Öfke Virüsü Tam Gaz Yayılmayı Sürdürüyor / 28 Yıl Sonra

Büyük Britanya’ya musallat olan öfke virüsü yıllar sonra yeniden beyazperdeye dönüyor. Bu uzun süre zarfında aslında hiç yok olmamış, hatta başka ülkelere de sıçramıştı. Neyse ki ana kıtadan bertaraf edilmiş ama Britanya anakarasında tehdit halen devam ediyor.

2002 yılında gösterime giren ve serinin özgün hikâyesini başlatan ’28 Gün Sonra / 28 Days Later’da virüslü şempanzelerin enfekte ettiği insanlar çok kısa süre içinde Londra sokaklarına yayılarak ölümcül bir salgını başlatmıştı. O dönem henüz 26 yaşında ilk çıkışını yapan Cillian Murphy, bir trafik kazası sonrası bilincini kaybetmiş bir halde yıkık dökük hastane odasında gözlerini açıyor ve kendisi gibi hayatta kalabilmiş Naomi Harris ile birlikte yeni bir yaşam umudunun izini sürüyordu.

Serinin devam filmi 2007’de geldi. Özgün filmin yaratıcıları yönetmen Danny Boyle ve senaryo yazarı (sonradan bir dizi filmin yönetmenliğini yaparak ünlenecek olan) Alex Garland’ın yapımcılığını yaptığı ’28 Hafta Sonra / 28 Weeks Later’ ilk filmle bağlantısı olmayan farklı bir hikâye üzerinden ilerler. 2001 yapımı ‘Bahis / Incognito’ ile tanınan İspanyol yönetmen Juan Carlos Fresnadillos’un yönettiği ikinci epizodda karısını enfekte olmuşların eline bırakarak kaçan Donald’ın (Robert Caryle) sonu hiç de iç acıcı bitmeyen hikâyesi ve Amerika’dan yardıma gelmiş ordu mensuplarının ölüm kalım mücadelesi anlatılır. İlkine göre çok daha vahşi ve umutsuz bir serüvendir bu.

Bir dolu zombi filmi ve televizyon dizisine esin kaynağı olmuş seri uzunca bir aradan sonra ilk yaratıcılarının eliyle ve yeni bir üçleme müjdesiyle gün ışığına çıkıyor. İskoçya dağlarındaki bir sığınma bölgesinin virüslülerce istilâsı ve ‘teletubbies’ izleyen çocukların ebeveynlerinin çığlıkları ile açılan 28 Yıl Sonra / 28 Years Later’ küçük Jimmy’nin boynunda rahip babasının haçı ile kaçıp kurtulabildiği ürpertici giriş sekansının ardından, anakara ile sadece cezir zamanı geçilebilen dolgu bir yol ile bağlantısı bulunan adacıkta kendi uygarlıklarını kurmuş küçük insan topluluğunun yaşam mücadelesine atlıyor. Yiyecek ve içeceğin sınırlı elde edilebildiği, elektriğin olmadığı, sağlık hizmetlerinin imece usulü sağlandığı küçük köy sakinleri denizden gelebilecek her türlü tehlikeye karşı bir gözetleme ve savunma sistemi kurmuş, genci yaşlısıyla kendilerinin imal ettiği ok ve yaylarla atış talimi yaparak her an savaşa hazır hale gelmişlerdir.

Yeni üçlemenin ilk filmi birbirine bağlı birer saatlik iki bölümden oluşuyor. İlk bir saatlik bölümde köyün savaşçı sakinlerinden Jamie (Aaron Taylor – Johnson) 12 yaşındaki oğlu Spikey’yi (Alfie Williams) dış dünya ve virüslülerle tanıştıracağı ilk avı için korunaklı alanın dışına çıkarıyor. Bu süreçte küçük çocuk, solucanla beslenen yavaş sürünenler yanında çok daha zeki ve hızlı Alfalar ile yüz yüze geliyor. İkinci bölüm ise oğlanın hasta annesi Isla’yı (en son ‘Motorcular / The Bikeriders’da izlediğimiz Jodie Comer) anakara ormanlarında yaşayan Dr. Kelsen (Ralph Nelson) ile buluşturmak üzere yanlarında babası olmadan gizlice kaçışı üzerinden ilerliyor.

Bu ikinci fasılda, enfekte olmuşlardan korunmak için bedenini iyodla kaplamış doktor dışında Britanya’ya gönüllü savaşmaya gelmiş Viking torunu İsveçli Erik (Edvin Ryding), Alfaların en belâlısı Samson (Chi Lewis – Parry) ve hamile partneri devreye giriyor. Bu arada, Dr. Kelson’ın ölümü ve sevgiyi hatırlama adına filmin afişinde yer alan kuru kafalar üzerinde yükselen dev anıtın etrafında yaşam, ölüm ve sevgiye dair aforizmaları ile filmin tonu değişiveriyor.

Boyle ve Garland’ın yıllar sonra gelen devam filminde ilgiyi ayakta tutabilmek için tüm tuşlara bastıklarına tanık oluyoruz. Enfekte kadından doğan ve hastalıksız gözüken bebeğin geleceği, son sekansta zıpır çetesiyle arzı endam eden açılıştaki Jimmy’nin delikanlı olarak hikâyeye dahli vs. yeni üçlemenin Ocak 2026’da vizyona girmesi beklenen bir sonraki ayağı ’28 Year Later: The Bone Temple’ için yapılmış yatırımlar olarak duruyor.

’28 Yıl Sonra’nın özgün ilk seriye şimdilik çok fazla bir şey katmadığı söylenebilir. İlk filmin görüntü yönetmenliğini üstlenen ve bu çalışmasıyla Avrupa Sinema Ödülü’ne layık görülen Anthony Dod Mantle yeniden görevinin başına dönmüş ama ilk filmin özellikle ‘yağmurlu şimşekli gece sekansında’ zirveye ulaşan ışık-gölge oyunlarının başarısına bu kez yaklaşamamış. Yeni serinin yürütücü yapımcılarından Cillian Murphy bu filmde oyuncu olarak gözükmüyor ancak birkaç karede bir görünüp kaybolan zombi karakterin onu andırdığı bir gerçek. Üçlemenin son bölümünde ‘Oppenheimer’dan Oscarlı oyuncunun önemli bir karakter olarak seriye döneceği söyleniyor. Bekleyelim, görelim.

(19 Haziran 2025)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir