19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Lav Diaz Sürprizi

15 – 22 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen 19. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, tarihinin en parlak seçkilerinden biriyle karşımıza çıkıyor bu yıl sonu buluşmasında. Az ve öz filmden oluşan programın en büyük sürprizi ise çağımızın en önemli yaratıcılarından Lav Diaz’ın son filmi ‘Giden Kadın / Ang Babaeng Humayo’ kuşkusuz.

1998 yılından beri film yapan, meraklı sinefillerin son üç yıldır İstanbul Film Festivali’nin seçkilerinde yer alan filmleriyle tanıma şansını bulduğu Filipinli ustanın sadece bizde değil, sinema dünyasında keşfedilmesi biraz vakit aldı. Bunun başta gelen nedeni filmlerinin standartların hayli ötesinde uzunlukta olması herhalde. Filmografisinde yer alan kimi filmler altı, ikisi dokuz, ‘Melancholia’ ile Berlin ve İstanbul’da tek seansta izleyiciye ulaşan ‘Hüzünlü Gizem Ninnisi’ sekiz saat sürüyor. Ancak bu uzun süreler gözünüzü korkutmasın. Geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde en iyi film ödülünü kazanan ‘Giden Kadın’ 3 saat 45 dakika uzunluğuyla yönetmenin en kısa filmlerinden biri sayılabilir.

Konvansiyonel sinemayla işi yok Diaz’ın. Zaman algısı farklı. Malay insanına özgü bir zaman dilimi içinde klişelerden arınmış uzun planlar eşliğinde ülkesini mercek altına alıyor. 300 yılı aşkın sömürge yılları (ülkenin adı İspanyol kral II. Philip’den miras) ardından Amerikan vesayeti, İkinci Dünya savaşıyla birlikte Japon işgali, 1965’ten başlayarak 20 yıllık Marcos diktası ve takibeden iç savaşla lanetlenmiş, ruhunu arayan memleketinin makus kaderinin izini sürüyor filmlerinde. ‘Hüzünlü Gizem Ninnisi’nde 19. yüzyıl sonları devrim yıllarını perdeye taşıyor. Filipinlerin İspanyol yönetiminden kurtulma mücadelesini tarih, felsefe, mit, şiir, folklor ve politikanın iç içe geçtiği destansı bir anlatımla kurguluyor. 2014 yapımı ‘Evvelken’de 1972’nin hemen öncesine, dikta yönetimi altında kaybolmuş çocukluğuna, kendi deyimiyle ‘lanetli yıllara’ uzanırken ülkesinin başına gelenlerin kronolojisini çıkarmaya girişiyor.

Klasik Rus edebiyatına olan ilgisi filmografisine sızmıştır. 1998 yapımı ilk filmi ‘Serafin Geronimo’, Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’sından bir alıntıyla başlar. Bu ölümsüz romanın serbest bir uyarlaması olan 2003 yapımı ‘Norte: Tarihin Sonu’nda ahlaki ve sosyal çöküş karşısında şiddet uygulamayı seçen nihilist entelektüel Fabian ile ailesini geçindirmeye çalışan köylü Joaquin’in kesişen hikâyesini, ülkenin yoksulların yaşadığı (filme adını veren) kuzey bölgesinden insan manzaraları eşliğinde anlatır. Visconti’nin ‘Lanetliler’de yaptığı gibi, bir ulusun ahlaki çöküşünü, bir ailenin benzer düşüşüyle paralel vermeyi dener. Tanrıyı, gerçeği, ahlakı, günahı, adaleti, ulus olma bilincini, tarihi tartışmaya açar. Bunları yaparken zamanı tamamen kontrol altına alır. Benzersiz mizansenleri, uzun planları, ışık ve renkler (çoğu zaman benzersiz bir siyah-beyaz estetik) aracılığıyla kendi dünyasını kurar. Geniş bir zaman süreci boyunca karakterleri tüm hal ve tavırlarıyla yakından inceleme fırsatı buluruz. Lanetli topraklarda geçen hikâyelerinde hırsızlık, cinayet, tecavüz de vardır kuşkusuz. Ancak bunları sahne dışına iterek sansasyonel görüntülerden kaçınır.

‘Giden Kadın’ Tolstoy’un ‘Tanrı Gerçeği Görür, Fakat Bekler’ adlı kısa hikâyesinden esinler taşıyor. İşlemediği bir suç yüzünden 30 yılını hapiste geçiren Horacia’nın öyküsünden yola çıkıyor Diaz bu kez. Başka bir mahkûmun itirafıyla serbest bırakılan talihsiz kadın, yıllardır görmediği ailesini aramaya koyuluyor. Kocası çoktan ölmüştür. Büyük kente taşınan kızı uzaklardadır, oğlunun akıbeti ise belirsizdir. Kayıp oğlunun izini süren eski öğretmenin yardımsever erdemli kişiliği, hapse atılmasına sebep olan şimdinin nüfuzlu gangsteri eski sevgilisi için beslediği intikam duygusuyla lekelenmeye başlıyor adım adım.

Bu kısa özet okuyucuyu yanıltmasın. Lav ‘tür’ sinemasına göz kırpan son denemesinde konvansiyonel sinemadan uzak duruşunu sürdürüyor. Rahibe Teresa ve Prenses Diana’nın ölüm haberleri ile birlikte Hong Kong’un 155 yıllık sömürge döneminin ardından Çin’e iade edilişine dair haberleri işitiyoruz radyodan. Bu metafordan hareketle sömürge, dikta ve iç savaş yıllarının örselediği 90’ların sonundaki Filipinleri yeniden keşfe çıkıyor Horacia. Bir vampir edasıyla gezindiği karanlık yoksul sokaklarda mazlumların yardımına koşarken, yüreğinde kabaran intikam duygularıyla kirlenmemek için mücadele veriyor. Uzun planlar eşliğinde ilerleyen bu meşum gece serüveninde yolsuzluklar ve adam kaçırma vakalarının dehşetini yaşayan halkının çaresizliğiyle, her bir köşeden yankılanan sefalet çığlıklarına kulak vermeye çalışıyor.

Senaryoyu yazan Lav Diaz’ın görüntü yönetmenliği ve kurguyu bir kez daha kimselere bırakmadığı son başyapıtını beyazperdede izleme fırsatını kaçırmamanızı tavsiye ederim. (Gösterimler 18 Aralık 21:30’da Beyoğlu Atlas; 21 ve 22 Aralık 21:30 seanslarında Fatih Cinemaximum Historia salonlarında yapılacaktır.)

(16 Aralık 2016)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Hollywood’dan Bir Osmanlı Hikâyesi: The Ottoman Lieutenant’dan İlk Görüntüler Yahoo’da

Türk ve ABD’li yapımcıların gerçekleştirdikleri büyük ölçekli Hollywood prodüksiyonu olan The Ottoman Lieutenant, ABD ve dünya sinemalarında yerini almaya hazır. Filmin konusu Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da, Van’da geçiyor. Filmin başrollerinde, Oscar ödüllü Ben Kingsley, Kara Şahin Düştü ve Pearl Harbor filmlerindeki performansıyla hafızlara kazınan Josh Hartnett ve Michiel Huisman var. Türkiye’den de oyuncuların yer aldığı filmde, Halil Bey rolünde Haluk Bilginer’i ve Melih Paşa rolünde ilk defa bir Hollywood filminde rol alan Selçuk Yöntem’i izleyeceğiz.

  • Basın Bülteni
  • Görüntüleri izlemek için tıklayınız.

Hollywood’dan Bir Osmanlı Hikâyesi: The Ottoman Lieutenant’dan İlk Görüntüler Yahoo’da yazısına devam et

SETEM ve Koruncuk Vakfı’ndan Liselerarası Kısa Film ve Senaryo Yarışması Etkinlikleri

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ile ‘Yarının Sineması İçin’ sloganıyla yola çıkan SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği) tarafından düzenlenen Koruncuklar İçin B.A.K 2. Liselerarası Senaryo ve Kısa Film Yarışması kapsamında 10 – 17 Aralık 2016 tarihleri arasında çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Focus Ülke İran Kısa Filmleri Gösterimi; Abbas Kıyarüstemi Paneli; Fikirden Festivale; Kamera Asistanlığı Atölyesi, Kısa Filmde Telif Hakları; Giovanni Scognamillo Belgeseli ve Söyleşi; Kısa Film Merketing ve Kısadan Uzuna Söyleşi başlıklarını taşıyan etkinlikler ücretsiz olup, kontenjanla sınırlı olarak düzenlenecek.

SETEM ve Koruncuk Vakfı’ndan Liselerarası Kısa Film ve Senaryo Yarışması Etkinlikleri yazısına devam et

John Wick: Chapter 2

David Leitch ile Chad Stahelski’nin yönettiği ve Keanu Reeves, Laurance Fishburne, Bridget Moynahan ile Ruby Rose’un oynadığı John Wick: Chapter 2, 10 Şubat 2017’de Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
İlk filmde intikam aleviyle yanıp tutuşan John Wick, emekli olmuş ve tetikçilikten uzak ve huzurlu bir hayat kurmuştur. Fakat karanlıklar arkasında işlerini yürüten suikastçı birliğinin tehdit altında olmasıyla John Wick emeklilikten geri dönmek zorunda kalır ve bir anda dünyanın sayılı tetikçilerini karşısında bulur. Kadroya yeni eklenen ünlü isimler ile John Wick’in intikamı büyüyor ve artık o çok daha sert çalışıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2 / 3
  • IMDb

John Wick: Chapter 2 yazısına devam et

Tereddüt’ün Galasına Sinema Dünyasından Büyük İlgi

Yeşim Ustaoğlu’nun yönettiği Tereddüt’ün galası dün gece Levent Cinemaximum Kanyon Sineması’nda yapıldı. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin düzenlediği geceye, Yeşim Ustaoğlu ve filmin oyuncuları Ecem Uzun, Funda Eryiğit, Mehmet Kurtuluş’un yanı sıra Vildan Atasever, Tolga Karaçelik, Nesrin Cavadzade, Özge Özpirinçci, Selin Şekerci, Serdar Orçin, Pelin Esmer, Selen Uçer, Çiçek Kahraman, Can Kılcıoğlu, Elfe Uluç, Yiğit Özşener gibi sinema dünyasından pek çok isim katıldı.

Ecem Uzun – Mehmet Kurtuluş – Funda Eryiğit

Mehmet Kurtuluş

Mehmet Kurtuluş – Ecem Uzun – Yeşim Ustaoğlu – Funda Eryiğit

Nesrin Cavadzade / Özge Özpirinççi – Selin Şekerci

Selen Uçer / Serra Ciliv – Yeşim Ustaoğlu

Tolga Karaçelik

Vildan Atasever

Yeşim Ustaoğlu

22. Gezici Festival Üç Kent Dolaşarak Sona Erdi

Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği Gezici Festival, 22. yolculuğunu tamamladı. Festival, Ankara, Eskişehir ve Kastamonu’da dolu salonlara oynayarak bir yılı daha geride bıraktı. Festivalin klasikleşen bölümleri yanında 22. yıl özel bölümleri ise, Sinemanın Altın Çağı / Reha Erdem Seçkisi, Kiarostami: Yarım Kalan Sözler, Sükût Altındır: Buster Keaton, Yeşilçam’dan Youtube’a Erkeklik Halleri: Zeyno Pekünlü ve Osmanlı’dan Manzaralar II olarak festival izleyicisiyle buluştu.

22. Gezici Festival Üç Kent Dolaşarak Sona Erdi yazısına devam et

Dönerse Senindir

Erol Özlevi’nin yönettiği ve Murat Boz, İrem Sak, Yasemin Allen ile Uraz Kaygılaroğlu’nun oynadığı Dönerse Senindir, 23 Aralık 2016’da UIP Filmcilik dağıtımıyla TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Mehmet uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi Selin’e deliler gibi aşık olan genç bir adamdır. Selin ise şarkıcı olma hayalleri kuran genç bir kadındır. Selin’in dileği gerçek olur ve bir yapım şirketi Selin’le anlaşma yapar. Ancak Selin ve Mehmet, ayrılırlar. Mehmet ayrılığı etmez ve arkadaşı Defne’nin de yardımıyla Selin’i geri kazanmaya karar verir. Mehmet’in Selin’i geri kazanabilmek adına birbirinden komik ve zorlu yollarda yürümesi gerekecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Dönerse Senindir yazısına devam et

Tolga Çevik, Sen Benim Her Şeyimsin ile Bursa Kent Meydanı AVM.ye Geliyor

Tolga Çevik yeni filmi Sen Benim Her Şeyimsin ile 13 Aralık Salı akşamı Bursa Kent Meydanı AVM’nin konuğu olacak. Yönetmen koltuğunda Tolga Örnek’in oturduğu filmin başrolünde oynayan Tolga Çevik, 19:00 ve 19:15 seanslarında Avşar Sineması’nda Bursalı seyirci ile buluşacak. Sen Benim Her Şeyimsin filminin kadrosunda Tolga Çevik’e kızı Tuna Çevik, Melis Birkan ve Cengiz Bozkurt eşlik ediyor. Filmin konusu ise şöyle: Sedat, günübirlik ilişkiler ve işlerle hayatını geçirirken bir ara tanıştığı Pınar, kucağına bir bebek bırakır ve ortadan kaybolur.

Alemde 1 Gece

Barış Erdoğan’ın yönettiği ve Aydemir Akbaş, Ömer Gecü, Beyti Engin ile Bülent Alkış’ın oynadığı Alemde 1 Gece, 16 Aralık 2016’da Pinema Film dağıtımıyla Mekanik Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Mutlu bir evliliği olan Ozan’ın karısı Elif birkaç gündür annesinin yanındadır. Ozan evde tek başınayken çocukluk arkadaşı Tolga yanında Lena ve muhabbet tellalı Fehmi’yle çıkagelir. Ozan, Tolga’yı evden kovalamaya çalışırken karşı komşusu emekli Eşref gelir. Salonda tek maç izleyen Fehmi bahis kuponuyla para kazanınca heyecandan ölür. Cesetten kurtulmak için uğraşırlarken birden kendilerini çok daha büyük bir belanın içinde bulacaklardır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Instagram
  • Fragman
  • IMDb

Alemde 1 Gece yazısına devam et

11. Boston Türk Belgesel ve Kısa Film Yarışması’nın Sonuçları Belli Oldu

Kuzey Amerika’nın ilk Türk belgesel ve kısa film yarışması niteliğindeki 11. Boston Türk Belgesel ve Kısa Film Yarışması’nın merakla beklenen sonuçları açıklandı. Bu yıl 360 filmin başvurduğu ve 44 belgesel ve kısa filmin gösterildiği yarışmada En İyi Kısa Film Ödülünün yönetmenliğini Emre Kayış’ın yaptığı Çevirmen, En İyi Belgesel Ödülünün yönetmenliğini Özlem Sarıyıldız ve Yunus Emre Aydın’ın yaptığı İstanbul Makamı’na verildiği açıklandı.

11. Boston Türk Belgesel ve Kısa Film Yarışması’nın Sonuçları Belli Oldu yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Şarkını Söyle -Sing-

Sosyalleşme kavramı gün geçtikçe değişiyor. İnsanlar eskisi gibi gezip tozma, görüp eğlenme yerine bilgisayar karşısında oyunlarla vakit geçiriyor. Kuşkusuz bilgiye erişim kolaylaştı ama o bilgi dediğimiz şey mi aranan ekranlarda. Pek sanmıyorum. Bu, beraberinde sanattan uzaklaşmayı da getirdi. Korsan kullanımları bir tarafa bırakın, albümler eskisi gibi satmaz, filmler gişe yapmaz, kitaplar okunmaz, tiyatrolar izlenmez oldu… … Devamı… »