Rüyaların İçinden Geçen Aksiyon

Başlangıç (Inception)
Yönetmen-Senaryo: Christopher Nolan
Müzik: Hans Zimmer
Kurgu: Lee Smith
Görüntü: Wally Pfister
Oyuncular: Leonardo DiCaprio (Cobb), Marion Cotillard (Mal), Ken Watanabe (Saito), Cillian Murphy (Robert Fischer, Jr), Joseph Gordon-Levitt (Arthur), Ellen Page (Ariadne), Tom Hardy (Eames), Dileep Rao (Yusuf), Tom Berenger (Browning), Pete Postlethwaite (Maurice Fischer), Michael Caine (Miles)
Yapım: Warner Bros (2010)

Son dönemlerin yaratıcı yönetmenlerinden İngiliz yönetmen Christopher Nolan, Wachowski kardeşlerin “Matrix” serisinden ilham almış gibi görünen “Başlangıç”ı, aksiyon ve şiddet yüklü bir rüya-film.

1970’te Londra’da doğan son dönemlerin heyecan verici yaratıcı yönetmenlerinden Christopher Nolan, “Inception – Başlangıç” filmi, orijinal adı “Hatıra” olan 2000 yapımı “Memento – Akıl Defteri” gibi anlatım kurgusu heyecan veriyor. Elbette Wachowski kardeşlerin “Matrix” seriyalinden ilhamlar var. “Matrix”, bir bilimkurguydu. “Başlangıç” filmi bir bilimkurgu değil. Elbette “fütüristik” yönleri var. Nolan’ın filmine “Matrix”ten esinlenme diyerek Nolan’ın yaratıcılığını azaltmamalı. Gerçekten Nolan’ın bu filminden daha çok sinemasal tat aldık “Matrix”e göre. Elbette “Matrix”in de hakkını teslim etmek gerek. “Matrix”, sinema tarihine kaldı, öncelikle serinin ilk filmi. Wachowskilerin “Matrix”inde gerçeklik kasvetli bir karanlık dünyaydı. Gerçeklik gerçekdışı yansıyordu. Sanal dünyaysa bildiğimiz dünya gibiydi. Nolan’ın filmindeyse gerçek ve sanal dünya aynı. Bu iki filmin ortak noktası, aynı rüyanın içerisinde ekiplerin aynı anda bulunması. Nolan’ın filminde heyecan verici şeyse, rüyalardan dönüşte Edith Piaf’ın “Non, Je Ne Regrette Rien” (Hayır, Hiç Pişman Değilim) şarkısı duyuluyordu. Nolan, Dominic “Dom” Cobb’ın eşi Mal’ı oynayan Marion Cotillard’a selâm gönderiyor. Cotillard, 2007 yapımı “La Môme – Kaldırım Serçesi”nde Edith Piaf’ın hayatını canlandırdı ve “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar kazandı.

Derin suçluluk duygusu…

Film, Japon kıyılarında açılıyor. Sahilde Cobb’u baygın buluyor ve Cobb, yaşlı bir Japonun yanına götürülüyor. Hikâye geriye döndüğünde her şey bir kaos içerisinde. Cobb, karısı Mal’ın ölümüyle derin bir suçluluk duygusu yaşıyor. Cobb, fikirlerin bir virüs gibi insanın zihnine girip derin takıntılar yarattığını düşünüyor. Karısı Mal’ın da zihnine fikir sokmuş Cobb. Mal rüyanın içerisinde intihar etmiş ve şimde “Araf”tadır Mal. Cobb, Mal’ı rüyada öldürürse suçluluk duygusundan kurtulabilir mi? Belki de. Cobb, gerçeklikte hiçbir zaman ulaşamayacağı çocuklarına ulaşmak için de büyük bir savaşım veriyor. Çocuklarını, kendisine hep sırtı dönük görüyor Cobb. Babası Miles’tan yardım bulan Cobb, ekibine genç üniversite öğrencisi Ariadne’i katıyor. Öncesinde Japon Saito, Cobb’a bir öneride bulunuyor. Dünyanın kullandığı enerjiyi ele gerçirip tekel olmak isteyen Fischer ailesine karşı rüyada küçük bir savaş yapmayı öneriyor. Karşılığındaysa Cobb’a gerçekliğe döndürecek Saito. Ölüm döşeğindeki Maurice Fischer, ölürken kasanın şifresini oğlu Robert’a vermiştir umuduyla ekip oğul Robert’a rüyanın içerisine alıyor ve macera nefes kesici görüntülerle perdeye yansıyor.

Evet. Nolan’ın bu filmi “Matrix”ten ilham almış. Düşünerek sonunda Nolan’ın asıl ve derin ilhamını bulduk. Alejandro Amanebar’ın 1997 yapımı “Abre los Ojos – Aç Gözünü” filmi, Nolan’ın “Başlangıç” filmiyle neredeyse aynı ruhu taşıyor. Nolan, Amanebar filmlerinin tutkunu. Nolan’ın filminde Paris anları da muhteşem bir estetikle yansıyor. Nolan’ın filminin finali, Amanebar’ın filminin finali gibi insanı boşlukta bırakıyor. “Başlangıç”, yıllar geçtikçe değeri çoğalacak filmlere benziyor.

(29 Temmuz 2010)

Ali Erden

[email protected]