Benim Çocuğum belgeseliyle geniş bir izleyici kitlesine ulaşan yönetmen Can Candan, Türkiye’nin nükleer hikâyelerine odaklanacağı yeni belgesel film projesi Nükleer Alaturka’ya hazırlanıyor. Nükleer Alaturka Türkiye’de nükleerin tarihini anlatacak ilk uzun metraj belgesel filmi olmayı hedefliyor. Hazırlık çalışmaları sürdürülen bağımsız filme maddi destek sağlamak için fon toplama sitesi Indiegogo’da bir kampanya başlatıldı. Can Candan, kampanya sayesinde çok insana ulaşmayı ve nükleer ile ilgili farkındalığı arttırmayı hedeflediklerini söylüyor. Ayrıca herkesi filmin yapım sürecine destek olarak bu projeyi sahiplenmeye davet ediyor.
SETEM AKADEMİ etkinliklerine 11 Kasım 2015 Çarşamba günü Oğuz Makal’ın yönettiği İstanbul’da Bir Gizli Bahçe: Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi belgeselinin gösterimiyle devam ediyor. 1933 yılında, İstanbul Üniversitesi’nin kuruluşu ile Cumhuriyet yeni bir sayfa açtı. Almanya’dan kaçarak gelen ve İstanbul Üniversitesi’nin kuruluşunu sağlayacak bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Alfred Heilbronn sadece Botanik Enstitüsü’nü değil, kültürel – çevre mirası Botanik Bahçesi’ni de kurdu. Alfred Heilbronn adını taşıyan Türkiye’nin bu ilk Botanik Bahçesi -Alfred Heilbronn’un özveri dolu yaşantısını da içeren- bu belgesel film ile artık gizli bir yer değil.
Documentarist 8. İstanbul Belgesel Günleri’nde Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü’nü yönetmenliğini Gürcan Keltek’in, yaptığı, Kıbrıs’ta yaşanan savaş kayıpları üzerine çektiği Koloni (Colony) adlı film kazandı. Koloni, 34. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması bölümüne de katılmıştı. Filmin konusu şöyle: Kıbrıs’taki Beşparmak dağlarında güneş doğmaktadır. Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi, bilim adamları ve gizli tanıklarla bu dağları kazmaktadır. İskeletler çıkarılacak ve ailelere teslim edilecektir. Henüz açılmamış toplu mezarlardaki hayaletler boşaltılmış köylerde ve tüm vadilerde dolaşmaktadır.
Silvina Der Meguerditchian ve Çağla İlk’in yönettiği Nereye? adlı belgesel film, Dans Performansları ve Film Gösterimi Etkinlikleri kapsamında 27 Ekim 2015 Salı günü saat 19:00’da Pera Müzesi’nde gösteriliyor. Fener ve Balat, 20. yüzyılın ilk yarısına kadar İstanbul’un Ermeni, Rum ve Yahudi sakinlerinin yerleştiği bir muhit idi. Semtteki sosyal ve kültürel yaşam, bugün kentsel dönüşüm projelerinin tehdidi altında. Belgeselde Balat’ın son Ermeni sakini, Rum Kız Lisesi’nin son öğrencilerinden biri veya diğer semt sakinleri ile yapılan röportajlara dayanarak Fener – Balat semti ile ilgili kişisel deneyimlerden oluşan bir kaleydeskop oluşturuluyor.
Şeref Bey’in (Ahmet Şerafettin) 1911’de Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne katılmasıyla başlayan ve bugünlere kadar sayısız başarılara ulaşan futbol şubesinin kuruluş hikâyesi dökü-drama türündeki belgesel projesi olan İnadına ile yeniden hayat buluyor. Şeref Bey tarafından kurulan Beşiktaş Jimnastik Kulübü Futbol Şubesi kuruluş hikâyesinin yer aldığı İnadına dökü-drama belgesel serisinin ilk bölümü olup, serinin ikinci ve üçüncü bölümleri ise Türk futbol tarihinin büyük değerleri olan Hakkı Yeten ve Süleyman Seba’nın Türk futbolu ve Beşiktaş için yaptıklarını içerecek.
Başarılı müzisyen Demir Demirkan, bu defa çok özel bir belgesel projesine imza atıyor. Demirkan, yapımcısı olduğu ve müziklerini de hazırlayacağı cam sanatı belgeseli The Glass’ın çekimlerine başladı. Cam sanatının heyecanlı sürecini müzikle harmanlayarak gözler önüne sermeyi hedefleyen The Glass, dünyaca ünlü Türk ve yabancı cam sanatçılarıyla yapılacak röportajlar ve sanatçıların performansları ile yaratılan eserlerin mutfak sürecini ayrıntılarıyla ortaya koyacak.
Dünyanın en ünlü baletlerinden Rus asıllı Rudolf Nureyev’in hiç bilinmeyen Türkiye aşkı, Düşlerinin Adası adlı bir belgeselle ilk kez gün ışığına çıkartılıyor. Yapımcılığını Moskova Film Festivali Program Koordinatörü ve Kinoglaz yapım şirketinin sahibi Evgenia Tirdatova ile Türk ortağı Medyaton – Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun üstlendiği belgeselin yönetmenliğini ise Evgenia Tirdatova ile Orhan Tekeoğlu birlikte yapıyor. Belgeselde, 1961 yılında Sovyetler Birliği’nden kaçarak Fransa’ya sığınan, Tatar kökenli balet Rudolf Nureyev’in, 1980’li yılların ortalarından itibaren doğduğu yer olan Ufa’ya ve ailesine özlemi anlatılacak.
Ekim 2013’te düzenlediği Şimdi, Tarih Olurken… Atölyesi’yle Gezi Parkı sürecini tarih yazımı açısından tartışmaya açan Tarih Vakfı, bu atölyenin çıktılarını bir belgesel filme dönüştürdü. Tarih Vakfı tarafından 05 Ekim 2013 tarihinde düzenlenen atölyede, önce “Siyaset, İsyan ve Tarih Yazımı” konuları dünyadaki güncel olaylar üzerinden değerlendirilmiş, daha sonra Gezi Parkı sürecinde aktif rol almış sivil gruplar, deneyimlerini katılımcılara aktarmışlardı. Gezi Parkı sürecini “şimdi’nin tarihi” penceresinden kayıt altına alan belgeselin ilk gösterimi 04 Temmuz 2015 Cumartesi günü 18:30’da Tarih Vakfı’nın Eminönü binasında gerçekleşecek.
Mirasını kaykay ve sanat kültüründen alan Vans, Propeller adlı uzun metrajlı kaykay filmi sayesinde dünyada bir ilke daha imza attı. Greg Hunt’ın yönettiği, Anthony Van Engelen ve Tony Trujillo gibi dünyanın efsanevi kaykaycıların yer aldığı filmin prömiyeri Los Angeles’taki Operheum Tiyatrosu’nda gerçekleştirildi. Dünyada gösterime girmeye hazırlanan Propeller, kaykay tutkunuları için adrenalini doruk noktasında yaşatacak. Sokak hayatını ve kaykaycıların sıra dışı akrobatik hareketlerinin mercek altına alındığı filmin en dikkat çeken yanı ise bir kaykayın üzerinde çekilmesi. Film, kaykaycıların özgür dünyasını tüm gerçekçiliğiyle ve yalınlığıyla ortaya koyuyor.
Cahit Çeçen’in senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı belgesel, Yeşilçam sokağının cefasını çeken emekçileri anlatıyor. Sokak sakinleri Hasan Gençer, Metin Demir ve Musa Karagöz’le yapılan röportajlar filmin konusunu teşkil ediyor. Yönetmen Cahit Çeçen, Beykent Üniversitesi desteğiyle yaptığı filmini şöyle anlatıyor: “İlk önce filmin kahramanları ile tek tek röportaj gerçekleştirdim. Daha sonra bu röportajlardan bir senaryo çıkardım, mekânları gezdim. Senaryo ve mekân hazırlandıktan sonra çekim ekibini kurdum. Çekimleri de 3 günde tamamladım. 10 gün falan kadar da post-prodüksiyon sürdü. Yani bir – birbuçuk ay içinde filmi tamamlayabildim.”
Kurumakta olan Burdur Gölü’nü kurtarmak için sanatçı dostlarıyla göle geri dönen Yönetmen Mehmet Şafak Türkel’in çektiği Göle Yas, TRT Belgesel Yarışması’nda finale kaldı. Belgesel, 15 yıl önce sinema okumak için Burdur’dan ayrılan Mehmet Şafak Türkel’in 15 yıl sonra doğduğu gölü kurtarmak, sularında büyüdüğü kırgın dostunun kurumasını önlemek için dostlarıyla verdiği 15 aylık mücadeleyi anlatıyor. 27 Eylül 2014’te proje kapsamında gerçekleşen Su Orucu kampanyası büyük ses getiren ve tüm Türkiye’den destek gören filmin ilk gösterimi, 10 Mayıs Pazar günü saat 15:00’te Harbiye TRT Radyo Evi’nde yapılacak.
Gavur Mahallesi belgeseli, 25 Nisan Cumartesi günü saat 19:30’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Şişli Belediyesi’nin katkılarıyla galası yapılacak Gavur Mahallesi belgeseli, yitenlerin, gidenlerin, kalanların ve hem azalan, hem de çoğalan bir kentin hikâyesinden oluşuyor. Yusuf Kenan Beysülen’in yönettiği film, bir zamanlar etnik, dinsel, kültürel çeşitliliğin bir arada yaşandığı bir coğrafyada geçiyor. 1915 yılından itibaren bu çeşitliliğin yok olduğu bir kente, Diyarbakır’a uzanıyor. Belgesel, 1953 yılına kadar demirci çırağı olarak çalışan Mıgırdiç Margosyan’ın Diyarbakırlı Margos Usta olarak kaleme aldığı Gavur Mahallesi adlı kitaptan uyarlandı
Müzik kariyerine henüz 5 yaşındayken Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye verdiği konserle başlayan ve Türkiye’nin haklı gururu olan ünlü piyano sanatçısı İdil Biret’in hayatını ve müzik yolculuğunu anlatan İdil Biret: Bir Harika Çocuğun Portresi ilk gösterimi, 34. İstanbul Film Festivali kapsamında yapıldı. Vehbi Koç Vakfı desteğiyle yapımına 2008 yılında başlanan ve 7 yılda tamamlanan belgeselin 08 Nisan Çarşamba günü gerçekleşen gösteriminin biletleri günler önceden tükendi. İdil Biret’in de katılımıyla gerçekleşen gösterimden sonra izleyiciler İdil Biret ile sohbet etti. Belgesel için yapılan arşiv araştırmasında kayıp olduğu düşünülen yeni belge ve kayıtlar da yer aldı.
Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yönetmenliğini yaptığı Bakur (Kuzey) adlı uzun metraj belgesel filmin ilk gösterimi, 34. İstanbul Film Festivali kapsamında 12 Nisan’da gerçekleştirilecek. Film, bizleri Türkiye’de onlarca yıldır devam eden, adı konulmamış savaşın tarafı PKK’ye derinlemesine bir bakışa davet ediyor. “PKK’nin devlete, adalet ve otoriteye bakışı ne? PKK’nin halkla kurduğu ilişkinin temelleri neye dayanıyor?” gibi soruları inceliyor.
Mardin’li genç yönetmen Ahmet Bikiç’in yaklaşık iki yıldır üzerinde çalıştığı Koro Choir adlı belgesel film, farklı din, mezhep ve kültürlere sahip insanların, Hatay’da kurulan bir koroda biraraya gelip şarkı söylemelerini anlatıyor. Koro’da biraraya gelen insanların hepsinin mesleklerinin farklı. Koro, tüm dünyaya kardeşlik ve hoşgörü mesajı veriyor. Koro Choir belgeselinin galası 11 Nisan’da Aya İrini’de yapılacak.