Öylesine zorlu koşullarda yaşıyoruz ya da yaşatılıyoruz ki, çözümsüzlüğü çözüm diye gösteriyorlar ve hep aldanıyoruz.
Sürü, Kolombiyalı iki gencin alkol içip uyuşturucu kullandıktan sonra işledikleri cinayet sonrası götürüldükleri cezaevinde yaşananları anlatıyor. Bir ormanın derinliklerinde, güya rehabilite edilecek “suçlu” ergenler, aslında birileri için keyifli bir yaşam merkezi hazırlıyorlar. Başlarındaki eli silahlı gardiyandan, idealist ve dini telkinlerle onları “doğru yol”a getireceğine inanan koruyucuya, hükümlü gençler de dahil kimse inanmıyor bu “cehennem”den başarıyla çıkılacağına.
Karanlık…
Bizim ülkemizde ormanlar kesiliyor, jandarma kesenleri değil korumaya çalışanları engelliyor. Diğer tarafta ormanlar yanıyor, söndürmek için koşturanlar engelleniyor. Her ikisini de devletin güçleri yapıyor, olan doğayı korumak için mücadele edenlere oluyor. Kolombiya’da ise orman birilerine peşkeş çekilmek üzere hükümlü gençlerin dur durak bilmeyen insanüstü çabalarıyla yaşanılabilir yere çevrilmeye çalışılıyor. Film, her iki bakışın da yanlışlığını sorgulamak için ipuçları veriyor izleyicilere.
Biz, film üzerinden gidelim ve Kolombiya’daki öyküye odaklanalım, sizler de ülkemize uyarlayın: “Sanat, görünenle görünmeyen arasında bir köprüdür.” diyen yönetmen Andres Ramirez Pulido, filmiyle, sorunlu gençlerin zorunlu tutuldukları hapishanedeki karanlık yaşamı izletiyor.
Babasını öldürmeyi düşleyen, ama yanlışlıkla bir başkasını vuran (bu arada cesedi de bulunamıyor) Eliu’nun ve cürmü birlikte işlediği El Mono’nun (suç ortağı) tedirgin ama bir o kadar da boyun eğmeyen duruşları, dar alanda da olsa bir başkaldırı. Diğer taraftan öldürdükleri adamın yakınlarının intikam alma girişimleriyle, Eliu’nun kardeşinin oluşturduğu çete ile babasını öldürme kararlılığı arasında izleyici sözsüz bir şiddeti yaşıyor. Gerçek mi yoksa yanılsama mı tüm bunlar?
Ormanın derinliklerindeki gençlerin bilinmezliği ve karanlık görüntüler izleyicinin içine işliyor. Sıkıcı bir film sanılsa da sorgulayan ve sorgulatan bir film Sürü.
Suçlu da olsa insan, sosyal bir varlıktır ve muhakkak ki, hakları vardır.
Küçük bir not…
Film adları belirleyici olur izleyicinin zihninde… Filmin orijinal adı La Jauria, Türkçeye Sürü olarak çevrilmiş. Sözcük anlamı üzerinden bakarsak La Jauria Fransızcada Jüri anlamına gelirken Kolombiya’da kullanılan İspanyolcada “Paket” demek… Ancak ses benzetmesinden yararlanılarak filmin adının “Sürü” olması uygun görülmüş. Her üç sözcük de filmin içeriği hakkında bilgi vermiyor (tabii, çağrışımlar üzerinden her üç adı da anlamlandırabilir, aralarındaki diyalektik bağı kurabilirsiniz). Belki merak uyandıran bir ad verilebilirdi ve izleyici için daha da çağıran bir isim olabilirdi…
28 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…
(27 Temmuz 2023)
[email protected]