…ama bu film, asıl anne oğul arasındaki kabul görme öyküsüdür.
Ellis’in (Jeremy Pope), eşcinsel olduğu için dini inancına göre günahkâr saydığı oğlunu reddeden zalim annesine kendisini kabûl ettirmek için yaşadıklarını izliyoruz. Biyografik film zordur, sizin için iyi olan bir başkası için kötü olabilir; otobiyografik film daha da zordur, kişisel zaafları anlatmak insanın işine pek gelmez. O zaman her erkek askerdir aslında!
Asker doğanlar…
Bizim ülkemizdeki “Her Türk asker doğar” sloganı her ülke için geçerlidir. Alabildiğine milliyetçi, alabildiğine ırkçı, alabildiğine eril ve bir o kadar da şiddet yüklü bu sloganın yanlışlığını anlatıyor. Ama asıl olarak senarist / yönetmen tarafından annesine adanmışlığını da göz önüne alınca, filmin anne oğul ilişkisiyle asker ocağındaki ilişkilerin değişmesini anlattığını anlıyoruz.
Ellis’in (asker arkadaşları soyadıyla, “Fransız” diye sesleniyor, bir aşağılama sözcüğü olarak) yaşamını sürdürecek bir çıkar yol olarak askere katılma kararıyla başlıyor film. Öyle bir ikilem ki bu, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık kadar seçimi zor bir süreç. Kendisini reddetse de (öylesine iğrenir ki oğlundan, oturacağı yerin üzerine gazete serecek kadar, yemek vermekten imtina edecek kadar) anne duygusu, anneye kendini kanıtlama hevesi hiç bitmez.
Askerlik…
Eğitmek değil, ezmek amacıyla sürdürülen bir hizmettir. Eğitim çavuşu daha ilk cümlesiyle onları “ölmekten beter” edeceğini söyler. Ellis’in kendisini (tabii ki asıl annesine) kanıtlama çabasıyla öne çıkmasıyla eşcinselliğinin öğrenilmesi yepyeni baskıların ilk adımı olur. “Barışta ter dökmeyen savaşta kan döker” denirse de barışta da kan dökülür, hem de mahalle baskısıyla. Sadece eşcinsellere değil, farklı inancı olanlara da reva görülür bu baskı. Doğal olarak da ezilenlerin birlikteliği doğar. Peki, kolay mıdır bu birlikteliğin doğuşu? Asla. Tedirginlik ve korku dağları bekliyordur ve insanlar bir anda cayabilir, canavarına teslim olabilir.
Kötüden iyiye geçiyor insanlar. Kimi daha baştan gösteriyor iyiliğini, kimse anlamasa da (izleyici unutsa da), kimi ise görev gereği zorunlu olarak kötüyü oynuyor. Bir an geliyor ki, ister istemez içlerindeki iyiliği gösteriyorlar. Jeremy Pope başarılı bir performans gösteriyor.
21 Temmuz’da gösterimde…
(19 Temmuz 2023)
Korkut Akın