)
Yönetmen Pedro Almodóvar
Oyuncular Antonio Banderas, Penelope Cruz, Asier Etxeandia, Leonardo Sbaraglia, Nora Navas, Julieta Serrano
Önce “FilmEkimi”nde… 11 Ekim’den başlayarak sinemalarda

(03 Ekim 2019)

Korkut Akın

[email protected]

MediaCat ShortCase 2019

MediaCat ShortCase 2019 İlk Marka Destekli Kısa Film Yarışması’nda Türkiye’nin en iyi markalı hikâyelerini Ali Taran, Gülse Birsel, Fahir Atakoğlu, Serdar Erener ve Tolga Karaçelik’ten oluşacak jüri belirleyecek. Reklam bombardımanına maruz kaldığımız iletişim ortamında kullanıcıda farklı duygular uyandıracak hikâyeler yaratmak / anlatmak her zamankinden daha önemli. MediaCat tarafından MediaCat ShortCase, işte bu hikâyeleri bulmak için yola çıkan bir markalı kısa film yarışması.

MediaCat ShortCase 2019 yazısına devam et

Festival Heyecanı Altın Portakal Film Tırı ile Başlıyor

56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin büyük ilgi gören açık hava gösterimleri bu yıl 27 Eylül 2019 Cuma günü başlıyor ve Altın Portakal Film Tırı ilçe ilçe tüm Antalya yöresini geziyor. Antalyalıları 26 Ekim Cumartesi günü başlayacak festivalin coşkusuna hazırlayan Altın Portakal Film Tırı’nda Bizim İçin Şampiyon ve Organize İşler: Sazan Sarmalı’nın yanı sıra, çocuk izleyicilere özel Can Dostlar ve Bizim Köyün Şarkısı filmleri de ücretsiz olarak gösterilecek.

7. Boğaziçi Film Festivali Basın Toplantısı Yapılıyor

Boğaziçi Film Festivali bu yıl 18 – 25 Ekim 2019 tarihleri arasında sinemaseverlerle 7. kez buluşacak. Çalışmalar sürerken festivale haftalar kala medya mensuplarıyla bir araya gelinip, yarışmaya hak kazanan filmler, ulusal ve uluslararası jüri üyeleri, Bosphorus Film Lab’da finale kalan projeler, festival programında yer alacak film ve etkinlikler ile çalışmalar hakkında kapsamlı bilgiler paylaşılacak. Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Mahmut Fazıl Coşkun, jüri üyeleri ve sinemacıların katılımıyla 01 Ekim Salı günü Soho House’da basın toplantısı gerçekleştirilecek.

Altın Koza’nın İkinci Gününde İki Film Galası

29 Eylül’e kadar sürecek olan 26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde, 24 Eylül Salı günü Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması finalisti iki filmin galaları gerçekleşti. Yönetmen Cihan Sağlam’ın ilk uzun metraj filmi Uzun Zaman Önce filminin dünya prömiyeri ve festival galasına filmin oyuncularından Reha Özcan, Serdar Orçin, Onur Dikmen, Nihan Okutucu Dengiz, Ümit Çırak ve film ekibi katıldı. Galası yapılan ikinci film ise Köken Ergun’un yönettiği Şehitler filmi oldu. Altın Koza Kısa Film Atölyesi’yle başlayan festivalin ikinci günü, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da katıldığı engelsiz film gösterimiyle devam etti.

Altın Koza’nın İkinci Gününde İki Film Galası yazısına devam et

Dönüş

Sadi Bey, yaşadığı ölümcül rahatsızlıktan kurtuldu ve geri döndü; bu vesileyle:
Basın, sinema ve film dünyasının tüm insanlarına; uzun, kısa, animasyon, belgesel filmlerine; 70, 35, 16, 8 mm filmlerine; festivallere ve galalara; sinema salonlarının gişelerine, fuayelerine, yürüyen ve yürümeyen merdivenlerine; salonların giriş kapılarına, beyazperdelerine, ön, orta ve arka koltuklarına; sıra başı koltuklarına, koltuk arası koridorlarına, jeneriklere; fragmanlara ve teaserlara; patlamış mısırlarına, gelecek program ve pek yakında’larına selam olsun.
Sinemanın tadı başkadır; film sinemada izlenir.

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali Bu Hafta Sonu Başlıyor

04 – 09 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Başka Sinema Ayvalık Film Festivali bu hafta sonu başlıyor. Festivalde film gösterimlerinin yanı sıra söyleşiler, paneller, atölyeler, konserler, çocuklara ve üniversite öğrencilerine yönelik etkinlikler de yer alacak. Bu yıl festivalde 58 film gösterilecek. “Ne İçeride Ne Dışarıda”, “Babaların Günahı”, “Ortak Gelecek”, “Yeni Sinefiller: Yeni Mecralar, Yeni Seyirciler, “60’ların Düşleri Buhar mı Oldu?” ve “Çocuklar İçin Sinema” başlıklı bölümler dünya ve Türkiye sinemasından yeni ve ödüllü filmleri merak edenlere, sinema üzerine düşünüp tartışmak isteyenlere, dünyanın haline sinemayla bakanlara hitap ediyor.

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali Bu Hafta Sonu Başlıyor yazısına devam et

26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Başladı: Çinli Yönetmen Xie Fei’ye Yaşam Boyu Başarı Ödülü Açılış Töreninde Takdim Edildi

26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin ilk günü akşamı gerçekleşen Yaşam Boyu Başarı ve Emek Ödülleri’nin verildiği açılış töreninde Yaşam Boyu Başarı Ödülü Çin sinemasının usta yönetmeni Xie Fei’ye takdim edildi. Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ve Gümüş Ayı ödüllerine layık görülen usta yönetmen Xie Fei, Türkiye’ye ilk defa geldiğini belirtirken, bu ödülü almaktan ve filmlerinin festival süresinde gösterilecek olmasından çok mutlu olduğunu belirterek teşekkürlerini sundu. Başarılı yönetmen, festival kapsamında 26 Eylül Perşembe günü 17:45’te gerçekleşecek olan masterclass’la sinemaseverlerle buluşacak.

26. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali Başladı: Çinli Yönetmen Xie Fei’ye Yaşam Boyu Başarı Ödülü Açılış Töreninde Takdim Edildi yazısına devam et

Bülent Küçüközcan’ı Kaybettik

Cinemaximum Sinemaları’nda uzun yıllar yöneticilik yapmış, aileden sinemacı Bülent Küçüközcan, 24 Eylül 2019 Salı günü geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Bülent Küçüközcan’ın babası Yalçın Küçüközcan Warner Bros. şirketinin ülkemizdeki temsilciliğinde yıllarca yöneticilik yapmıştı. Kardeşi Uluç Küçüközcan ise yabancı film ithalatçısı Pinema Film’in dağıtım bölümünü yönetmişti. Küçüközcan’ın cenazesi 26 Eylül 2019 Perşembe günü Esentepe Hacı Nimet Özden Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhum tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Ahmet Kural’dan Baba Parası İçin Manidar Sözler

9.su düzenlenen Bodrum Türk Filmleri Haftası’na katılan oyuncu Murat Cemcir ve Ahmet Kural, yeni filmleri Baba Parası’nın tanıtımını yaptılar. Ahmet Kural, filmin konusuna dair küçük ipucu olarak söylediği sözlerin kendisine mal edildiğini aslında bu sözlerin filmin ruhunu yansıttığını ifade etti. Ahmet Kural, filmin konusunu “Çok paranızın olması, size yeni arkadaşlar yerine kaliteli düşmanlar kazandırır” şeklinde özetledi. Murat Cemcir ise “Gece uykusu uyumadan çalışıyoruz” sözleri ile yoğun çalıştıklarını söylerken, Baba Parası’nın konusunu “Baban ne kadar zenginse o kadar zengin oluyorsun.” şeklinde özetledi.

Toplumun Yarattığı Joker

Bulunduğunuz yer, aldığınız eğitim, dışlanmışlık ve/veya kabul görme insanın yaşamını belirler. Ya yolunuz açılır, koşa koşa çıkarsınız merdivenleri nefesiniz daralmadan ya da düz ovada şaşırırsınız yolunuzu (Ahmet Haşim’in ünlü “ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” şiirini anımsayın). Joker nam Arthur, eteklerinde bir avuç yaprak olmaksızın çıkmaya yeltenince o merdivenlerden işler karışıyor.

Annesiyle yalnız yaşayan, başarısız bir palyaçodur Arthur. Hayatın sillesini daha baştan yemiş, kapaklanmıştır yere… Ünlü kahkahalarının başka bir gerekçesi de olamaz zaten.

“Gündüz insan gece kurt” diyebileceğimiz Arthur’un düşleriyle yaşamı iç içe geçtikçe, biz beyazperde önünde, ona destek olmayı geçiriyoruz içimizden.

Gothamlı olmasının, Batman filminde önemli bir yer edinmesinin bu filme etkisi, izleyicinin beklentisi dışında hiçbir katkısı yok. Ancak daha gösterime bile girmeden Venedik Film Festivali‘nde “Altın Aslan” alması filmin ne denli güçlü olduğunun da kanıtı. Joaquin Phoenix müthiş bir oyun çıkarıyor… Diğerleri de ondan geri kalmıyorsa da Phoenix performansının doruğunda. Özellikle aklını yitirdiği ya da “gece kurt” olduğu zamanlarda veya ünlü kahkahasıyla ortalığı çınlattığında… Ya evde, banyoda, merdivenlerde dans ederken… sokaklar boyunca koşar, çocuklardan öldüresiye dayak yerken… az mı güçlü? Joker Joaquin Phoenix, Oscar’ın da en güçlü adayı…

Yönetmen Todd Phillips, senaryo yazımına da katkı sunduğu filmi gerçekten duyarak çekmiş. Her karesi etkili, etkileyici… Oyuncusunu ve canlandırdığı karakteri iyi analiz etmiş, iyi yönlendirmiş. Bu anlamda da Batman’ı filmin başında unutturuyor ve bu, gerçekten de çok önemli.

Annesinin Arthur’a “mutlu” demesi, Türkçesi “mutlucu” olarak çevrilebilecek palyaço için bir başka öykücüğün açılması demek. Aynı zamanda bir maske tabii palyaçoluk (ki, maskeyle izlenmesinin yasaklandığı haberi bizde de gündeme gelmişti), kimin içinde ne olduğunu kim bilebilir ki! Ya da parayla imanın kimde olduğu belli olmaz. Belli olansa, bu filmin devamı gelmez, gelirse başka bir palyaço, başka bir Joker, başka bir film olur…

Joker
Yönetmen Todd Phillips
Oyuncular Joaquin Phoenix, Robert De Niro, Zazie Beetz, Shea Whigham
4 Ekim’den başlayarak gösterimde…

(01 Ekim 2019)

Korkut Akın

[email protected]

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu