Mülteci Olmak Bir Kimlik Değildir

Her gün yüzlerce insan doğduğu topraklardan başka diyarlara sığınmak zorunda kalıyor. Mülteci sorununu konu alan sayısız film izledik bugüne kadar. Yakıcı mültecilik meselesinden yola çıkan Jonas Poher Rasmussen imzalı ‘Kaçış / Flee’, parçalanmış kimlik krizi üzerine yoğunlaşmasıyla benzerlerinden sıyrılan yaman bir deneme. İlginç belgesel çalışmalarıyla sınırlı da olsa bir hayran kitlesi edinmiş olan Danimarkalı sinemacı ilk kez animasyonu denediği bu son filminde, tam 25 yıllık Afgan arkadaşının çileli geçmişinin kapısını aralamaya koyulmuş. Halen Danimarka’da başarılı akademik kariyerini sürdürmekte olan eski dost, sır yüklü geçmişini dile getirmek istememiş önceleri. Lakin Rasmussen’in zorlayıcı olmayan teklifi ve özgeçmişini özgür bırakmadan bugünde huzur bulamayacağının bilincinden hareketle, gerçek kimliğini gizleyerek Amin Nawabi takma adı ile adım adım açılmayı kabullenmiş sonunda.

Rasmussen hep kafasında olan bu projeyi 15 yıl önce bir radyo röportajı olarak gerçekleştirmek istediğini belirtiyor. Amin’in acılı geçmişini anlatmayı kabullenmesini beklediği uzunca süreçte ülkesinde düzenlenen ve animasyoncular ile belgeselcilerin, canlandırma belgeseller için fikir ürettikleri ANIDOX adındaki film atölyesinden davet almış ve bu deneyim ona ışık tutmuş. Animasyon seçimi ile Amin’in gerçek görüntüsü gizli tutulacak ve genç adam hikâyesini ilk kez çekincesiz olarak detaylarıyla paylaşacaktır.

Acılı bir geçmişe tanıklıktır Amin’inki. 70’li yılların sonunda Sovyetler güdümündeki hükümetin başa geçtiği Afganistan’da babası gözaltına alındığında henüz bebek yaşlardadır. Kendisinden bir daha haber alınamayan babasını büyük ablasının anlattıkları kadar hayal edebilecektir. Sovyetler çekildiğinde ülkedeki iç savaş hızlanacak, Kabil’e inen Taliban’ın şerrinden kaçmak üzere onlara transit vize veren tek ülke olan Rusya’ya göç edecektir aile. Komünizmin çöküşünün bir yıl sonrası Rusya’sında tam bir kaos hakimdir. Rus oligarkların palazlandığı bu dönemde her türlü yozlaşmanın hüküm sürdüğü bir suç şehridir Moskova. Vize süreleri sona erdiğinde bu kâbus kentten kaçmak üzere insan kaçakçılarının eline düşeceklerdir. Türlü ölüm tehlikesinin, eziyetin ve yalanların ardından Danimarka’ya mülteci olarak kabul edilen genç Amin çok çabuk büyümüştür. Yitip gitmiş çocukluğu ve ilk gençliği kaçakçıların elinde ve sürekli kaçmakla geçen genç beden artık emin ellerde olsa bile nasıl huzura kavuşacaktır. Daha küçük çocukken kaçmaya başlayan körpe ruhun başkalarına güven duyabilmesi kolay olmayacak, zaman alacaktır.

İşte Rasmussen mülteci sorunu üzerine saygın bir çalışmanın ötesini hedefleyen çalışmasında yakın dostunun yaralı yüreğini onarmak, geçmişine dair travmaları ile yüzleşmesini sağlamak istemiş. Çalışmasını psikoterapi seansları dizisi olarak tasarlamış. Divana uzanmış, gözlerini kapatmış, derin bir nefes alarak rahatlamaya çalışan Amin’e ‘ev senin için ne ifade ediyor’ diye soruyor ilk önce. ‘Güvenli bir yer, kalabileceğini bildiğin ve terk etmek zorunda olmayacağın bir yer’ olarak cevaplıyor genç adam. Acılı geçmişini duraksayarak, molalar, bazen uzun aralar vererek de olsa dile getiriyor. Böylelikle kaçtığı geçmişi ile yüzleşiyor ve onu bugünü ile bağlamaya çalışıyor. Yakalanıp tekrar geri gönderilme korkusu ile söyleyemediklerini, yalanlarını, küçük yaşlarında bastırdığı, inkar etmeye çalıştığı eşcinselliğini itiraf ediyor. Böylece ‘kendi olabilme’ yolunda önemli bir adım atmış oluyor. Ve bu muazzam deneyim coşkun bir arınmaya dönüşüyor. ‘Mülteci olmak bir kimlik değildir’ diyor Rasmussen. Bu terapi-film Amin’in özgürleşmesini sağlayacaktır.

Danimarkalı usta belgeselcinin ilmek ilmek ördüğü sinemasal katarsizmi en parlak biçimiyle görselleştirebilmek için paçaları sıvamış. Öncelikle tüm görüşmeleri videoya kaydetmiş. Çizimler Amin’in gerçek tepkilerinden, davranışlarından yola çıkarak gerçekleştirilmiş. Ana karakterin geçmişine dair zengin belgesel arşivinden yararlanılmış ve haber görüntüleri ustaca çizgilerin içine yedirilmiş. Işık, renk ve sahne kompozisyonları özenle düşünülmüş. İlk karelerden başlayarak kaçış ve şiddet sahnelerinde dışavurumcu çizgiler, siyah-beyaz belirsiz tehditkâr figürler kullanılmış. Geçtiğimiz yıl Sundance Bağımsız Filmler Festivali’nen ödülle dönen, 27 Mart gecesi dağıtılacak 94. Oscar ödülleri için üç ayrı kategoride (animasyon, belgesel ve İngilizce dili dışında yabancı film) adaylığı bulunan ‘Kaçış’ farklı disiplinleri buluşturan kaçırılmayacak bir sinema deneyimi.

(04 Mart 2022)

Ferhan Baran

[email protected]