Amerikan bağımsız sinemasının büyüklerinden Jim Jarmusch’un şiire ve şehre adadığı “Paterson” filmi, sinemaya ve fotoğraf sanatına da dizeler gönderiyor.
Paterson, New Jersey’nin Paterson şehrinde belediye otobüsü şoförü. Doğduğu ve yaşadığı bu şehre tutkuyla bağlıydı Paterson. Bu şehrin şairi “Pulitzer Şiir Ödülü”nü 1963’te kazanmış William Carlos Williams’a da tutkuluydu. Kendisi de şair. Pediyatrist de olan New Jerseyli Williams (1883-1963), imgelemci bir şairdi. Williams’ın “Kırmızı El Arabası” şiiri şöyleydi: “yağmur suyuyla / parlamış / kırmızı / el arabasının / ne çok şey yığılmış / üstüne / beyaz tavukların / yanında…” Paterson şehri üzerine de 1946’dan 1958 kadar beş ciltlik epik şiirler yazmıştı. Şiirde, imgecilikten nesnelciliğe giden şair Williams’ın etkilediği otobüs şoförü Paterson, çok sevdiği Passaic Nehri’ndeki “Büyük Şelaleler”de defterine dizeler düşürüyor. Paterson, İran asıllı Laura’yla evli. Evi, hiç sevemediği bulldog Marvin’le de paylaşıyor Paterson. Aslında sevgisizlik karşılıklıydı. Marvin de ne yapacağını biliyor.
Eşi Laura’nın beğendiği şiirlerinden biri şöyleydi Paterson’ın: “Çocukken / öğrenirsin / üç boyut var / yükseklik, genişlik ve derinlik. / Bir ayakkabı kutusu gibi / Sonra sen duydun / dördüncü bir boyut var / zaman. / Hımmm / Sonra bazıları şöyle der: / beş, altı, yedi olabilir… / İşi kesiyorum / bir bira iç / barda. / Bardağa bakıyorum / ve mutlu hissediyorum…” Paterson defterine şiir yazarken, dizeler gerçeküstücü perdeye yansıyordu. Günler de yazıyla yansıyordu. Paterson’ın şiirleri, Oklahoma’nın Tulsa şehrinde 1942’de doğmuş şair-yazar Ron Padgett’ten ödünç alınmış.
Jim Jarmusch sinemanın büyük yönetmenlerinden. 1953’te Ohio’nun Akron şehrinde doğan Amerikalı bağımsız sinemacı Jarmusch, bir tarafıyla New Yorklu, bir tarafıyla da Şikagolu. Nasıl mı? Muhteşem Akron şehri, bu iki büyük şehrin arasına sıkışmış gibi sanki. Yönetmen Jarmusch’un sinemasıyla ilk olarak 1996’daki 15. İstanbul Film Festivali’yle karşılaştık. 1984 yapımı siyah-beyaz “Stranger Than Paradise-Cenetten de Garip” filmi ustayla karşılaşma olmuştu. Ardından 1986 yapımı “Down by Law-İçerdekiler” geldi. 1986’da çektiği siyah-beyaz kısa film “Coffee And Cigarettes-Kahve ve Sigara” da vardı. Ustanın, renkli olarak çektiği filmler de epeyce. 1989’daki “Mystery Train-Gizem Treni”, 1991’deki “Night on Earth-Dünyada Bir Gece”, 2005’teki “Broken Flowers-Kırık Çiçekler”, 2013’teki “Only Lovers Left Alive-Sadece Âşıklar Hayatta Kalır” var. Buralara uğramayanlara dokunmadık. 1995’te çektiği ve Johnny Depp’i oynattığı “Dead Man-Ölü Adam” siyah-beyazdı. Jarmusch, “Lee Marvin’in Oğulları” adında gizli bir grup bile kurmuş. Jarmusch müzikle de ilgileniyor ve klavye çalıyor.
Günler akıp giderken…
Paterson için bir günün diğerinden farkı yok. Belki de tek fark, defterine düşen kelimeler. Pazartesi yine aynı saatte sabah altıyı biraz geçe uyanıyor. Laura’yı öpüyor. Laura rüyasında ikiz bebek doğurduğunu görmüş. İşine gidiyor. Garajda hareket amiri Hint asıllı Donny gelene kadar defterine dizler yazıyor. Donny çok dertli. Paterson gibi bu dertleri dinleyince öğreniliyor. Her zamanki gibi yolcuların da anlatacak bir şeyleri var birbirlerine. Akşam olunca eve geliyor. Her zamanki gibiydi her şey. Laura, evdeki eşyaları, perdeleri boyuyor. Laura’nın hayali de kek yapıp çok para kazanmak. Başka hayalleri de var. Gitar alıp folk şarkıcısı olmaktı düşü. Yemekten sonra köpek Marvin’i geziye çıkartıyor. Her zamanki bara geliyor. Doktor’un barıydı burası. Birasını içiyor. Barda sürekli tartışan Marie ve ona sırılsıklam âşık Everett var. Marie kendisine sahip olunmasını istemiyor. Everett, Marie’nin her şeyini istiyor. Aşk olmazsa bu dünyada anlam olur muydu? Salı sabahı. Dünden farkı yoktu. Tek farksa defterine yazdığı kelimeler. Çarşamba sabahı da yatağında uyanıp Laura’yı öpüyor, kahvaltı yapıyor ve işe gidiyor. Değişen bir şey yok. Akşam yine Marvin’i dışarı çıkartıyor. Barda bira içiyor.
Perşembe biraz farklıydı sanki. İşten sonra bir kız çocuğu hayatına renk katıyor bir an. O da şair. Şelaleler üzerine şiir yazmış. Cumaysa anarşist kızın anlattıklarına kulak veriyor otobüste. İtalyan anarşist üzerine konuşuyor kız. Biraz heyecan veriyor. Sonra hafta sonu geliyor. Laura keklerini satmak için pazara giderken, o da Marvin’le baş başa kalıyor. Paterson, kekleri pazarda satan karısıyla dışarıda yemek yerken, eski korku filmleri gösteren bir sinemaya gidiyorlar. Sinemada Erle C. Kenton’ın 1932 yapımı siyah-beyaz “Island of Lost Souls-Kayıp Ruhlar Adası” korku filmini izliyorlar. Ama eve döndüklerinde Marvin’in intikamıyla karşılaşıyor Paterson. Pazar günü kederle şelaleye gittiğinde orada yanına Japon şair yaklaşıyor. Şair William Carlos Williams’ın tutkunu Japon şair, onun doğduğu şehir Paterson’ı merak etmiş. Japon şair, sonra Pateson’a yeni defter veriyor, boş sayfalar birçok ihtimal verir diye. Paterson, yine ilhamını bulup dizeler düşecek bu yeni deftere.
Şairlere ilham…
Filmi izlerken görselliğin çarpıcılığına da dokunmak gerekiyor. Filmde yoğunluklu olarak Amerikalı yönetmen Griffith’le Rus yönetmen Pudovkin’in ruhuna dokunuyor insan. Kameranın betimleyici yansıtmaları, kesmeli kurgu, çarpıcı açılar betimlemeli anlatıma dokundurtuyor. Jarmusch bu filminde görselliği gerçekten uç noktaya taşıyor. Ama gerçeküstücü ruhu da bırakmıyor filminde. Zincirlemeli bindirme tekniğini de sıkça kullanmış gerçeküstü estetiğin sokaklarında dolaşarak. Sürekli tekrarlanan, “leit-motife” dönüşen anlar da var. Perdede fark ediyorsunuz. Jarmusch, fotoğraf sanatından armağan yansımaları da görsel zenginlik olarak filmine katmış. Camlardan yansımalar gibi. Elbette altta duyulan dingin tınılar da tüm bunlara katkı sunmuş filmde. Umalım şairler, Jarmusch’un bu değerli filminin farkında olurlar. Bu film, 2016’da 69. Cannes Film Festivali’nde “Palmiye Köpek Ödülü”nü bulldog Nellie’yle kazanmıştı. Yönetmen bu filmini Nellie’nin aziz hatırasına adamış. Çünkü Nellie artık yok.
Paterson
Yönetmen-Senaryo: Jim Jarmusch
Müzik: Carter Logan-Sqürl-Jim Jarmusch
Kurgu: Affonso Gonçalves
Görüntü: Frederick Elmes
Oyuncular: Adam Driver (Paterson), Golshifteh Farahani (Laura), Chasten Harmon (Marie), William Jackson Harper (Everett), Barry Shabaka Henley (Doktor), Rizwan Manji (Donny), Trevor Parham (Sam), Troy T. Parham (Dave), Brian McCarthy (Jimmy), Frank Harts (Luis), Sterling Jerins (Çocuk Şair), Masatoshi Nagase (Japon Şair), Kara Hayward (Anarşist Öğrenci), Nellie (Köpek Marvin)
Yapım: Amazon Studios (2016)
(21 Şubat 2017)
Ali Erden
ailerden@hotmail.com