Büyük illere önderlik eden ve bir gelenek oluşturduğunu düşündüğüm Bodrum Film Festivali’nin bu yıl yapılamayacağını üzülerek öğrendim. 6 yıldır Bodrum’da yaşayan bir İstanbul’lu olarak, beni en çok sevindiren etkinlik buydu. Gerek organizasyonda çalışan ekibin dostluğu, titizliği gerek seçilen filmlerdeki yüksek kalite bizi çok mutlu ediyordu. Belki bedava olması nedeniyle yüce halkımız çok ilgi göstermiyordu ama ben bile bazı müdavimleri olduğunu görebiliyordum.
Festivalin yapılamayış nedeni, “Belediye başkanının değişmiş olması mıdır” diye düşünmeden edemiyorum!
Bu yıl ekonomik kriz gerekçesiyle ertelenen pek çok şey olmasına alıştık, ancak Bodrum deyince akla sadece “içelim, dağıtalım, zincirlerimizden boşanalım” fikrinin gelmesini engelleyecek en önemli etkinlikten vaz geçildiğini düşünüyorum. Bence sanattan vazgeçmeye başlarsak, toplumuzdaki ayrışma ve şiddetin önüne geçmemiz iyice güçleşir.
Bodrum’da bir Güzel Sanatlar Fakültesi var ve şimdi de yeni bir okul binası hizmete girdi. Bodrum’daki üniversite öğrencilerinin yaşamlarına sinemanın değmesinin ilerisi için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bodrum gençliğini özendireceğimiz işler “bar, otel, disko işletmek; sezonda insanları kazıklayıp, 9 ay yan gelip yatmak” mı olmalı? Sulu filmler ve abuk TV dizileri dışında, koskoca bir yaratı dünyasının olduğunu, belgeselin tadını öğrenmeleri için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi?
Tamam para bulamıyoruz diyeceksiniz. Ekonomik zorluğun üstesinden gelmek için benim naçizane önerim:
1- Diğer festivallerde olduğu gibi sembolik bir fiyata da olsa bilet satılması,
2- Festivalin yabancılara daha iyi duyurulması.
Bundan önceki festivallerde emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Motive bir ekip oluşturmak ve gönüllü çalışanlar bulmak bu çağda çok güç. Elinizde böyle bir ekip varken, bu fırsatı kaçırmamak gerek.
Sevgi ve selâmlar.
(17 Temmuz 2009)
İlknur Birsel
İçtenlikle hak veriyorum. Bodrum’da, film festivali beni etkileyen organizasyonların başında gelmişti.