“WΔZ”, sevgi ve aşkın gerçekte olmadığını kanıtlamaya çalışan seri cinayetlerin peşinde ‘çok karanlık’ gettoya sürüklenip ‘ters köşeye yatırılacağınız’, gerçeklik duygusu yüksek bir polisiye dram-gerilim: WΔZ denkleminin ne olduğunu yeni öğrenenlerin tüylerinin diken diken olacağına eminim.
“Seksi & Çılgın” adlı sıkıcı filmi izlerken, bir an önce, çirkin ve iğrenç karakterin güzellik ve temizliğe geçiş yapmasını diliyorsunuz; işte tüm beklentiniz de bu zaten: Biliyorsunuz, iyi niyetli sinema seyircilerinin dilekleri hep kabûl edilir!
“Özel Tim”i izlerseniz, Rio De Janerio kentinin uyuşturucu merkezli şiddet dünyasında yarı asker sayılan ‘seçkin polisler’in görüş ve uygulamalarının nefes nefese koşturan tanığı oluyor; özellikle zengin çocuklarının talebiyle patlayan ticarette, sorunun çözümünün ne denli zor olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz: Tuhaftır; polis işkencelerini olduğu gibi gösteren film polis cephesinden baskı görürken, büyük oranda anti-kahraman başkarakteri yüzünden de entelektüel çevrelerden ağır eleştiriler aldı (iyi bir sanat yapıtı da kimseyi memnun etmez zaten).
“İkiye Bölünen Kız”da, çok güzel, akıllı, cesur genç karakter iki erkekle birden garip bir oyuna sürüklenirken, parayı ve kültürel gündemi ellerinde tutanlarla ‘çok dikkatli’ olunması gerektiği, keskin eleştirilerle -Chabrol ustalığına yakışır biçimde- dokuya işleniyor: Tam da görünenin altındakini merak edenlere göre.
“Iron Man”, yüksek teknolojiye sahip silâhların üreticisi dâhi iş adamının nasıl olup da kolayca duygudaşlık kuramayacağınız bir çizgi roman kahramanı olabildiğini merak edenlere sunulan büyük bir serüven: Doygun bir izleyici olarak çıkacağınız, eğer yazıları sonuna kadar izleme sabrınız veya merakınız varsa, en sonda bu tür seyirciye armağan edilen sahneyle de iyice doyuma ulaşacağınız kesindir.
“Altın Şans”, kimyaları mükemmel uyuşan iki başoyuncusunun cazibesi, duraksamaksızın mizah, macera, hareket, heyecan sunan yapısı ve ‘içi dolu’ hikâyesiyle baştan çıkarıcı: Doğanın ve özellikle su altının nefes kesici güzellikte olduğunu da biliniz.
(01 Mayıs 2008)
Ali Ulvi Uyanık