Fatih Akın’ın pandemi sonrası gösterime giren son çalışması ‘Ren Altını / Rheingold’ Kürt asıllı Alman gangsta rapçi Giwar Hajabi, nam-ı diğer Xatar’ın otobiyografik romanı ‘Alles Oder Nix’ten (Ya Hep Ya Hiç) uyarlanmış. Xatar’ın fırtınalı yaşamından ilk hatırladığı kareler bir Irak hapishanesinden. İran Kürtlerinden saygın bir besteci olan babası Eghbal Hajabi 1979 yılında Humeyni diktasınca aforoz edildiğinde karısı ile dağda özgürlük savaşçılarına katılıyor. Burada bir mağarada doğan oğlan çocuğa ‘acı çekmekten doğan’ anlamına gelen Giwar adı veriliyor. İran – Irak savaşının ortasında Bağdat’a doğru yola çıkan aileyi casus oldukları şüphesiyle Irak hapishanesinde zor günler bekliyor.
1986 yılında Fransa’ya iltica eden Hajabilerin Paris’teki düzeni ünlü bestecinin evi terk etmesi ile sarsılır. Müzisyen anne ev işlerine giderek aileyi ayakta tutmak için çabalasa da, piyano eğitimini yarım bırakacak olan Giwar yeraltı dünyasının girdabında bambaşka bir hayata yelken açacak, Fransa – Hollanda – Almanya üçgeninde küçük bir suçludan büyük bir uyuşturucu satıcısı düzeyine yükselişi pek hızlı olacaktır. Bir sevkiyatı kaybolunca, uyuşturucu çetesine borçlarını temizlemek için genç adamın devasa bir altın soyguna dahil olması kaçınılmaz olur. Yeniden hapishane yıllarına dönüş yapacak olan Giwar çileli başlamış hayatının öfkesi ve isyanını kelimelere döktüğünde -Kürtçe ‘tehlikeli’ anlamına gelen- Xatar adını alacak ve önünde gettolardan müzik listelerinin zirvesine uzanan yeni bir kapı açılacaktır.
Xatar’ın dramatik olduğu kadar şaşırtıcı öyküsü Akın’ın büyük ilgisini çekmiş ve senaryo yazımında öykünün ana karakteri ile işbirliği yapmış. Xatar’ın olgunluk dönemini Alman oyuncu ve karate şampiyonu Emilio Sakraya canlandırdığı yapımda Akın’ın göçmen getto yaşamı ve yeraltı dünyası bölümlerinde önceki filmlerinden aşina olduğumuz kıvrak anlatımına tanıklık ediyoruz. Guy Ritchie esinli soygun ve kaçıp kovalamaca bölümleri ise filmin dağıtımını üstlenmiş Alman Warner Bros aracılığı ile Hollywood’a bir selam çakma gibi duruyor. Ancak sinemacının 30 yılı aşkın bir yaşam dilimini iki küsur saat içine sığdırma çabası 2014 yapımı ‘Kesik / The Cut’ örneğinde olduğu gibi başarılı bir sonuç vermiyor. Giwar’ın ailesi ve kız arkadaşı ile ilişkisi son derece klişe sahnelerle geçiştirilmiş. Aynı karikatürize yaklaşımın müzik ve rap tutkusunun gelişim süreci için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Film iddialı ve eksantrik adını, post romantik dönemin dev Alman bestecisi Richard Wagner’in Nibelungenleid ismini taşıyan İskandinav mitolojisi esinli dört epik operası (ya da bestecinin tercih ettiği terminoloji ile ‘dram’ından) oluşan müzikal serinin ilk bölümünden almış. Mitolojik deniz kızlarının muhafaza ettiği Ren Altını esprisi Akın’ın kentten kente dağılan öyküsünü toparlamaya yetmiyor ne yazık ki.
(01 Temmuz 2023)
Ferhan Baran