Rüzgârın Fısıldadıklarını Duyuyor musun?: Bir Umut

“Özgür Sanat Meclisi” oluşumu içerisinde -ki, bu önemli, bir yanıyla sanattan taraf ama siyaseten tarafsız, sanat hak ve özgürlüklerinin hayata geç(iril)mesi için bütün disiplinlerin katıldığı bir meclis oluşumu- bireysel sanatçılarla ekip çalışmasıyla üretilen sanat alanlarındakiler arasında bir tartışma yaşanıyor. Ekip çalışmasıyla üretenler hem yapıyı, hem sanatı, hem sanatçıyı öne çıkarır ve ortaklaşa karar vermenin gerekliliğini ifade ederken, işi ve sanatıyla birebir baş başa kalıp üretenler tek tek karar vermeye daha yakın davranıyor.

“Bir Umut” filmi, bir ekip -gerçek anlamda ekip- çalışması. Aynı çatı altında, aynı düş(ünce)ler içinde, aynı olaya farklı pencerelerden baka(bile)n iki insanın senaryosu üzerine yapılmış. Belli ki çok tartışma yaşanmış, çok karar değiştirilmiş, en iyisinin, en doğrusunun, en güzelinin oluşabilmesi için çaba harcanmış.

Büyümeyen erkek

Erkek egemen bir ülkenin erkek egemen bir toplumunda, her şeye karar (!) veren bir erkeğin büyümemesi sorunları da beraberinde getiriyor. Asiye ile Umut, evli ve bir tiyatroda birlikte çalışmaktadırlar. Umut, babası ölüp annesi ikinci evliliğini yapınca dayısının yanında kalmış, içindeki hevesi, umudu yaşayamamış, alabildiğine gergin ama bir yanıyla da içine kapanık biridir. Yıllardır görmediği, aramadığı, konuşmadığı annesi hastalanınca onunla ilgilenmek zorunda kalır. Filmin özeti bu. Ancak katmanları çok ve yaygın; hemen her şey bir başka soru işareti açıyor, kasap çengeli örneği…

Dingin, rahat anlatım…

Ümit Köreken, ne anlattığını, niye anlatması gerektiğini bilen bir yönetmen ve sakin bir film çıkarmış. Genç yönetmenlerin mizansen verememe sorununu aşmış, istediğini alabilmek için -Antalya Film Festivali’nde ilk gösterimi sonrasında yapılan söyleşide dile getiriyor- hem ekibinin hem de oyuncularını alabildiğine yormuş. Senaryoyu birlikte yazdıkları Nursen Çetin Köreken’in hem dışarıdan bir kadın gözüyle bakışını hem de filmin dramatik yapısını belli bir düzeye çıkarmış olmasını unutmadan; emekleri için ikisine de teşekkür etmek gerekir, bunca gerçekçi, bunca etkileyici, bunca soru sorduran bir film yaptıkları için. Montajına ama özellikle müziğine dikkati çekmek isterim, Yönetmen Köreken, işinde gerçekten titiz olduğunu kanıtlıyor. İzleyici, perdeden yansıyanlarda kendini görecek ve muhakkak bir iç hesaplaşmaya gidecektir. Bu “hesaplaşma” değerlidir, çünkü gerek dini gerekse geleneklerden kaynaklanan bu sosyopolitik travma atlatılmadıkça sorun sürecektir.

Bir yol ayrımı…

Filmin adı, aslında iki seçenek sunuyor bize. İlki, karakterinin adı… İkincisi bir şans, bir fırsat, bir çözüm olanağı… Tam da o nedenle heyecan ve bir o kadar da merak yüklü bir film. Bu yıl, deprem ve seçim gibi gerginlikler yaşadık “Bir Umut”un dinginliği çok iyi geldi.

Bir festival duyurusu

26 Mayıs – 04 Haziren tarihleri arasında yapılacak olan Kırmızı Lale Film Festivali, ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimiyle çakışıyor olsa da Hollanda’da, başta sinemamızın ve bağlı olarak tüm sanat dallarının yaşamın güzelliğini yansıtacağına inanıyorum. Ayrıntılı bilgiyi www.rtff.nl adresinden alabilirsiniz.

19 Mayıs’tan başlayarak gösterimde…

(17 Mayıs 2023)

korkutakin@gmail.com

“Rüzgârın Fısıldadıklarını Duyuyor musun?: Bir Umut” üzerine bir yorum

  1. Yalnız bırakmamalı o zaman bu dinginliği… Teşekkürler bilgilendirdiğin için. İlk fırsatta gidilecektir.

Yorumlar kapalı.