Murat Onbul’un yönettiği ve Nihayet Şahin, Caner Kurtaran, Zeynep Kankonde ile Engin Hepileri’in oynadığı Aybüke – Öğretmen Oldum Ben, 24 Kasım 2023’de TME Films dağıtımıyla TRT – Bee Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Aybüke: Öğretmen Oldum Ben, şehit öğretmen Aybüke Yalçın’ın hayatını ve öğretmenlik azmini anlatıyor. Filmin diğer oyuncuları arasında Zeynep Kankonde, Caner Kurtaran, Aslıhan Kapanşahin, Gizem Arıkan, Ahmet Eren Yıldız, Aysima Zeynep Erişir, Buse Pehlivan, Doğukan Çevik, Ercüment Çırak, Gülşah Yavuz, Musab Doğan, Mustafa Keser, Necib Karakaya, Onur Yenidünyai gibi isimler bulunuyor.
Günlük arşivler: 16 Ağustos 2023
Korkut Akın Yazıyor: Geçmişiniz Sizinle… Blue Beetle
Sinemanın 37 harfi var, a-be-ce gibi düşünürsek. O harfleri birleştirerek yeni sözcükler oluşturup cümleler kuruyoruz. Müzikteki nota sayısı da az ama sonsuz tını oluşturulabiliyor. …ama yine de birçok benzerlik söz konusu olabiliyor. Buna ek olarak bazı beğenilmişliklerle bağlantılı olarak birbirinin benzeri cümleler ardı arkasına kuruluyor. Yani, benzer öykülerle benzer filmler çekiliyor. Buna rağmen, Blue Beetle, bu tekdüze gidişi … Devamı… »
Bak Şu Leyleğe 2: Zümrüt Taşının Peşinde, 13 Ekim’de Sinemalarda
Renkli kanatlar yepyeni maceralara uçuyor. Bak Şu Leyleğe filminin ekibinden, herkesin beğenerek izleyeceği eğlence dolu bir film. Dünyaca ünlü animasyon Minyonlar (Minions) filminin ekibinden Mette Tange’nin yönettiği Bak Şu Leyleğe 2: Zümrüt Taşının Peşinde (Richard the Stork and the Mystery of the Great Jewel) filminde sevimli küçük serçe Richard, dostlarıyla birlikte yine kendini heyecan dolu bir macerada buluyor.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Geçmişiniz Sizinle… Blue Beetle
Sinemanın 37 harfi var, a-be-ce gibi düşünürsek. O harfleri birleştirerek yeni sözcükler oluşturup cümleler kuruyoruz. Müzikteki nota sayısı da az ama sonsuz tını oluşturulabiliyor. …ama yine de birçok benzerlik söz konusu olabiliyor. Buna ek olarak bazı beğenilmişliklerle bağlantılı olarak birbirinin benzeri cümleler ardı arkasına kuruluyor. Yani, benzer öykülerle benzer filmler çekiliyor. Buna rağmen, Blue Beetle, bu tekdüze gidişi kırmaya kararlı.
Yine bir olağanüstü güç
Jaime Reyes (Xolo Maridueña) mezun olmanın mutluluğuyla ailesinin yanına döndüğünde, hayatın gerçek yüzüyle karşılaşır. Bir büyük firma (tröst demek daha doğru aslında) evlerine el koymuş ve çıkartmaya zorluyor; gelirleri kısıtlı olan aile bir çözümsüzlüğün içindedir. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi çalışanlara az para verilmekte, insanlar işsizlikten yakınmakta ve bu zor durumu aşmak için çabalamaktadır.
Jenny Kord (Bruna Marquezine), babasının haklarını da vermeyip dünyayı ele geçirmeye çalışan halasından (Susan Sarandon) çaldığı olağanüstü güç kaynağını Genç Jaime’ye verir. O olağanüstü güç, kendisini sevince, bünyesine girer ve genç Jaime yeni bir Süperman, Batman, Kaptan Amerika vb. olur, istemese de…
Buraya kadarı hemen her bilimkurgu filminden bildiğimiz bir giriş. Ancak bundan sonrası farklı; çünkü Reyes ailesi birbirine bağlı, birbirini seven ve savunan bir ailedir. Ailenin geçmişinde (büyükanne ve amca) antiemperyalist düşünceleri nedeniyle militandırlar gençliklerinde (Filmin girişinde, amcanın güvenlik kameralarından sakınmasının gerekçesi çıkıyor ortaya).
İyilerle kötüler…
Bir aksiyon filmi olmasına rağmen komediyi, gerilimi ve (ağlatan değilse de gözü yaşartan) dramayı içeren Blue Beetle’da bir anti kahramandan söz etmek de mümkün. Şiddetten alabildiğine kaçınan Jaime, hiçbir zaman kahraman olmak istemiyor. Jaime’nin olağanüstü güç sahibi olmasıyla birlikte denge değişince film, bir iyilerle kötüler arasındaki savaşa dönüşüyor. Aile sevgisi belirgin bir biçimde sergileniyor.
Benim kurtarıcım…
Okurlar farkındadır, birkaç gündür Koreli Yousu Kim, değerlendirmeleriyle katkı sunuyor yazılarıma… Bu kez, gerçekten de daha iyi yazdığı için benim Blue Beetle’ım oldu.
“Blue Beetle, birçok diğer film gibi, hem keyif hem de duygu içeren ve değerli dersler sunan bir filmdi. Bu film, ne kadar zengin olunursa olunsun, aile sıcaklığı ve sağlıklı insan ilişkileri olmadan yaşamın çok yalnız hissedilebileceğini gösterdi. Aynı zamanda bu sevginin birçok hayat zorluğunu aşmada yardımcı olabileceğini de gösterdi. Başkalarıyla bağlantı kurma hissi ve ailenin değerliliği birbirine ifade edilmeli, çünkü bu anlar sonsuz değil; böylece pişmanlık yaşanmaz.
Şaşırtıcı bir şekilde, ailenin en büyüğü ve sözü dinlenen tek kişisi büyükanne bende kalıcı bir hatıra bıraktı. O, herkesten daha güçlü bir karaktere sahipti. Diğer aile üyeleri sevdiklerinin ölümlerine yas tutarken bile sakin ve güçlü kalmıştı; bu düşünce bile yüreğimi acıttı. Böylesine dayanıklı bir birey olmak için kaç deneyimden geçtiğini hayal etmek bile içimde bir yerde bir duygu hissettiriyor.
İnsanın büyümesi nereye kadar devam eder?
Blue Beetle’ı izlerken aynı zamanda yanılgılı inançların insanın düşüşüne nasıl yol açabileceğini fark ettim. Acı yaşayan insanlar genellikle öfke ifade etmek ve ona dayanmak için bir şey veya birine karşı derin bir kin geliştirirler. Bu süreçte acı tekrar tekrar yüzeye çıkabilir ve böyle düşünceler ortaya çıkar: Eğer o kişinin hayatında sıcak bir varlık olsaydı.
Düşünülemez suçların yaşandığı Güney Kore’deki mevcut duruma bakarken, suçluların gençliklerinde en azından bir olumlu etkiye sahip olsalardı bazı şeyler farklı olabilirdi diye düşünmemek elde değil. Aşk ve ilginin gücüne inanan biri olarak, içten içe derin bir üzüntü hissetmemek mümkün değildi.”
18 Ağustos tarihinden başlayarak gösterimde…
(16 Temmuz 2023)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com
Dehşet Veren Korku Oyunu Serisinden Uyarlanan Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece Filminin Teaser Afişi Paylaşıldı
Yönetmenliğini Emma Tammi’nin üstlendiği ve Josh Hutcherson, Elizabeth Lail, Kat Conner Sterling ile Piper Rubio gibi tanınmış oyuncuların rol aldığı Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece (Five Nights at Freddy’s) adlı filmin Türkçe teaser afişi internet ortamında yayına verildi. Film, sorunlu bir güvenlik görevlisinin Freddy Fazbear’ın Pizza Dükkanı’nda çalışmaya başlamasını konu alıyor. Güvenlik görevlisi ilk gece işinde Freddy’nin Pizza Dükkanı’ndaki gece vardiyasından sağ çıkmanın kolay olmayacağını anlar. Başrollerinde Josh Hutcherson, Elizabeth Lail, Kat Conner Sterling ve Piper Rubio’nun oynadığı film 27 Ekim 2023 tarihinde sinemalarımızda vizyona girecek.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
8. Altınkepenk Uluslararası Kısa Film Yarışması
ESDER – Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Genel Merkezi, Anadoludan Balkanlara Üreten Kadınlar (From Anatolia to the Balkans Producing Women) başlığı altında 8. Altınkepek Uluslararası Kısa Film Yarışması (8. Altınkepenk International Short Film Competition) düzenliyor. Yarışmaya katılmak için son başvuru tarihinin 05 Kasım 2023 olduğu açıklandı. 8. Altınkepek Uluslararası Kısa Film Yarışması (8. Altınkepenk International Short Film Competition) ödüllerinin ise birinci filme 40.000 TL, ikinci filme 30.000 TL ve üçüncü filme 20.000 TL olarak belirlendiği duyuruldu. Yarışmada ayrıca üç adet filme de 10.000’er TL mansiyon ödülü verilecek.
8. Altınkepenk Uluslararası Kısa Film Yarışması yazısına devam et
Uluslararası Antakya Film Festivali’ne Film Başvurusu Yağmuru
Bu yıl “Antakya Varsa Ben de Varım” mottosuyla 13 – 19 Ekim 2023 tarihlerinde Antakya’da düzenlenecek olan 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne adeta film başvurusu yağıyor. Festival seçici kurulu yaklaşık 400 filmin başvuruda bulunduğunu kaydetti. Festivalin başkanı Mehmet Oflazoğlu konu hakkında şunları söyledi: “Festivalimize bu yıl ilgi çok büyük. Ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeniyle büyük üzüntü içerisindeyiz. Yaşadığımız bu zor günlerden, dayanışmayla çıkacağımıza inanıyoruz. 2013’te başladığımız Uluslararası Antakya Film Festivali’ni, yine aynı yerinde ama bu defa çadır ve konteyner kamplarında yapacağız.”
- Basın Bülteni
- Sanat Dünyasından Festivale Video Desteği
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Bana Bir Yalan Söyle Kendi Gerçeğin Olsun
“Halk Sağlığında Koruyucu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon” adlı kitap ve DVD çalışması bulunan, klinik psikonöroloji eğitimini tamamlamış, homeopati hizmeti veren Fzt. Osteopat İbrahim Mayda’dan, bir bilimsel gerçekliği paylaşarak başlamak en doğrusu… Herkesin bilmesi ve kabul etmesi gerekirken bizim ülkemizde kulaktan dolma söylentilerle mahalle baskısı yaratılıyor ve yaşamlar söndürülüyor. “Inferior Nucleus … Devamı… »
Bana Bir Yalan Söyle Kendi Gerçeğin Olsun
“Halk Sağlığında Koruyucu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon” adlı kitap ve DVD çalışması bulunan, klinik psikonöroloji eğitimini tamamlamış, homeopati hizmeti veren Fzt. Osteopat İbrahim Mayda’dan, bir bilimsel gerçekliği paylaşarak başlamak en doğrusu… Herkesin bilmesi ve kabul etmesi gerekirken bizim ülkemizde kulaktan dolma söylentilerle mahalle baskısı yaratılıyor ve yaşamlar söndürülüyor.
“Inferior Nucleus Anterior Hypothalamus (INAH): Cinsiyet, hamileliğin 9. haftasında testesteron düzeyine göre belirleniyor. INAH, erkekte testesterondan dolayı biraz büyük, kadında da östrojenin fazlalığına bağlı olarak biraz küçüktür. Erkekte testesteron yüksek östrojen düşük, kadında ise östrojen yüksek testesteron düşüktür. INAH normalin biraz altında ise fibromyalji sendromu, ondan biraz daha düşükse biseksüel eğilimler, daha da düşükse ilişkide pasiflikler yaşanır. INAH her iki cinste normalden yüksekse gerek erkekte gerekse kadında aktiflik önde olur.
INAH’ın normalin dışında olmasına ek olarak epigenetik yaşamdaki olumsuzluklar beslenme alışkanlıkları çocuk yaşta cinsel travmalar psikolojik travmalar vs. INAH’ın normalin dışında olmasındaki tabloyu destekler. Erkek erkeğe ya da kadın kadına olan cinsellik bir hastalık değil, kendi doğalarının gereği yaptıkları birlikteliklerdir. Herkesin saygı duymak gibi bir zorunluluğu vardır ve ötekileştirilmemelidirler.”
Otobiyografik öykü…
Bir kitaptan uyarlanan “Bırak Artık Şu Yalanlarını”, dedikodularla yaratılan korku dolu tedirginliği giderecek bir film. İlk aşkın ve yaşattığı heyecanın bir ömür boyu sürecek hatıraların özel önemini aktarıyor biz izleyiciye… “Seni seviyorum, ama bundan sana ne” yaklaşımı, aslında aşkın tek taraflı olduğunun da göstergesidir; eğer arada büyüyen duygu karşılıklı iki kişiyi de yüceltiyorsa, zaten sürüyor. Siz, birini seversiniz, o bir başkasını seviyordur ve bir araya gelmeniz mümkün değildir… İşte o zaman aranızdaki duygular bıraktığınız yerde durmaz. Ya büyür gelişir, bir daha tutamazsınız ucundan bile ya da o denli genişler yayılır ki asla toparlanamaz. Peki, ne olur o zaman?
Herkes kendi yoluna…
İçinizde yaşatırsınız duygularınızı, görmeseniz de, işitmeseniz de… İki yüzüncü yılını kutlayan ünlü bir konyak markasının etkinliğinde yer alan romancı Stéphane Belcourt (Guillaume de Tonquedec), uzun yıllar sonra dönmüştür kentine. Her şey değişmiştir, insanlar da, ortam da, ilişkiler de… Geçmişini anımsar her adımda. Unuttuğu, unutturulması istenen geçmişini, aradan geçen yıllar sonrasında yeniden hatırlar. İlk gençlik yıllarında aşk yaşadığı Thomas yoktur, ama oğlu Lucas Andrieu (Victor Belmondo) ile tanışır. Doğal olarak da anılar birbirini kovalar.
Sıradan bir öykü gibi gelse de tutucu düşüncenizin zincirlediği duygularınızı sarıp sarmalayacak bir anlatım “Bırak Artık Şu Yalanlarını”. Gerçek duyguların alabildiğine yalın ve sapmadan anlatıldığı film, yönetmen Olivier Peyon’un başarısını da kanıtlıyor. Film, duygunuzu sınırlamadan ve sizi zorlamadan konuyu gerçekten çok iyi anlatıyor. Oyuncular da (özellikle Tonquedec ve oğul Belmando müthiş, Guilaine Londez’in canlandırdığı organizasyon sorumlusu Gaëlle Flamand) yönetmene katılınca filmin gücü de yükseliyor, heyecanı da, etkisi de… Müziğini de unutmamak gerekir muhakkak.
Otobiyografik kitabın filmi de aynı çizgiyi sürdürüyor. Geri dönüşlerle hatırlananlar arasında güçlü bir bağ kuruluyor ve olayları şu anda veya geri dönüşlerde ortaya çıkarken izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Şimdiki zaman ile geçmiş arasında gidip gelen bir film yeni bir şey değil aslında, ilk aşkını anan birinin anlatılması da yeni değil, ama “Bırak Artık Şu Yalanlarını”, hepsini bir potada birleştirerek sağlam bir yapı oluşturuyor.
Sadece görüntüye bakarak…
Sinemayı çok seven, dilini bilmese de filmi (Fransızcaydı, altyazı da Türkçe olunca) sıkılmadan, büyük bir özenle -ve tabii, keyifle- izleyen Koreli misafirimiz Yousu Kim, şöyle yazdı duygularını:
Film “Lie With Me”, benim için renkli bir aşk büyüsü gibiydi. Anladığım bir dil olmadığı için, sadece filmin kendisini gözlemliyordum. Aslında, filmin sesinin bir yan öğe olduğunu söyleyen ustanın sözünü doğrularcasına sadece görüntüyü izleme fırsatının benzersiz bir deneyim olduğunu sezdim. Anlatılanın ayrıntılarını bıraktığım anda, oyuncuların yüzlerindeki küçük duygu değişikliklerini görebilmeye başladım. Ani üzüntüden beklenmedik gerçeklerle yüzleşmenin hayal kırıklığına, pişmanlığın acısından karşılıksız sevginin yürek parçalayıcı hüznüne kadar geçişler belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Bu, neredeyse sihirli bir bağ gibiydi…
18 Ağustos tarihinden başlayarak gösterimde.
(15 Ağustos 2023)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com