Adem Kılıç’ın yönettiği ve Çetin Altay, Salih Kalyon, Ayşegül Günay ile Eren Hacısalihoğlu’nun oynadığı Sümela’nın Şifresi 3: Cünyor Temel, 07 Nisan 2017’de UIP Filmcilik dağıtımıyla TAFF Pictures – Üçgen Yapımevi tarafından vizyona çıkarıldı.
Hayalperest bir Trabzonlu olan Cünyor Temel, Cemal Karkas’ın Hamsiland Towers inşaatına karşı çıkmaktadır. Çünkü bu inşaat, Trabzonsporlular için çok önemli olan tarihi bir semt sahasının üzerine kurulacaktır. Şehrin geri kalanı gibi sessiz kalmayı reddeden Cünyor Temel, arkadaşları Şato ve Oğuzubillah ile birlikte bu inşaatı durdurma ve tarihi önemdeki bu toprak sahayı kurtarmak için plan yaparlar.
Günlük arşivler: 19 Şubat 2017
Film Bestecisi Semih Tareen’in Yeni Albümü Amerika’da
Amerika’da yaşayan ve film müzikleri yapan Türk besteci Semih Tareen’in yeni albümü piyasaya sürüldü. Amerikan yapımı Dead West isimli gerilim filminin müziklerini içeren albüm, Dead West (Original Soundtrack) ismi altında iTunes ve Spotify dahil bütün dijital müzik marketlerde dinleyicilerle buluşuyor. 2016 senesinde gösterime giren Dead West isimli film, yönetmen Jeff Ferrell’in imzasını taşıyor ve gerçek aşkı arayan bir seri katilin kadından kadına geçerken yaşadığı kanlı öyküsünü ve arkasında bıraktığı kurbanların dehşet verici hikâyelerini anlatıyor.
Film Bestecisi Semih Tareen’in Yeni Albümü Amerika’da yazısına devam et
İKSV Kültür Sanat Kart Sahipleri Belirlendi
İKSV Kültür Sanat Kart’ı almaya hak kazanan 1.000 üniversite öğrencisi 13 Şubat tarihinde yapılan Milli Piyango çekilişi sonucunda belirlendi. 81 ildeki 173 üniversiteden 64.711 öğrencinin başvurduğu İKSV Kültür Sanat Kart’ı almaya hak kazanan talihlilerin tam listesi binuniversiteliaraniyor.com adresinde duyuruldu. İKSV Kültür Sanat Kart sahipleri kartlarını 20 Şubat Salı gününden itibaren 07 Mart tarihine kadar hafta sonları da dahil olmak üzere 10:00 – 17:00 saatleri arasında, İKSV’den teslim alabilecekler. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın hediye edeceği İKSV Kültür Sanat Kart, İKSV’nin düzenlediği tüm etkinliklerde 2017 sonuna dek kullanılabilecek.
İKSV Kültür Sanat Kart Sahipleri Belirlendi yazısına devam et
Yönetmen Coşkun: Gerçekle Kurguyu Ayırt Edemiyoruz
Zeytinburnu Gençlik Merkezi’nde konuşan yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, “Algımıza büyük bir saldırı var, artık neyin gerçek neyin kurgu olduğunu ayırt edemiyoruz.” dedi. Mehmet Usta yönetimindeki Gösteri Sanatları Akademisi, sinemanın ustalarını yolun başındakilerle buluşturmaya devam ediyor. Akademinin Şubat ayı konuğu Mahmut Fazıl Coşkun’la Uzak İhtimal filminin gösterimi ardından Sinan Sertel’in moderatörlüğünde bir de söyleşi gerçekleştirildi.
Yönetmen Coşkun: Gerçekle Kurguyu Ayırt Edemiyoruz yazısına devam et
Deniz Yavuz: Recep İvedik Bu Hafta Sonu 20 Milyonu Aşacak
Filmlerin gişe verilerini isabetli analiz etmesiyle tanınan sinema yazarı Deniz Yavuz, Recep İvedik 5′in vizyona girmesi vesilesiyle serinin önceki filmlerinin yaptığı hasılatları inceledi. İncelemeye göre Recep İvedik 5′in bu hafta sonu yapacağı hasılat eklendiğinde tüm İvedik filmlerini izleyen sinemasever sayısı 20 milyonu aşacak. Togan Gökbakar’ın yönettiği ve Şahan Gökbakar, Çağlar Salman ile Orkan Varan’ın oynadığı Recep İvedik 5′in konusu şöyle: Mahalle sakinlerinden İsmet vefat edince Recep İvedik dostunun son görevini yerine getirmek için yola çıkar. Genç sporculardan oluşan Milli Takım kafilesini yurt dışındaki bir organizasyonuna götürür.
- Değerlendirmeyi okumak için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Power Rangers
Dean Israelite’nin yönettiği ve Dacre Montgomery, Bill Hader, Naomi Scott ile Ludi Lin’in oynadığı Power Rangers, 24 Mart 2017’de The Moments Entertainment dağıtımıyla The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Beş sıradan genç, yaşadıkları küçük Angel Grove kasabasının ve tüm Dünya’nın bir uzaylı tehdit tarafından ortadan kaldırılma sınırında olduğunu öğrendiklerinde, olağanüstü değişime uğrarlar ve gezegeni kendilerinden başkasının kurtaramayacağını anlarlar. Ancak bunu yapmak için, gerçek hayattaki bütün sorunlarını çözmeleri gerekecek ve Power Rangers olarak bir araya geleceklerdir.
Ali Erden Yazıyor: Bazen Boş Sayfa Birçok İhtimal Verir
Paterson, New Jersey’nin Paterson şehrinde belediye otobüsü şoförü. Doğduğu ve yaşadığı bu şehre tutkuyla bağlıydı Paterson. Bu şehrin şairi “Pulitzer Şiir Ödülü”nü 1963’te kazanmış William Carlos Williams’a da tutkuluydu. Kendisi de şair. Pediyatrist de olan New Jerseyli Williams (1883-1963), imgelemci bir şairdi. Williams’ın “Kırmızı El Arabası” şiiri şöyleydi: “yağmur suyuyla / parlamış / kırmızı / el arabasının / ne çok şey … Devamı… »
Patron Bebek
Tom McGrath’ın yönettiği ve Alec Baldwin, Steve Buscemi, Lisa Kudrow ile Jimmy Kimmel’in seslendirdiği animasyon film Patron Bebek (The Boss Baby), 31 Mart 2017’de The Moments Entertainment dağıtımıyla The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Küçük kardeşinin doğduğu günden beri, yedi yaşındaki Tim, bu hızlı konuşan bebeğin bir belâ olduğunu biliyordur. Tim, ailesinin sevgisini geri kazanmaya çalışırken giriştiği görevde dünyadaki sevginin dengesini bozabilecek bir planın içinde olduğunu fark eder ve tüm bunların merkezinde sırnaşık kardeşinin olduğunu anlar. Şimdi bir araya gelmeli, ailelerini kurtarmalıdırlar.
Jim Jarmusch ve Şiir
Amerikan Bağımsız Sineması’nın gerçek anlamda bağımsız kalmayı bilmiş ve sinemasından ödün vermemiş büyük ustası Jim Jarmusch’un şiir ile ilişkisi çok eskilere dayanıyor. Columbia Üniversitesi’ne şair olmak niyetiyle girdiğini biliyoruz. Sinemacı olarak imza attığı kimi yapıtlarında ünlü şairlere atıfları gözden kaçmaz. 1995 yapımı ‘Dead Man (Ölü Adam)’ın ana karakteri klasik İngiliz şiirinin büyük ustası William Blake’in adını taşır. 1986 yapımı ‘Down By Law (İçerdekiler)’in ana sahnelerinden birinde Amerikan şiirinin anıt isimlerinden Robert Frost’un ‘The Road Not Taken’ şiirinin son kıt’ası İtalyanca olarak dökülür Roberto Benigni’nin ağzından.
New York Okulu şairlerinin ve aynı ekolün mensuplarından William Carlos Williams’un hayranıdır Jarmusch. Williams’ın yetiştiği Paterson kenti hakkında bir film çekme isteğinin geçmişi ise bölgeyi ziyaret ettiği 20 küsur yıl öncesine dayanıyor. Sinemacının şehirleri birer karakter olarak kullandığı ilk dönem filmlerini şöyle bir hatırlarsak, ‘Down By Law’da New Orleans’ın, 1989’dan kalma ‘Mystery Train (Gizem Treni)’nde Memphis’in ön plana çıktığını hatırlarız. Sinemacının ilk kez geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nde gösterilen, 2016 yılı kişisel seçkimde üçüncü sırada yer almış son çalışması ‘Paterson’, hem New Jersey eyaletine bağlı yerleşim bölgesinin, hem de Williams’ın kent üzerine kaleme aldığı beş cilt halinde yayımlanmış destansı şiirin adını taşımakla kalmıyor, filmin ana karakterinin ismi de Paterson.
Haftanın her gününün ayrı bir dörtlüğü oluşturduğu bir şiir olarak tasarlamış son filmini Jarmusch. Paterson her sabah 6’yı geçerekten kalkıyor, süt ve gevrekten oluşan kahvaltısını yapıyor, elinde sefertası şoför olarak çalıştığı otobüs garajının yolunu tutuyor. İç cebinde taşıdığı defterine karalamaya başlıyor sefere çıkmadan önce. Öğle arasında kentin ünlü şelalesine bakan tepede yemeğini yerken yazmayı sürdürüyor. Akşam evine, büyük bir aşkla bağlı olduğu karısının yanına dönüyor. Her akşam köpeği Marvin’i dışarı çıkarıyor. Kasabanın barında birasını yudumlarken satranç ustası, caz düşkünü siyah bar sahibi ile çene çalıyor. Her biri 15’er dakika kadar süren yedi bölümde Paterson’ın pek fazla değişmeyen gündelik hayatını aktarıyor Jarmusch. Rutin’in özgürleştirici ve yaratıcılığı teşvik edici etkisi üzerine kuruyor filmini. Otobüs şoförü Paterson’ın ‘suyun üzerine yazılmış sözcükler’ olarak niteledikleri sıradan hayatın benzersiz şiirine dönüşüyor.
Filmi aylar önce ilk kez izlediğimde, “cep telefonlarınızı, bilumum elektronik bağımlılıklarınızı bir kenara bırakın, huzur ve mutluluğun rehberi ‘Paterson’ başka şeylerden söz ediyor bizlere” diye yazmıştım. Geçtiğimiz günlerde ikinci izleyişte, her zaman genç ve bağımsız usta Jarmusch’un yüreğimize dokunan filmiyle bir kez daha sarsıldım. New York Okulu’nun izinden gitmiş Ron Padgett’in filmde kullanılan şiirlerinden, Adam Driver’ın ödül sezonunda haksızca gözardı edilmiş muhteşem performansından bir kez daha etkilendim. Otobüs şoförünün 10 yaşlarındaki küçük kızla şiir sohbetini, Paterson şelalesi fonunda farklı ırktan iki şairin paylaşımlarını aşkın duygularla izledim bir kez daha. Williams’ın ünlü epik şiirindeki metaforda olduğu gibi kent ile şairin birbirinin yerine geçtiği, gündelik hayatın şiirsel rutini üzerine benzersiz bir meditasyon, şiir sanatı üzerine yazılmış benzersiz bir aşk mektubu ‘Paterson’. Son dönemin kaçırılmaması gereken en iyi filmlerinden biri.
(26 Şubat 2017)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Aşk Uykusu’nun Teaser Afişi Görücüye Çıktı
Gazeteci yazar Mehmet Coşkundeniz’in gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı romanından aynı adla beyazperdeye uyarlanan Aşk Uykusu’nun teaser afişi görücüye çıktı. Nisan Akman’ın yönettiği filmin başrollerini Gökçe Bahadır, Alican Yücesoy ve Hande Subaşı paylaşıyor. Film, tutkulu bir aşk hikâyesini ve aşk için nelerin göze alınabileceğini çarpıcı gerçek bir hikâye üzerinden anlatıyor. “Sen benim tek sığınağımsın” dediği eşinin kendisine yaşattıkları karşısında, filmi izleyenlere “Ben olsam ne yapardım?” sorusunu sordurtacak kadar başarılı bir performans sergileyen Gökçe Bahadır, Yonca karakteri ile izleyicilerin hafızasına kazınacak.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.