Tutkunun, heyecanın, kazanmanın ve tabii, hepsinden önce aşkın yansıması… Fassbinder’e -ki, filmlerini muhakkak izlemek gerekir, kendine has bakışıyla erkenden kaybettiğimiz, ama kısacık yaşamına çokça başarı sığdırmış bir yönetmendir- saygı duruşu olarak görebileceğimiz bir film Peter von Kant. François Ozon, Fassbinder’in insan ilişkilerini, iletişim(sizliğ)i, karşılıklı/karşılıksız sevgiyi, hor görmeyi, yüceltmeyi, aslına bakarsanız insanın içinde sessizce yatan faşizmi gün yüzüne çıkarttığı filmi “Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları”nı, cinsiyetleri tersine çevirerek yeniden sergiliyor.
Peter von Kant, Fassbinder’dir aynı zamanda; onun yaşamından bir kesittir anlatılan. Kendisinin kadınlarla çekip, kadınlar üzerinden anlattıklarını François Ozon, erkek üzerinden aktarıyor. Ünlü bir yönetmen olan Kant, yardımcısı Karl ile birlikte yaşamaktadır. Peter’in platonik aşkı -ünlü bir oyuncudur hem- Sidonie bir genci tanıştırır. İlk görüşte aşk!
Kader ağlarını örüyor…
Filmi tabii ki anlatmayacağım. Ancak bundan sonrası acı, ağıt, gözyaşı ve sömürü ile insanın kendisine ve karşısındakine yaptıklarının anlatılmasıdır. Fassbinder’in başarısı, çıkar kaygısının öne çıktığı bu denk düşmeyen ilişkileri alabildiğine açık, alabildiğine somut ve alabildiğine gerçekçi anlatmasında yatıyor. Yönetmen Ozon, filmi de, filmini ters çevirdiği Fassbinder’i de aynı rahatlıkla anlatıyor.
Film zaten bir mekânda geçiyor: Peter’in salonu. Bir yandan ne olacağını hissediyorsunuz (“Petra von Kant’ın Acı Gözyaşları”nı unutmak ne mümkün), bir yandan da merak ediyorsunuz. Sessiz, denileni yapan, içinden geçenleri dışarı yansıtmayan yardımcı Karl, bir şeyler yapacak diye bekliyorsunuz. Film acaba onun “patlamasını” gösterecek mi? Hemen kendinizi koyuyorsunuz Karl’ın yerine… ben olsaydım onun yerinde bu kadar sabırlı davranabilir miydim?
Hayatın gerçeği…
Şairin dediği gibi, “Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, / Birinciliği beyaza verdiler.” Aynı çerçeveden bakınca herkes eşit, ama eşitler arasında da bir ayrım(cılık) var. Amir’in veya Karl’ın birbirinden farkı ne, var mı? Ama Amir, Karl’ı aşıp geçiyor. Peki, Karl haksız mı? Tabii, bu soruları filmdeki tüm karakterlere yayabiliriz. Hayatın gerçeklerinden biri ve artık kabul etmek gereken en önemli gerçeklerinden biri LGBTİ+ bireylerin varlığı… Siz kabul etseniz de etmeseniz de varlar ve aramızdalar; kimi sessiz Karl kimi Amir gibi…
Peter von Kant, (Rainer Werner Fassbinder filminden ters çevrilerek…) insan ilişkileri, aşk, gerçeklik, Yönetmen: François Ozon, Oyuncular: Denis Ménochet, Isabelle Adjani, Khalil Gharbia, Hanna Schygulla, Stéfan Crépon… 16 Eylül 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…
(13 Eylül 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com