8. Uluslararası Çaydaçıra Film Festivali

8. Uluslararası Çaydaçıra Film Festivali, bu yıl 12 – 16 Mayıs 2015 tarihleri arasında düzenleniyor. Salı günü başlayacak olan festivale Ediz Hun, Nuri Alço, Bahar Öztan gibi birçok ünlü sinema sanatçısı katılacak. Açıklamalarda bulunan Elazığ Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Serdar Kara, “Elazığ’a yakışır bir festival yapacağız. Festival Elazığ’ın tanıtımı konusunda büyük rol oynadığı gibi Elazığ’ı layıkıyla ve en iyi şekilde tanıtacağız. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda Elazığ’da festival dolu dolu ve coşkuyla geçecek. Bu kapsamda Elazığ’da çeşitli film gösterimleri, çeşitli sohbet programları ve çok sayıda etkinlik yapacağız” dedi.

8. Uluslararası Çaydaçıra Film Festivali yazısına devam et

Soma 301

Faik Ahmet Akıncı’nın yönettiği ve Turan Ustabaş, Metin Yüksel, Burcu Küçük ile Fatih Özaşar’ın oynadığı belgesel film Soma 301, 15 Mayıs 2015’de M3 Film dağıtımıyla Batı Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Soma 301, Türkiye’de maden işçilerinin yaşadığı zorlukları, yapılan haksızlıkları, ihmalleri gözler önüne seren bir film olma özelliği taşıyor. Senaryosu Faik Ahmet Akıncı tarafından yazılan belgeselin müzikleri Mustafa Yazıcıoğlu, kurgusu Duygu Arabacı tarafından yapıldı. Naz Işık Top’un sanat yönetmenliğini yaptığı filmin yapımcılığını Faik Can Akıncı üstlendi. Filmin yardımcı yönetmenliğini Hayrettin Batuhan üstlendi.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Çok Beğenilen Korku Filmleri Ammar ve Azazil’in Yönetmeninden Helak: Kayıp Köy, 22 Mayıs’ta Sinemalarda

Herkesin giremediği bu köyden, kimsenin çıkması da mümkün değil. Çok beğenilen korku filmleri Ammar: Cin Tarikatı ve Azazil: Düğüm’ün yönetmeninden kalbinizi zorlayacak yeni bir film, Helak: Kayıp Köy, 22 Mayıs’ta sinemalarda gösterime giriyor. Daha önceki korku filmlerinde kendini kanıtlamış yönetmen Özgür Bakar’ın yeni filmi gizemli bir ailenin işledikleri suçtan kaçarken sığındıkları bir köyde başlarına gelen paranormal olaylar yüzünden korku dolu anlar yaşamasını konu alıyor. Filmde konuk oyuncu olarak beğenilen oyuncu Fırat Tanış da yer alıyor. Korkutma konusunda çok için iddialı olan filmin fragmanı internet ortamında yayına verildi.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Hugh Jackman’ın Hafızalardan Silinmeyen Muhteşem Gösterisine Sayılı Günler Kaldı

Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde 17 Mart 2015’te gerçekleştirdiği muhteşem bir şovla İstanbul’u büyüleyen Hugh Jackman, muhteşem şovu ile geri dönüyor. İlk gösterisinin ardından ses tellerinde meydana gelen kanamanın ilerlemesi sonucu doktorlarının sahneye çıkmasına izin vermediği ünlü oyuncu, 30, 31 Mayıs ve 01 Haziran’da bir kez daha hayranlarıyla buluşmak için gün sayıyor. Broadway’in de aranan yüzlerinden olan Jackman, İstanbul’da uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir performansa imza atmıştı. 32 kişilik orkestra ve dans ekibi ile 2 buçuk saat sahnede kalan Jackman hayranlarıyla kendisi ve hayatı ile ilgili muhteşem anlar da paylaşmıştı.

1. Uluslararası Aile Filmleri Festivali Ankara

Ailece izlenebilecek filmlerin yaş farkı gözetmeksizin sunulacağı 1. Uluslararası Aile Filmleri Festivali, yarın Ankara’da başlıyor. Türk Cumhuriyetleri, İran, Japon, Hollywood sinemalarından çok sayıda filmin yer alacağı 10 – 24 Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivalin açılışı “beyaz halı töreni”yle Cer Modern’de yapılacak. Festival açılışına, Hülya Koçyiğit, Salih Güney, Engin Altan Düzyatan gibi ünlü isimler katılacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, aile bütünlüğünün korunması ve güçlenmesi konusunda yürüttüğü çalışmalar kapsamında bilinç oluşturmak amacıyla düzenlenen Uluslararası Aile Filmleri Festivali’ne destek veriyor.

1. Uluslararası Aile Filmleri Festivali Ankara yazısına devam et

Kahpe Devran

Cahit Çeçen’in senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı belgesel, Yeşilçam sokağının cefasını çeken emekçileri anlatıyor. Sokak sakinleri Hasan Gençer, Metin Demir ve Musa Karagöz’le yapılan röportajlar filmin konusunu teşkil ediyor. Yönetmen Cahit Çeçen, Beykent Üniversitesi desteğiyle yaptığı filmini şöyle anlatıyor: “İlk önce filmin kahramanları ile tek tek röportaj gerçekleştirdim. Daha sonra bu röportajlardan bir senaryo çıkardım, mekânları gezdim. Senaryo ve mekân hazırlandıktan sonra çekim ekibini kurdum. Çekimleri de 3 günde tamamladım. 10 gün falan kadar da post-prodüksiyon sürdü. Yani bir – birbuçuk ay içinde filmi tamamlayabildim.”

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Filmi izlemek için tıklayınız.

TEMA Vakfı Yararına Düzenlenen Nefes Resim Sergisi Fulya Sanat Merkezi’nde

Ressam Nazan Pamuk, doğadan aldığı ilhamı sürrealizmle sunduğu, 17. resim sergisi Nefes’i TEMA Vakfı yararına düzenliyor. 19 – 24 Mayıs 2015 tarihleri arasında Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşecek Nefes Sergisi’nin kapıları sanatla nefes almak isteyen herkese açık olacak. Yurt içinde ve yurt dışında birçok kişisel ve karma sergiye katılan Ressam Nazan Pamuk, sosyal sorumluluğun önemini sanatıyla vurguluyor. Sürrealist tarzıyla öne çıkan eserlerinde ağırlıklı olarak figür üzerinde çalışan Ressam Pamuk, eserlerinde zaman zaman kendisini etkileyen toplumsal olayları ve etkisinde kaldığı görüntüleri kendi kadrajında hayal edip tuvale döküyor.

TEMA Vakfı Yararına Düzenlenen Nefes Resim Sergisi Fulya Sanat Merkezi’nde yazısına devam et

3. Uluslararası Kayseri Altın Çınar Film Festivali, Muhteşem Bir Gala Gecesi ile Kapanışını Yaptı

3. Uluslararası Kayseri Altın Çınar Film Festivali, gala gecesi ile kapanışını yaptı.
08 Mayıs gecesi Kadir Has Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen gala gecesinde yetkililerin açılış konuşmalarından sonra Grup Patika’nın verdiği müzik ziyafeti geceye renk kattı. Konserin ardından yapılan törende, sinemamızın sevilen oyuncuları Suna Selen, Suzan Avcı ve Yılmaz Köksal’a Sinemanın Çınarı Ödülleri takdim edildi.

3. Uluslararası Kayseri Altın Çınar Film Festivali, Muhteşem Bir Gala Gecesi ile Kapanışını Yaptı yazısına devam et

Zeki Alasya’yı Kaybettik

Sinemamızın önde gelen komedi oyuncularından Zeki Alasya, 08 Mayıs 2015 Cuma günü (bugün) hayatını kaybetti. Zeki-Metin ikilisi olarak sinemaseverlerin belleğine kazınan sanatçının sevilen filmleri arasında Köyden İndim Şehire, Mavi Boncuk, Mirasyediler, Salak Milyoner, Hasip ile Nasip, Nereye Bakıyor Bu Adamlar, Aslan Bacanak, Petrol Kralları, Vay Başımıza Gelenler, Baş Belası, Dönme Dolap, Gülümseyen Dünya, Güle Güle gibi filmler var. Cenazesi 10 Mayıs 2015 Pazar günü Levent Afet Yolal Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Siccîn 2: Her Canlı Ölümü Tadacaktır

Alper Mestçi’nin yönettiği ve Şeyda Terzioğlu, Bulut Akkale, Ece Edibe Baykal ile Reyhan İlhan’ın oynadığı Siccîn 2: Her Canlı Ölümü Tadacaktır, 10 Temmuz 2015’de The Moments Entertainment dağıtımıyla Muhteşem Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Hicran ile Adnan mutlu bir evlilik sürdürürken 2 yaşındaki oğullarını bir kaza sonucunda kaybedince hayatları alt üstü olur. Aynı evde yaşamaya devam etseler de artık iki yabancıdırlar. Hicran bunun üstüne bir de açıklanması mümkün olmayan olaylar yaşamaya başlayınca psikolojisi daha da bozulur. Sonunda bir Hoca’ya gider ve ikinci kanından bir kadının ona farklı bir büyü yaptırdığını öğrenir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Siccîn 2: Her Canlı Ölümü Tadacaktır yazısına devam et

İçinden Kelebekler Geçen Aşk Hikâyesi

İngiliz sinemacı Peter Strickland’in üçüncü uzun metrajı ‘Burgonya Dükü / The Duke of Burgundy’ vizyonda. 34. İstanbul Film Festivali’nin ‘Mayınlı Bölge’ seçkisinde yer almış bu çizgi dışı yapımın isminin 18. yüzyılda geçen bir dönem filmini çağrıştırdığına bakmayın, hele bir ‘dük’ hiç aramayın. Erkek varlığının ortada gözükmediği kadınlar dünyasında yaşanan tutkulu bir aşk hikâyesine hizmet ediyor her şey. Yaşça daha büyük Cynthia ile Evelyn’i efendi / hizmetçi ilişkisi içinde tanıyoruz önce. İlerleyen zaman içinde tekrar eden diyalog ve olaylarla karşılaştığımızda bunun yinelenen bir ritüel, sadomazoşist bir oyun olduğunu fark ediyoruz.

Deneysel çalışmalarıyla bilinen İngiliz sinemacı 2009 yapımı ilk filminde Kont Dracula’nın memleketi Karpat dağlarının karanlığında intikamının izini süren ‘Katalina Varga’nın tekinsiz öyküsünü anlatır. Ardından gelen ‘Berberian Sound Studio’da (2012) İngiltere’den gelmiş ‘Barton Fink’ benzeri içe dönük ses operatörünün güneşsiz stüdyodaki çıkışsızlığı, post prodüksiyonu yapılmakta olan İtalyan ‘giallo’sunun klostrofobik ortamıyla uyum içindedir.

İlk iki filminde ses üzerine denemeler yapmış olan Strickland bu defa ağırlığı görselliğe kaydırıyor. Yarattığı zamansız mekânsız zevk evreninde erkekler yer almıyor. Ana karakterlerin geçmişi ve bugünü hakkında detay verilmiyor. Kelebeklerin dahil olduğu pul kanatlılar familyasıyla amatör olarak ilgilendiklerini ve konferanslara katıldıklarını biliyoruz yalnızca. Nitekim son jenerikten öğrendiğimize göre filme adını veren ‘Burgonya Dükü’ (ya da Latince adıyla ‘Hamearis Lucina’) Avrupa kökenli bir kelebek familyasının ismiymiş. Bu toplantıların konuşmacı ve izleyicileri de sadece kadınlar. Strickland dinleyiciler arasına cansız mankenler yerleştirmek suretiyle filmin yapay atmosferini bir kez daha vurgulamış. Her türlü sosyal çevreden ve herhangi bir zaman diliminden soyutlanma yoluyla dikkatlerin iki kadının ilişkisi üzerine yoğunlaşması sağlanmış.

Yönetmen bu defa sinemada üvey evlat muamelesi görmüş yetmişli yılların erotik filmlerine, bu alanda seri halde üretmiş Jess Franco külliyatına gönderme yapıyor. İspanyol asıllı yönetmenin üslubunun esintileri, dönemin aşka davet eden ezgilerini anımsatan ‘Cat’s Eyes’ ses bandının eşlik ettiği sadomazoşist oyunlar, siyah pelerinler, uzun deri çizmeler, etrafta dolaşan kedi, anahtar deliğinden dikizlemeden üst üste bindirilmiş görüntülere, başlangıç jeneriğinde itinayla yer verilmiş iç çamaşırı ve parfüm (!) tasarımlarına kadar özenle yaratılmış bu estetik dünya Franco’nun ucuz ve salaş filmlerinin çok daha ötesine, zevk aleminin kelebekler vadisine uzanıyor. Luis Bunuel’in ‘arzunun o belirsiz nesnesine’, cinselliğin gizemli dehlizlerine uzanmayı deniyor. Bunuel ustanın ‘Viridiana’ filmine gönderme kabilinden kelebek uzmanı konuşmacılardan birine Dr. Viridana isminin verilmiş olması bu bakımdan tesadüf değil.

İngiliz yönetmen lanetli Franco gibi soymuyor kadınlarını. Cinsel fantezilerin tüm tuhaf ve irkilticiliğine karşın, birbirlerini mutlu etmek isteyen iki kişinin tutkulu çabasını, uzun süreli bir ilişkide tutku ateşinin sönmemesi için karşılıklı katlanılan fedakârlıkların hüznünün altını çizmeyi yeğliyor. Önceki filminde çalıştığı Chiara D’Anna’ya Evelyn rolünü verirken Cynthia karakteri için yaptığı seçimle seyircisini şaşırtıyor. Bizde de yayınlanmış üç sezonluk ‘Borgen’ dizisinde Danimarka başbakanını canlandıran Sidse Babett Knudsen yıldız personası için son derece riskli Cynthia kompozisyonunun altından başarıyla kalkıyor, kendisini sinemada ilk kez izleyenleri hayran bırakıyor.

(14 Mayıs 2015)

Ferhan Baran

[email protected]

Beni de Götür, 05 Haziran’da Vizyonda

Hayatının akışını elinde tutamayan kadınların dramına odaklanan Beni de Götür, 05 Haziran’da sinemalarda. Dünya değişse de kadının toplumsal konumu fazlaca değişmiyor. Bir ömür geçireceği adamı seçme hakkına çoğu zaman sahip olamıyor ve sevdiği insana ulaşamıyor, ulaşmaya çabaladığındaysa sonu acı sonuçlanıyor. İşte Beni de Götür bir yandan Ayşe’nin dramına odaklanıyor, bir yandan da genel mutsuzluk üzerinden herkesin kaderini ortaya koyuyor.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu