Korkut Akın Yazıyor: Yaşar Kemal Efsanesi

Edebiyatımızın dünya çapındaki büyük destancısı Yaşar Kemal’i, insan yönüyle tanıma fırsatı sunan film, önemli bir çalışma… Önemi, bizim geçmişimize olduğu kadar, yaşayanlarımıza, geleceğimize değer vermememizden… Büyüklüğü, kıyasla ölçebilirsek, Yaşar Kemal, sadece edebiyatçı olarak değil, barışçı görüşü, insancıl yaşamı, çocuklarla bağı, sinemayla ilgisi ve daha birçok değeriyle en üst sırada yer alıyor. Edebiyatçı Yaşar Kemal’i hepimiz … Devamı… »

Cano

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

04 Mayıs Cuma günü vizyona girecek olan “Cano”dan geriye doğru gidersek, filmde görüntü yönetmenliği ve oyunculuk yapan Ali Kemal Çınar, geçen yıl yönettiği, hikâyesini yazdığı, görüntü yönetmenliğini yaptığı ve başrolünde oynadığı “Genco” ile bir hayli dikkat çekmişti. “Cemo”, Türkan Şoray’ın en bilinen filmlerindendir. “Fato”nun 1949 yapımında Oya Şensev, 1969 yapımında Zeynep Özkan, Fato rolünde oynamıştır, filmin tamamlayıcı adı “Ya İstiklal Ya Ölüm”dür. “Zeyno”, Hülya Koçyiğit’in Yılmaz Güney’le başrolü paylaştığı iki, bilemedin üç filmden biridir, başka yoktur. “Koçero”, “Davudo” gibi filmler kanun dışı karakterlere odaklanmıştır. “Elif ile Seydo” köyde geçen bir sevda hikâyesini anlatır, “Erkek Güzeli Sefil Bilo” güldürür. Bilo’yu günümüzün dik duran, ender, gerçek boyu kısa olsa da manevi boyu, uzun delikanlılardan çok çok uzun olan İlyas Salman canlandırmıştır. Önceki bir filmde küçük rolü olan Bilo seyirciden olumlu tepki görünce bu filmde başrole yükselmiştir. Tıpkı Adanalı Tayfur, Turist Ömer ve Cilalı İbo gibi. Kemal Sunal’ın “Kibar Feyzo”su çok ilgi görünce, ondan 4-5 yıl önce vizyonunu tamamlamış olan “Salako”, işbilir sinemacılarımız tarafından Feyzo’yla aynı zaman aralığında Anadolu’da “Nazik Zülfo” adıyla yeniden gösterime sokulmuştur. “Cano” üzerinden tekrar “Cemo”ya dönersek ondan bir yıl önce ise ünlü yabancı film “Bonnie and Clyde”dan uyarlanan “Cemo ile Cemile” çekilmiştir. Cemo/Clyde’ı Yılmaz Köksal, Cemile/Bonnie’yi Ülkü Özen oynamıştır. (30 Nisan 2018)

Yarın vizyona girecek olan “Taxi 5”i izledik. Özetle taksi cephesinde yeni bir şey yok. Edindiğim bilgilere göre Türkiye’deki olumsuz taksi olayları yüzünden filmin Fransız yapımcıları olası devam filmlerine “Uber 1”, “Uber 2”, “Uber 3″… diye devam edeceklermiş. (Buraya gülen suratlar konacak.) (03 Mayıs 2018)

40 yıllık “Fıkır fıkır fıkır Mahmure”yi “Lıkır lıkır lıkır ferahla” yaptığı için Nükhet’i kınıyorum. Yasaklara karşı değilim ama RTÜK yaygın şarkı ve türkü sözlerini kullanan reklamları yasaklasa itiraz etmem. (05 Mayıs 2018)

Eskiden beri ne zaman “manifesto” kelimesini duysam aklıma hep Abba grubunun “Money Money Money” şarkısı gelir. (05 Mayıs 2018)

Gerekli her yere yorum niyetine yazabilirsiniz: “Kem söz sahibine aittir.” (Bu duruma göre kem olmayan söz karşı tarafa övgü oluyor.) (06 Mayıs 2018)

Bakın ben size bir öneride bulunayım da memlekette otopark ve trafik sorunu kalmasın. Yapılmış ve yapılacak bütün binaların giriş katları otopark olsun. Hani çok yağmur alan memleketlerdeki (Singapur / Mersin) gibi binaların ilk katlarında duvar olmasın, sadece kolonlar olsun. Bizim apartmanın altına 6 araba park etse bile yandaki komşu apartmanın altında mutlaka boş bir park yeri olur. Böylece yol kenarlarına park yapma sorunu da ortadan kalkar ve trafik rehatlar. Ohhh, mis. (06 Mayıs 2018)

Efendim, hazır şu seçmeyinler gündemdeyken imar affı, pardon imar barışı nedeniyle aklıma gelen bir fikrimi sunayım. Eski Türkiye’de semtlere ve toplu binaların olduğu sitelere Bahçelievler, Şenesenevler, Beşevler vs. gibi isimler verilirdi. İmar barışı demişken, araya bir madde sıkıştırılıp, Newhouse, Fivehouse ne bileyim Greenhouse, Shorthouse gibi zamane evlerinin adlarının da Cumhur’un anlayacağı milli dile çevrilmesini sağlayın. Kendim yaptığım için söylemiyorum bence çok makul bir öneridir. Sinema isimleri için de aynı önerim geçerlidir. Ne demek Cinemalittle, Cinemabig, Cinemared, Cineminimum? Yapın şunların adlarını, Emek, Saray, Atlas, Deniz, vs. vs. (07 Mayıs 2018)

Onur Ünlü’nün “Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok” adlı son filminden yeni çıktık; baktım ilham gelmiş. Devam filmi yapılacaksa benzer çekicilik ve uzunlukta isim önerimdir: “Gözler Olmasaydı Kalp Hislerin Mezarı Olurdu.” (07 Mayıs 2018)

Dün akşam 6. Kayseri Uluslararası Film Festivali’nde “Sinemanın Çınarı Türk Sineması Emek Ödülü”mü aldım mı? Tamam, aldım. Sabahın köründe internete girip ödülümü hak etmeye devam etmek için çalışayım dedim mi? Tamam, dedim. Otelimiz, Setenönü adında, sevimli bir butik otel. İnternet şifresini sordum, “Otelin adı abi” dediler. Gelgelelim uğraşıyorum, uğraşıyorum, otelin internetine bir türlü giremiyorum. Onlarca uğraş sonunda uyandım. Meğer otelin adını setemonu olarak yazıyormuşum. Bilenler bilir, bizim sinema derneklerimizden birinin adı SETEM’dir; o nedenle şifreyi sürekli setem olarak yazıyormuşum. Tamam mı, tamam. O anda anladım kı “Sinemanın Çınarı Türk Sineması Emek Ödülü”mü hakikaten bileğimin hakkıyla almışım. Bilmeyenler için yazayım: SETEM’in açılımı “Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği”dir. Dolayısıyla Türk Sineması’nı inşa edenlerdir. (09 Mayıs 2018)

6. Kayseri Uluslararası Film Festivali’nin “Sinemanın Çınarı Türk Sineması Emek Ödülü”mü aldıktan sonra yaptığım kısa teşekkür konuşmam şöyledir:
İyi akşamlar. Hasbelkader bir konuşma hazırlamıştım. “Bendeniz bu ödüle 3 kat değer atfediyorum” diyecektim. Birincisi Türk Sineması adına verilmesi, ikincisi emeğin takdir edilmesi üçüncüsü sinemamızın değerli sanatçıları Menderes Samancılar ve Macit Koper’le aynı gecede verilmesi. Ödülü değerli yönetmenimiz Semir Aslanyürek’in elinden alacağımı bilmiyordum; böylece ödülümün değeri gözümde 4 kat artmış oldu. Bu vesileyle Atatürk’ümüzün sinema hakkında söylediklerini hatırlatmak isterim. Tüm zamanların lideri şöyle diyor:
“Sinema öyle bir keşiftir ki bir gün gelecek, barutun, elektriğin ve kıt’aların keşfinden çok dünya medeniyetinin veçhesini değiştireceği görülecektir. Sinema, dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini sevmelerini, tanımalarını temin edecektir. Sinema insanlar arasındaki görüş, düşünüş farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır. Sinemaya lâyık olduğu ehemmiyeti vermeliyiz.”
Atamızın dediği gibi sinemaya layık olduğu değeri verdiği için Kayseri Uluslararası Film Festivali’ne teşekkür ederim. (10 Mayıs 2018)

Bilgi bilgidir, şuraya yazayım da kenarda dursun: Sinemamızın değerli görüntü yönetmeni Aytekin Çakmakçı’ya yakın arkadaşları Aytek dermiş; setlerde ise uyguladığı disiplin gereği Aytekin Bey denilmesini istermiş. (10 Mayıs 2018)

(05 Ağustos 2018)

Sadi Çilingir

[email protected]