42. İstanbul Film Festivali Ulusal Altın Lale Adaylarına Bir Bakış

‘Ulusal Altın Lale Yarışması’ sinemamızın son hasadından öne çıkan örneklerin izleyici karşısına çıkacağı, 06 Nisan akşamı açılışı yapılan 42. İstanbul Film Festivali’nin ilgiyle takip edilen bölümlerinden biri. Bu yıl jüri başkanlığını ‘Kurak Günler’ ile yılın ödül rekortmeni olan yönetmen Emin Alper üstleniyor. Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, görüntü yönetmeni A. Emre Tanyıldız, kurgucu Aylin Zoi Tinel ile gazeteci yazar Seray Şahiner jürinin diğer saygın üyelerini oluşturuyor. Jüri, Altın Lale en iyi film, yönetmen, Onat Kutlar adına Jüri Özel Ödülü, erkek oyuncu, kadın oyuncu, senaryo, görüntü yönetmeni, kurgu ve özgün müzik dallarında ödül veriyor.

Yarışma seçkisi 11 filmden oluşuyor. Yarışmanın öne çıkan filmlerinden ‘Boğa Boğa’, başarılı oyunculuk kariyerinin ardından 2017 yapımı ‘Daha’ ile haklı övgüler alan Onur Saylak’ın bir kez daha yazar Hakan Günday’ın senaryosundan yola çıktığı yeni çalışması. Kıvanç Tatlıtuğ ile Funda Eryiğit’in canlandırdıkları İstanbullu çift yeni bir hayata başlamak üzere Kuzey Ege’de bir köye yerleşiyor. Ancak ilk günden itibaren köylüler Yalın’a olumsuz ve tehditkâr biçimde yaklaşıyor. Çok geçmeden bu tepkilerin şiddeti hızla yükseldiğinde, Yalın’ın gerçekte kim olduğu ortaya çıkacak ve köy halkıyla arasında gizli bir savaş başlayacaktır.

İstanbul Film Festivali’nden bol ödüllü ‘Sarı Sıcak’ (2017) ve ‘Çatlak’ (2020) filmleri ile kendisini kanıtlamış yönetmen Fikret Ceyhan imzalı ‘Cam Perde’nin öyküsü dört yaşındaki oğluyla yaşayan genç bir kadın etrafında şekilleniyor. Nesrin bir yandan eski eşinin baskıları ve bürokratik engellerle uğraşırken, öte yandan sevgilisi Selim ile olan birlikteliğinde kritik kararlar almanın eşiğindedir.

Sinemamızın çağdaş yaratıcı yönetmenlerinden Kaan Müjdeci’nin fantastik çalışması ‘Iguana Tokyo’ yakın bir gelecekte Japonya’nın başkentinde geçiyor. Şehrin her köşesinin tüm sosyal katmanların sanal bir gerçeklik oyununun büyüsü altında olduğu bir ortamda, her yaş ve statüden insanın kendini içinde özgürce kaybedebildiği bu oyun sıradan bir aile için kazanan ferdin tüm aileyi yönettiği tehlikeli bir deneyime dönüşür. İnsanların gerçeklikten kolayca kaçabildiği ve yalnızca hayvanların dışarda olduğu bu yeni dünyada, devasa yeşil bir iguana insanların iki dünya arasında yavaş yavaş kendilerini kaybetmelerine tanık olabilen tek canlı olacaktır.

2012 yapımı ilk uzun metrajı ‘Şimdiki Zaman’ ile aklımızda kalmış olan Belmin Söylemez’in 10 yıl aradan sonra çektiği yeni filmi ‘Ayna Ayna’, toplumun giderek daha da muhafazakârlaştığı günümüz İstanbul’unda bağımsız olarak ayakta kalma mücadelesi veren kadınların peşine düşmüş. Oyuncu olma hayali kuran Aylin, baskıcı babasından kurtulup kendi hayatını kurabilmek için bir Osmanlı dizisindeki cariye rolünü kapmak ister. Frida, bir türlü bitiremediği Frida’ya Mektuplar oyununu sokaklarda prova eder. Oyunlar sergileyen ve oyunculuk kursu veren Lale, ekonomik zorluklara rağmen tiyatrosunu ayakta tutmak için mücadele eder. Üç kadının yolları Lale’nin kursunda kesişecektir.

2023 Berlin Film Festivali’nin Karşılaşmalar bölümünde dünya prömiyerini yapan ‘Kör Noktada / Im Toten Winkel’ Türkiye asıllı yönetmen Ayşe Polat imzasını taşıyor. Aynı zamanda Uluslararası Yarışma seçkisinde de yer alan yapım, Almanya’dan gelip Türkiye’nin kuzeydoğusunda ücra bir köyde çekim yapan bir film ekibinin yaşlı bir Kürt kadınla röportajı ile başlıyor. Kadın, yıllar önce kaybettiği oğlunun anısını canlı tutabilmek için kadim bir ritüel yürütmektedir. Alman ekibe Kürtçe çeviride yardımcı olan yedi yaşındaki Melek’in bakıcısı, küçük kızın asıl amacı belirsiz, karanlık bir örgüte mensup babası gibi karakterlerin öyküsü, esrarengiz bir varlığın Melek’e musallat olması ile farklı bir gizem havasına bürünecektir.

2015 yapımı ‘Kasap Havası’ ile hatırladığımız Çiğdem Sezgin’in yazıp yönettiği ‘Suna’nın ana karakteri hayatını temizlikçilikle kazanan elli yaşlarında yalnız ve yoksul bir kadın. Evini uzun zaman önce kapatarak akraba, arkadaş yanında kalmakta olan Suna, eski bir aile dostunun aracılığı vasıtasıyla imam nikahı ile evlendirildiği Veysel’le birlikte ıssız bir köyde, eski bir evde yaşamaya başlıyor. Kocasının her hizmetini görmeye razı olan Suna, onunla aynı yatağa girmeye tahammül edemeyince, bu içki sorunu ile birlikte psikolojisi üzerinde derin yaralar açmaya başlıyor.

2018 yapımı ilk uzun metrajı ‘Benim Küçük Sözlerim’ ile bilinen Bekir Bülbül’ün yeni filmi ‘Bir Tutam Karanfil’ yaşlı bir mültecinin torununu da yanına alarak karısının cenazesini ülkesine götürüp defnetme arzusundan yola çıkıyor. Savaşın halen hüküm sürdüğü topraklara geri dönmek istemeyen küçük kız ile özlemini çektiği ülkesine bir an önce kavuşmak isteyen yaşlı adamın yolculuk boyunca hayata tutunma çabaları ve bu cenazeyi taşıma gayretleri, aralarındaki buzların zamanla erimesine neden oluyor ve birbirlerine daha sıkı bağlanıyorlar.

Seçkide dört adet de ilk film yer alıyor. Bunlardan Filiz Kuka’nın yazıp yönettiği ‘Yüzleşme’ ağır hasta annelerini yitiren bir baba ve iki kız çocuğunun hesaplaşması üzerinden ilerliyor. Barış Fert imzalı ‘Ölüler İçin Yaşam Kılavuzu’, empati kurma yeteneğini kaybetmiş ve adeta bir suç makinesine dönüşmüş Deniz’in İstanbul’da olduğu tahmin edilen esrarengiz bir yazılımın peşine düşmesini ve kendisini yirmi dört saat sürecek kaotik bir serüvenin içinde bulmasını anlatıyor. Orçun Köksal’ın yazıp yönettiği ‘Bars’, soyu tükenmiş olan Anadolu parsına dair bir iz bulabilmek için Anadolu’da yolculuğa çıkan iki zoologun izini sürüyor. Dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yapan Umut Subaşı’nın ilk uzun metrajı ‘Sanki Her Şey Biraz Felâket’ ise İstanbul’da yaşayan yirmili yaşlarında dört gencin gelecek endişesi üzerine derinleşirken, yeni neslin kaygılarını mizahi bir yolla keşfe çıkıyor.

(13 Nisan 2023)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com