SAE İstanbul Tanıtım Günü 25 Ağustos’ta Düzenleniyor

SAE İstanbul’un, Audio Engineering ve Digital Film & Animation Programları tanıtım günü 25 Ağustos Cumartesi günü düzenleniyor. Tanıtım gününde, SAE İstanbul eğitim konsepti, bölümlerin ders programları, stüdyo ve iş istasyonları hakkında detaylı bilgi edinilebilir, eğitmenlerle tanışıp, sorulara yanıt bulabilir, gün içinde düzenlenecek etkinliklere katılabilirsiniz.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü logoya haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    SAE İstanbul Tanıtım Günü 25 Ağustos’ta Düzenleniyor yazısına devam et
  • Sessiz’e Dünyanın Dört Bir Yanından Ödül

    Geçtiğimiz Mayıs ayında 65.si yapılan Cannes Film Festivali’nde Sessiz (Bé Deng) isimli filmiyle kısa film dalında Altın Palmiye alarak Türkiye sinema tarihine geçen yönetmen L. Rezan Yeşilbaş, uluslararası alanda adından söz ettirmeye devam ediyor. Sessiz (Bé Deng), bu yıl Avustralya’da 51.si düzenlenen Melbourne Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Kurmaca Film ödülünü alarak başarılarına bir yenisini daha ekledi. Film, Eylül ayında düzenlenecek 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde de yarışacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • İstanbul Modern Sinema, Eylül Ayında Yurt Dışında İki Farklı Program Sunuyor: Turkish Beat ve Bermuda Shorts

    İstanbul Modern Sinema, Eylül ayında iki farklı programla Mannheim ve Amsterdam’a konuk oluyor. Uzun metraj filmler, kısa filmler ve video sanatından örneklerin yer aldığı, programın küratörlüğünü İstanbul Modern Sinema’nın yöneticisi Müge Turan yapıyor. Bizim Büyük Çaresizliğimiz ile açılacak olan Turkish Beat, Hollanda ve Türkiye diplomatik ilişkilerin 400. yılı kapsamında EYE Film Enstitüsü işbirliğiyle Amsterdam’da düzenleniyor. Mannheim Büyükşehir Belediyesi’nin kardeş şehirlerinin katıldığı Bermuda Shorts Uluslararası Kısa Film Festivali’nde ise üç kısa film Türkiye’yi temsil edecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Gösterilecek filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İstanbul Modern Sinema, Eylül Ayında Yurt Dışında İki Farklı Program Sunuyor: Turkish Beat ve Bermuda Shorts yazısına devam et
  • Müşfik Kenter Son Yolculuğuna Uğurlandı

    15 Ağustos’ta kaybettiğimiz Müşfik Kenter’in cenazesi, Kenter Tiyatrosu’nda yapılan tören sonrasında alkışlarla Teşvikiye Camii’ne getirildi ve kılınan cenaze namazını müteakip Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye katılanlar arasında siyaset dünyasından Gürsel Tekin, Mehmet Sevigen, Süleyman Çelebi, Mustafa Sarıgül, Ateş Ünal Erzen, Kadir Topbaş, sanatçılardan Kadir İnanır, Şemsi İnkaya, Erkan Can, Rutkay Aziz, Cezmi Baskın, Nejat İşler, Suna Selen, Mehmet Ali Erbil, Yetkin Dikinciler, Erdal Özyağcılar ve birçok isim vardı. (Haber: Muharrem Erdemir.)

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Müşfik Kenter Son Yolculuğuna Uğurlandı yazısına devam et
  • 1. Bursa Kadın Kısa Filmleri Festivali

    Bursa Sinematek tarafından 08 ile 17 Mart 2013 tarihleri arasında Bursa’da organize edilecek olan “Türkiye’nin ilk kadın kısa filmleri festivali”, 1. Bursa Kadın Kısa Filmleri Festivali’nin programı belli oldu. Programa göre festivalde Gözde Sukmenyıldız’ın Her Gün Aynı, Ethem Özgüven’in F, Ömer Kara’nın Huzursuzluk, Taylan Ülger’in Ayrılık, Özgül Yaşaroğlu’nun Gök Gürültüsü Dilsizdir, Ezgi Kaplan’ın İrmik Helvası, Ayşegül Çelik’in Kurtulmanın Dört Yolu, Hakan Kaan İçel’in Tek Başına Yalnızlık adlı filmleri gösterilecek. Festival kapsamında ayrıca 1. Kristal Şeftali Ulusal Kadın Kısa Filmleri Yarışması düzenlenecek.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • 1. Bursa Kadın Kısa Filmleri Festivali yazısına devam et

    Web’de Vizyon Dönemi Yakında

    İlk kez bir sinema filmi sinemalarda değil web ortamında vizyona girecek. Yapımcılığını DGB MEDYA’nın, yönetmenliğini ise Hakkı Görgülü’nün yapacağı Kalbim adlı film 14 Şubat 2014 günü web ortamında vizyona girecek. Sacramento ve İstanbul arasında geçen hazin bir facebook aşkının anlatıldığı film İphone, İpad ve facebook üzerinden de izlenebilecek. Yönetmen Hakkı Görgülü çekeceği film için “DGB MEDYA olarak uzun zamandır bu projenin hazırlığındaydık. Türk sineması için büyük bir atılım olacak. Bir ilki gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz” diyor. (Haber: Serpil Boydak.)

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Web’de Vizyon Dönemi Yakında yazısına devam et
  • Beni Yargılama

    Massimiliano Bruno’nun yönettiği ve Paola Cortellesi, Raoul Bova, Rocco Papaleo ile Anna Foglietta’nın oynadığı Beni Yargılama (Nessuno Mi Puo Giudicare), 24 Ağustos 2012’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Alice, Roma’nın kuzeyinde ailesiyle mutlu bir hayat yaşamaktadır. Beklenmeyen bir kazada kocası ölünce kendisini beş kuruşsuz, evsiz barksız çocuğuyla sokakta bulur. Hayatı kâbusa dönmüştür. Kendilerini geçindiremedikleri için sosyaL hizmetler çocuğunu elinde alacaktır. Alice, başına gelecekleri tahmin edememiştir, dünyanın en eski işini yapmaya karar verir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Arka Pencere Dergisi Müşfik Kenter’i Anıyor

    Arka Pencere Dergisi, 147. sayısında, kapağına, geçen hafta yitirdiğimiz büyük usta Müşfik Kenter’i yerleştiriyor. Tunca Arslan, Müşfik Kenter’ı pek bilinmeyen bir filmiyle anıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında 360, Vampir Avcısı: Abraham Lincoln, Cehennem Melekleri 2 ve Tinker Bell: Gizemli Kanatlar yer alıyor. Arka Pencere Dergisi’nin 147. sayısı bir Alfred Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Trendeki Yabancı’nın (Strangers On A Train) eksik yönleri, başroldeki iki aktörün etkili olamaması ve senaryodaki zayıflık. Eğer diyaloglar daha iyi yazılmış olsaydı, biz de karakterleri daha kuvvetli çizebilirdik.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi Müşfik Kenter’i Anıyor yazısına devam et
  • Araf, Venedik’in Ardından New York Film Festivali’nde

    Yeşim Ustaoğlu’nun senaryosunu yazıp yönettiği Araf filmi Venedik’in ardından New York Film Festivali’nde Main Slate bölümünde gösterilecek. Araf, festivalin 50. yılına özel hazırlanan “korkusuzluk” temalı seçkide Michael Haneke, Alain Resnais ve Ang Lee gibi isimlerin son filmleriyle birlikte yer alacak. Özcan Deniz, Neslihan Atagül, Barış Hacıhan ve Nihal Yalçın’ın başlıca rollerini paylaştığı, Türkiye, Fransa ve Almanya ortak yapımı Araf, ülkemizde 21 Eylül’de vizyona girecek.

    Cehennem Melekleri 2, Klak Sinema Programı’nda

    Bugün TV Klak Sinema Programı, bu hafta açılışını aksiyonun efendileri ile yapıyor. Yeni macerası, efsane kadrosu, nefes kesen set görüntüleriyle Cehennem Melekleri 2, Klak’ta. Bir Tim Burton ve Timur Bekmambetov ortak projesi, Vampir Avcısı: Abraham Lincoln. Yıldızlarla dolu kadrosuyla Fernando Meirelles’in yeni filmi, 360. Peter Pan’ın sevimli perileriyle sihirli bir macera, Tinker Bell: Gizemli Kanatlar. Wachowski kardeşler ile Tomy Tykwer’den iddialı bir proje, Bulut Atlası. Hepsi ve çok daha fazlası Klak’ta sizleri bekliyor. Gizem Ertürk’ün hazırlayıp sunduğu Klak, 18 Ağustos Cumartesi 13:20’de Bugün TV.de.

  • Basın Bülteni
  • Akdenizli Kısa Filmcilerin Adresi Yine Altın Koza

    19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması’nda finalist filmler belli oldu. Yarışmaya Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya, Malta, Slovenya, Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan, Bosna Hersek, Arnavutluk, Suriye, Makedonya, Yunanistan, Lübnan, İsrail, Ürdün, Filistin, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve Türkiye gibi çeşitli ülkelerden toplam 467 eser başvurdu. Filmlerin 36’sı kurmaca, 13’ü deneysel, 6’sı belgesel ve 9’u canlandırma dallarında yarışmaya hak kazandı. Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması jürisinde Türkiye’yi Devin Özgür Çınar temsil ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Akdenizli Kısa Filmcilerin Adresi Yine Altın Koza yazısına devam et
  • Altın Portakal’da Antalya Belgeselleri

    Akdeniz Üniversitesi ile Altın Portakal işbirliği Antalya Belgeselleri’yle devam ediyor. Akdeniz Üniversitesi’nden genç sinemacıların çok özel görüntülerinden oluşan Antalya Belgeselleri, aynı başlık altında festival izleyicisiyle buluşturulacak. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ve hocalarının son iki yılda ürettikleri belgesellerin Antalya’yı ve Antalyalıları anlatan bölümleri Antalya ve çevresine farklı açılardan ayna tutan filmlerden oluşuyor. Bu filmlerden biri de Sıla Özsoy’un yönettiği, Antalya Hali odağında mevsimlik işçiler sorununa eğilen Hâl: Karanlığın Meyvesi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altın Portakal’da Antalya Belgeselleri yazısına devam et
  • Bu Savaşın İzlerini Silmek Kolay Değil

    Savaşın Çiçekleri (Jin líng shí san chai/The Flowers of War)
    Yönetmen: Zhang Yimou
    Roman: Geling Yan
    Senaryo: Liu Heng
    Müzik: Qigang Chen
    Görüntü: Xiaoding Zhao
    Oyuncular: Christian Bale (John), Ni Ni (Yu Mo), Xinyi Zhang (Shu), Tianyuan Huang (George Chen), Shigeo Kobayashi (Teğmen Kato), Xiting Han (Yi), Doudou Zhang (Ling), Dawei Tong (Binbaşı Li), Atsurô Watabe (Albay Hasegawa), Yangchunzi Yuan (Mosquito), Takashi Yamanaka (Teğmen Asakura)
    Yapım: BNP-EDKO (2011)

    Çin sinemasının önemli yönetmenlerinden Zhang Yimou’nun Çin-Japon savaşını anlattığı “Savaşın Çiçekleri”, sinemanın iyi filmleri arasına katılıyor. Filmde zaman zaman kendinizi savaşın içinde, hatta savaşın parçası olarak görebilirsiniz.

    Nanjing, 1937 yılında Japonlar tarafından istilâ ediliyor. Bu istilâ Nanjing (Nanking) Katliamı olarak anılıyor. O dönemlerde Çin’in başkenti olan Nanjing’de, Japonlar tarafından katliamlar ve tecavüzler yapılıyor. Çin’in belleğinden hiç silinemeyecek bir trajedi bu. Şehir ağır bombardımanın altında sisler içinde. Amerikalı John Miller da orada. Japonca da anlayan John kilisede, Winchester katedralinde görevli olduğunu söylüyor. Japon askerleri hareket eden her şeye ateş ediyorlar, yaralıları süngülüyorlar. Japonlar, çoluk çocuk, kadın bakmadan yok edici makine gibiler. Filmin girişindeki atmosfer de çok çarpıcı. Çatışmaların ortasındaymış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Filmde bazı anların bir keskin nişancısının dürbününden yansıdığını belirtelim. Vahşet daha da ürpertici görünüyor sanki. Keskin nişancı, yalnız bir kovboy gibi ve enkazın içinde etrafı gözlemliyor sürekli.Tek sıra halindeki Japon askerlerinin vurulduğu bu bölümde kısa bir an için destansı bir görsellik perdeyi kuşatıyor. Çinlilerin, Japonların tanklarına karşı ağır silâhları yok ve halk öne sürülüyor. Japonlar da onları kolayca öldürüyor. İnsanlar katedrale sığınıyor. John, her şeyi fırsata çevirmiş ve para almadan hiçbir şeye dokunmak istemiyor. O bir serseri. İçkisiz ve parasız yapamıyor. Katedraldeki kamyon da insanlar için değerli. Onun tamirini de ancak John yapabilecek mi? Katedrale fahişeler de geliyor. Peder ortalarda olmadığı için katedralin sorumluluğu da rahip George Chen’de. John, İngilizce bilen Yu Mo’yla ilgilenmeye de başlıyor. Mo, gözde bir fahişe. Gaz lambalarının ve mumların aydınlattığı katedrale bu hem kasvet hem de sıcaklık veriyor. Mo, John’dan kendisini şehir dışına çıkarmasını istiyor. Çinli Binbaşı Li de, katedrale yaralı çocuk yaşta genç bir askeri, Pu Sheng’i getiriyor ve katedrale sığınmış çiçekleri görüyor. Çiçekler, genç askeri çok seviyorlar sonra.

    İnsan ve umut…

    Japon askerlerin katedrale baskınında korkuyu yaşıyorsunuz. Japon askerlerinin, kadınları gördüğünde tecavüzden başka bir şey düşünmediğini anlıyorsunuz. Japonların katedral baskınında devreye keskin nişancı giriyor ve askerleri avlıyor. Stilize ölüm de ona yakışıyor filmde. Perdede gerçek bir savaşın içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Şehir depremden çıkmış bir harabeler yeri. İnsanlar da mekânlar gibi yer yer enkaza dönüşmüş. Bu trajik filmde her türlü dram perdeden yansıyor. Zaman zaman melodram çizgisinde de olsa. Ama yine de insanın olduğu yerde olsa umut var. Elbette patlamaların ve şiddetin yoğun olduğu bu filmde az da olsa romantizm var. Mu, John’un gözlerine vuruluyor ve aşık oluyor. Filmin içinde dolaşırken hikâyenin ve insanların sıcaklığına dokunuyorsunuz. 1951 doğumlu Zhang Yimou, Çin sinemasının önemli ustalarından. 2002 yapımı “Ying xiong-Kahraman”, 2004 yapımı “Shi mian mai fu-Parlayan Hançerler”, 2006 yapımı “Man cheng jin dai huang jin jia-Altın Çiçeğin Laneti” filmleri sinemalarımıza gelmişti. Yönetmeni, Yeşilçam melodramlarını andıran 2000 yapımı “Xingfu shiguang-Mutlu Günler” filmiyle tanımıştık. Filmin ön jeneriğinde insanın kalbine işleyen acı bir müzik duyuluyor. Yimou, sinemanın gerçek estetisyenlerinden. Yönetmenin filmlerindeki görselliğiyle, resim ve fotoğraf sanatının üst noktalarına ulaşıyorsunuz. Sinema perdesinde bu görüntüleri seyretmeye de doyamıyorsunuz. Çince, Japonca ve İngilizce konuşan bu film Geling Yan’ın romanından uyarlanmış. Çinli kadın yazar Yan, sadece roman değil senaryolar da yazıyor. Yazarın, Choderlos de Laclos’nun aynı adlı romanından yazdığı senaryo “Dangerous Liaisons-Tehlikeli İlişkiler”, Güney Koreli yönetmen Jin-ho Hur tarafından beyazperdeye aktarıldı. Zhang Ziyi’nin başrolünde olduğu bu 2012 yapımı filmi de görmeyi umudediyoruz. Film, yazarın “Nanking’in 13 Çiçeği” romanından uyarlanmış. O çiçekler de katedrale sığınmış fahişeler. Filmin fonda duyulan müzikleri de muhteşem. Bu kaosun içinde insana dinginlik veriyor. 2011 yapımı “Jin líng shí san chai/The Flowers of War-Savaşın Çiçekleri” haftanın en iyilerinden.

    (24 Ağustos 2012)

    Ali Erden

    [email protected]

    Ateşin Düştüğü Yer, Montreal Film Festivali’nde Yarışıyor

    Yönetmen İsmail Güneş’in geçtiğimiz aylarda vizyona giren Ateşin Düştüğü Yer adlı son filmi dünyanın köklü festivallerinden Montreal Dünya Film Festivali yarışma bölümüne seçildi. 23 Ağustos – 03 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek festivalde büyük ödül için yarışacak olan Ateşin Düştüğü Yer, bir gazetenin 3. sayfa haberinden yola çıkarak günümüz Türkiye’sinin kanayan yaralarından kadına yönelik şiddeti bir baba-kız öyküsüyle sunuyor. Filmin başrollerini Hakan Karahan, Yeşim Ceren Bozoğlu ve Elifcan Ongurlar paylaşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu