Anayurt Oteli, bir yüzleşme hikâyesi… Tek bir birey üzerinden bütün bir ülkeyi mercek altına alan toplum analizi adeta… Seçilen mekân dahi bu göndermeye hizmet ediyor.
Kalabalık olmasıyla bildiğimiz koca bir konağın tek başına kalmış bir adamın cehennemi olabileceği gerçeği bize modern dünyanın da bir kötü bir şakası adeta. Bu bağlamda bir geleneksel ya da modern yaşama biçimleri de tartışmaya açılacak başka bir konu.
Filmin sonunda, beşik sallarken yanında gördüğümüz fotoğraftaki kadın, Keçecizade Faruk’un âşık olduğu yengesidir ve bu aşk yüzünden intihar etmiştir. Zebercet, Faruk Dayısı ve Semra Yengesinin durumunu kendisininkiyle özdeşleştirir. Fakat filmde gecikmeli Ankara treniyle gelen kadınla fotoğraftaki kadın aynı kişi olmasına rağmen, Zebercet’in beşik sallaması akıllara fotoğraftakinin yengesi değil annesi olabileceği ihtimalini getiriyor.
Diğer yandan Atılgan olayları eşzamanlı olarak aktarıyor. Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek aynı anda parantez içindeki monologlarla veriliyor. Filmdeyse Ömer Kavur geri dönüşler yerine, olayların anlatının içindeki kişilerce dile getirilmesini tercih ediyor. Geçmişe dair her şey iç monologlar şeklinde aktarılıyor. Bunun zaman zaman filme gizem katmak adına güzel bir hareket olduğunu düşünüyorum.
Bunun yanı sıra bir kitap uyarlaması olarak filmin en başarılı özelliği Atilla Özdemiroğlu’nun filme müthiş hizmet eden müzikleri… Dönemin birçok başarılı yapımına imza atan müzisyen daha ilk notasından itibaren imzasını atıyor. Filmin kaotik havasına çok güzel bir zemin hazırladığını ve filmden koptuğumuz anlarda bir anda bizi silkeliyor ve kendimize getiriyor.
Yalnızlık ve iletişimsizlik temasını işleyen 1986 tarihli filmde, kitaba oldukça sadık kalındığını söylemek mümkün… Romandan uyarlanan her film ister istemez bir karşılaştırmaya maruz kalır… Anayurt Oteli’ni benzer uyarlamalar ile kıyasladığımızda oldukça başarılı uyarlama olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden hem de yenilenmiş kopyasıyla beyazperdede defalarca kez izlenmiş olsa da yine farklı ve özel bir tat bırakacağına eminim…
(01 Haziran 2017)
Gizem Ertürk