Amerikan komedi taklitlerinin, Türk Sinemasında gişede başarı göstermesi, son yıllarda hatırı sayılır seyirci, buna bağlı olarakta hasılat artışı getirdi. Film üretimimiz yılda bir elin parmağını geçmezken, patlama yaşamaya başladık, bu süreçte Kültür Bakanlığı’nın da desteklerinin hızla artması tekrar altın çağ yaşanmasına neden oldu.
Bilindiği üzere bakanlık destekleme komisyonları meslek birliği temsilciliklerinden oluşmaktadır. Meslek birliklerinin var oluş amacı, telif haklarıdır. Destekleme komisyonları için meslek birliklerini muhatap alan, Kültür Bakanlığı onların gerçek işlevi olan telif hakları konusunda herhangi bir somut adım atmak konusundan ısrarla kaçınmaktadır. Birde böyle bir pastada söz hakkı sahibi olmak için mantar gibi meslek birlikleri türedi. Benim bildiğim dört tane yapımcıların kurduğu meslek birliği var, hepsinin bakanlıkta birer temsilcileri mevcut.
Film yapımcısı, filme para bulan, ayrıca kendi parasını riske eden kişidir. Komisyonda dört adet yapımcı temsilcisi bulunmaktadır. 2000 yıllarının başında bakanlık desteği olmadığı süreçte, belki seyirci olarak bile sinemayla ilgisi olmayan kişiler, rant kapısı olunca film yapımcısı olup çıkmıştır. Bu sektöre yıllarını vermiş, profesyoneller bu yağmaları uzaktan izlemektedir. Hâlâ bakanlık komisyonunda ahbap çavuş ve lobi ilişkileri devam etmektedir. Komisyon üyeleri kendilerini bir yarışma jürisi gibi görmektedir.
Desteklemenin tanımı üretim bantında olup, üretim zorluğu çekenleri görmezden gelmek olmamalıdır. Birde bu üyelerin örgütler tarafından seçildiğinden de şüphem var, bunların birçoğunun Bakanlık tarafından seçildiğini düşünüyorum. Çünkü şu an sinema destekleme komisyonunda olan bir şahıs, geçen dönemde bakanlığın tiyatroya destek verdiği komisyonda görev alıyordu. Bu arkadaş hem tiyatro bilirkişisi, hem sinema bilirkişisi midir? Koca örgütten başka görevlendirecek insan yok muydu? İlişkiler her yerde tavan yapmak zorunda mıdır? Komisyon üyelerinden birinin, çektiği sinema filminde senaryo gurubunda çalışmış iki kişiye son dönemde senaryo geliştirme dalında para çıkmıştır. Bu arkadaşlar zaten o desteği hak etmiş yetkin arkadaşlar olabilir. Ama birde o komisyondan refüze edilmiş profesyonelleri düşünün. İnanın listeye bakıyorum, tanıdığım iki üç kişi bile yok, ki ben sekiz sene film yönetmenleri derneğinde yöneticilik yaptım. Sinemacılar sistemin dışına itilmeye çalışıyor.
Kültür Bakanlığı yetkililerine soruyorum: Senaryo geliştirme olarak destek verdiğiniz senaryolardan kaçı sinema filmi olarak çekildi? Öyle “bazı insanları mimledik, boşuna senaryo yollamasın” diye kapalı kapılar ardında konuşmaya benzemiyor. Çıksınlar delikanlı gibi şu komisyon üyeleri kimlerdir, reddettikleri projeler nedir, sinemacı mimlemeyi hangi hadlerine telâffuz ediyorlar açıklasınlar. Koltuklar kalıcı değildir, oralardan kimler geldi kimler geçti. Yetkili zamanlarında etrafında pervane olan insanları, sıradan vatandaşken bulamayan nicelerini gördük. Bürokratlar gelip geçicidir, elinizdeki yetkiyi adil kullanmak zorundasınız. Telif haklarımızı, meslek birliklerinin damağına çaldığınız bir parmak balla geçiştiremezsiniz.
Burası Patagonya değil, Meslek Birliği deyip de, herhangi bir meslek birliğine üye bile olmayan, hiçbir üretimi gerçekleştirmemiş, sinemacı olmayan insanlara dağıttığınız para bir gün karşınıza dikilecektir.
(08 Ağustos 2009)
Bülent Pelit
Bülent Pelit, yazdığınız tamamen doğru. Bu sistem nasılsa birgün çökecek. Sinemacı olmayan kişilerin yazdığı 3 sayfalık sinopsis sanat yüklü değer taşırken, sinemacıların yazdığı 3 sayfa sanat değeri taşımıyormuş. 3 sayfa yazıyı o bakanlıkta kim değerlendiriyorsa? Sanattan anlamayan bakanlık yetkilileri sanatı katletmeye devam ediyor. Bizden kazandıklarını bize dağıtmaları gerekirken başkalarına dağıtmaları hayret verici. Sanat damarları kopmuş bir bakanlık…
Yukarıdaki yazıyı gülerek okudum, ağlanacak halimize gülerek. Birde para vermedikleri projeler için “sinematografik yetersizlik” diye not düşmüşler. Sinematografın ne olduğunu bildiklerini sanmıyorum. “Sinematografi ne?” diye sor, vallahi sağlam iki kelime edemezler. Hemen her dönem bir proje veriyorum, para çıkmayacağını da adım gibi biliyorum. Projeleri veriyorum ki günü geldiğinde hesap sorarken elde kanıt olsun. Burası kimsenin babasının çiftliği değil. Ha… “Devran değişti, bu iktidar mantığı gidene kadar sen öte tarafı boylarsın” diyecek olursanız… Bunların inandığı ilâh olmasa da Mutlak Adalet’in sahibi Bir Allah’a inanıyorum, verdiğim projeler orada delil olur. 🙂 Bu iktidar da çabuk geçer ya hu… Dönem zaten geçiş dönemi, genç arkadaşlar üzülmesin… Bunlar da geçer…